Bizi devamlı takip edenler hatırlayacaktır;
17 Aralık 2013 tarihinde Kıbrıs Time haber sitesinde Başbakan Yorgancıoğlu ve Başbakan Yardımcısı Denktaş’a açık bir mektup yazarak bazı uyarılarda bulunmuştuk.
Bafra turizm bölgesinde 12’nci parselde bulunan ve Zafer İnşaat’a tahsis edilmiş arazinin elinden alınması için bakanlar kuruluna önerge yapılacağını ve bunun çok iyi araştırılması gerektiğini vurgulamış hatta bu işte bir bakanın parmağı olduğunu ifade etmiştik.
Bu yazı belki Bakanlar Kurulu tarafından değil ama söz konusu bakan tarafından dikkate alındı ve bu istek Bakanlar Kurulu’na götürülmedi.
Çünkü bu işi ileriye götürseler peşlerinden gideceğimizi biliyorlardı.
Onun için zamana bıraktılar!
Aradan üç ay kadar zaman geçti;
Geçtiğimiz ay ortasında Bakanlar Kurulu sözcüsü Özdil Nami basına yaptığı açıklamada Bafra’da 12’nci parselin Zafer İnşaat’ın elinden alındığını açıkladı.
Zira, bu kez ilgili bakan değil ama onun bu görevi verdiği Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş bu önergeyi Bakanlar Kurulu’na götürmüş ve iptalini sağlamıştı.
Denktaş, buradaki ihtilafı bilmiyor sadece yine kendi bir bakanının ricasını yerine getiriyordu.
Allahtan Serdar Denktaş yine kendi bakanı tarafından yanlış bilgilendirildiğinin farkına vardı ve son yapılan toplantıda da iptal kararının geri alındığı kararı çıktı.
Ve hak yerini bulup olay tatlıya bağlandı!

İyi de hepsi bu kadar mı?
Yanlıştan dönüldü ve her şeyin üstü örtüldü mü?
Öyle gibi görülüyor!
Ama öyle olmamalı…
Bazı TC kökenli büyük şirketlere aracılık yapan ve büyük ihtimalle komisyon aldığı söylenen devletin üstündeki bu zat kim?
Bu işten ne gibi bir menfaati oldu ve o şirkete ne gibi sözler verdi?
Bunlar ortaya dökülmedikçe ve deşifre olmadıkça bize göre bu olay daha kapanmamıştır.
Özkan beye de Serdar beye de önemle duyurulur!

Akıllarda kalması için 17 Aralık 2013 tarihindeki yazımızı bir kez daha yayınlıyoruz:
“Sayın Başbakan Yorgancıoğlu ve Sayın Serdar Denktaş;
Bu yazıyı ister açık mektup olarak algılayınız isterseniz bir dikkat çekme ya da uyarı olarak.
Bizim görevimiz, bize gelen ihbarları hem sizinle hem de kamuoyuyla paylaşarak, olası yanlışlık ve suistimallerin önüne geçmektir.
Bunu değerlendirip değerlendirmemek ise size kalmış artık…
Yarın, her Çarşamba günü olduğu gibi Bakanlar Kurulu toplantısı var.
Bu toplantıdan yeni bir zam kararı çıkar mı bilemeyiz, inşallah da çıkmaz ama sizi uyarmak istediğimiz konu da az buz önemsiz değil.
Bugün toplantı masasına önünüze bir dosya konulacak;
Bafra Turizm Projesi kapsamında aynı bölgede verilen bazı arazilerin iptali istenecek.
Çok büyük ihtimalle de üç ayrı arazi söz konusu olacak.
İkisi konusunda bilgimiz yok ama 12’nci parsel olarak adlandırılan bölge konusunda ciddi ihbarlar var elimizde, belgeler de yolda geliyor.
Burası, 2005 yılında Koçoğlu Holding’e verilmiş.
Söz konusu şirket 2010 yılına kadar yükümlülüklerini yerine getirmediği için elinden alınmış, zira yasalar çerçevesinde.
Aynı arazi 2011 yılında Zafer İnşaat şirketine tahsisi edilmiş.
Bu şirket de 29 Kasım 2013 yılında tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş ve inşaat ruhsatını da almış.
Bu süre zarfında da bazı gecikmeler olmuş ve bu da devletten kaynaklandığı için ek protokol imzalanmış.
Ek protokolün altında da Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı’nın imzası var.
Buraya kadar her şey normal seyirde gitmiş ve Zafer İnşaat tam da temel atma aşamasına gelmişken, ki buradaki tüm yatırımcılar inşaat izni almadan inşaata başlamıştı, Koçoğlu Holding yeniden devreye girerek elinden alınan araziyi yeniden kendilerine verilmesi için düğmeye basmış.
Ve sizin içinizden bir bakanı bu konuda temsilci seçmiş, çeşitli vaatlerde bulunmuş.
Bu vaatler sadece duyum teşkil ettiğinden, şimdilik bende saklı kalacak.
Elime somut veriler ulaşırsa elbette sizinle ve kamuoyuyla paylaşacağım.
Yani demem odur ki;
Bugün önünüze konulacak olan iptal dosyalarını, bir bakanın dolduruşuna gelmedğrafıen önce ince eleyip sık dokuyup mercek altına almanızdır…
Bu olay oldu bittiye getirilmeyecek kadar ciddi ve konudur!
Devletten kaynaklanan gecikme nedeniyle imzalanan ek protokolün iptalini sizden hangi bakanınız isteyecektir, buna yarın ki toplantıda kendiniz şahit olacaksınız!
Biz bu olayı mercek altına aldık ve elimizdeki tüm bilgileri de sizinle paylaşarak, birilerinin haksız ve ahlak dışı rant elde etmesinin önüne geçmek için mücadele edeceğiz.
Siz de kendinize düşen görevi yapın ve gözünüzü dört açın!
Zira artık bu toplumun haksızlığa, hukuksuzluğa ve hırsızlığa dayanacak tahammülü yoktur.
Bizden uyarması, gerisi size kalmış!..”




MESAJ KUTUSU


Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, Lefkoşa Vakıf Anaokulu’nda okul aile birliği ile yönetim arasında büyük anlaşmazlıklar var. Okul aile birliği yüksek miktarda bir paranın buharlaştığını iddia ediyor. Konuya el atmanın zamanı geldi de geçiyor bilesiniz!

Sayın Serdar DENKTAŞ, Bafra turizm bölgesinde 12’nci parselin iptali konusu sır perdesinin gerisinde kaldı. Bu işin ardında kim vardı ve bu işten menfaati neydi acaba? Yanlıştan dönülmesi büyük isabet oldu.

Sayın Teberrüken ULUÇAY, artık biraz da CTP’li olmayan belediyeleri ziyaret etseniz diyoruz. Yerel seçimler öncesi bakan olarak parti rozetini çıkarmanız gerekiyor değil mi? Bu arada bir ara cezaevine kahve içmeye gitmeye ne dersiniz?

Sayın İrsen KÜÇÜK, kurultay döneminde el öpme olayının tamamen bir tezgah olduğu kulağımıza fısıldandı. Bu işin aracıları da şimdi yanınızda değil ama bazıları bir konuşursa depremin şiddeti büyük olacak gibi gözüküyor.

Sayın Sema ŞİŞMAN, Vadili’de yapılan adaylık seçiminde nasıl olur da kendinize oy vermezsiniz anlamış değiliz. Bakalım itirazınız geçerli sayılacak mı?

Sayın Şahin SAPSIZOĞLU, siz adaylık kesin diye çiğ köfteyi yoğurmaya başladınız ama parti merkezinin şok kararıyla her an büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz bizden uyarması!

Sayın Osman BİCAN, partiniz Güzelyurt’da en iddialı aday olan sizi çıkardı ama şu anda Mahmut beyin 10 puan kadar gerisinde yarışa başladınız. Seçim gününe daha uzun bir zaman olması sizin lehinize, bunu değerlendirirseniz ne ala!

Sayın Yüksel ÇELEBİ, rakip başkan adayı Niyazi hoca hiç küçümsenecek bir aday değil bilesiniz. Zora girmemek için daha çok çiçek dikmeye bakın. Hatta seçmenlerin evlerinin bahçesine bile girebilirsiniz.

Sayın Mehmet DEMİRCİ, Dipkarpazlılar tam bir haftadır su alamadıklarından şikayet etmeye başladılar. Seçim öncesi ne yapıp edip su sorununu çözün zira haneye eksi puan olarak yazılmaya başlandı bile…

Sayın Tansel DORATLI, bu sıralar Başkent’te sıkça görülmeniz araziye indiğiniz yönde algılanıyor. Tahsin beyin peşini hiç bırakmadığınız da gezlerden kaçmıyor yani…

Sayın Ziya ÖZCOŞAR, mesajınızı memnuniyetle aldık. “bizi idare edenler bilmedikleri gibi bilmediklerini de bilmiyorlar” sözü gerçekten çok anlamlı. Zaten bütün sorun da burada değil mi?

Sayın Sonay ADEM, sizi düelloya davet eden kişi ya da kişileri kamuoyu merak eder duruma geldi. Bari parti içinden mi yoksa parti dışından mı bunu söyleyin vatandaş ona göre bahiste bulunsun…

Sayın Sinan GÜNEŞ, Girne’de ikamet edip Esentepe belediye başkanı olmak istemeniz sizin için dezavantaj ama Karadeniz kökenli olmanız da sizin için büyük avantaj. Hakkınızda hayırlısı artık…

Sayın Remziye SEVEN, bu sıralar kilo vermeyi biraz abartmadınız mı? Yakın çevreniz eski halinizin daha sevimli olduğunu söylüyorlar. Yoksa kahve fallarında bir çift yüzük mü çıkıyor da bizim haberimiz olmadı…

Sayın Abdullah ÜÇGÖZ, dün bütün gün gözleri kör edici kırmızı gömlekle bütün Lefkoşa’yı yaktınız kavurdunuz. Acaba birilerine mesaj mı vermek istediniz işte onu anlayamadık.

Sayın Hasan ULUEL, dünyalar iyisi kız kardeşinizin zamansız vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve yaslı aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin.



Günün Fıkrası

Cumartesi…

Adamın biri cuma günü ölmüş ve aynı gün cenazesini defnetmişler.
Cenaze namazından sonra büyük oğlu imama gidip sormuş :
- Babam cuma günü öldü, öbür tarafta rahat eder mi ?
- İmam : Namaz kılar mıydı?
- Adam : Hayır. Ama cuma günü öldü.
- İmam : Kumar oynayıp, içki içer miydi?
- Adam : Evet ama cuma günü öldü.
- İmam : Yalan söyler miydi?
- Adam : Söylerdi ama cuma günü öldü.
- İmam : Hovardalık yapar mıydı?
- Adam : Evet yapardı ama cuma günü vefat etti.
- İmam sinirlenmiş. Cuma günü ellemezler ama Cumartesiyi bilmem, anasını bile bellerler…