Sanayi Odası ‘yerli üretim’ önceliğini ve önemini sürekli dile getiren bir oda. Yerli üreticileri koruyan hatta destek verilmesi için çalışan bu odaya ters düşen ‘ithalat’ kelimesine Sayın Ali Çıralı nasıl bakıyor bilmiyorum ama ben yerli üretimin yeterince teşvik edilmediğini ve teşvik edilmediği gibi desteklenmediğine inananlardanım. Bakanlar Kurulu geçtiğimiz gün ‘140 ton zeytinyağı ithaline’ izin verdi. Yerli üretimin desteklenip güçlendirilmesi yerine ithalat izni verilmesini çok da anlamlı bulmadım.

Zeytin ve zeytinyağı üreticilerin ortak sıkıntılarından birisi de geçmiş yıllardan kalan zeytinyağının halen tüketilmediği idi. Bugün ellerinde tonlarca zeytinyağı kalan üreticiler bu sıkıntıların üzerine bir de 140 ton zeytinyağı ithaline nasıl sıcak bakacaklar?

Ülkemizde zeytin ve zeytinyağı rekoltesi ortadadır. Bu yıl yaşanan kuraklık verimi düşürmüş ve istenilen verim elde edilememiştir fakat geçmiş yıllardaki fazla üretim bu sorunu bir yıl daha idare eder durumdaydı.

Geçmiş yıllarda tonlarca zeytinyağı depolarda bekletildi. Uzun süre sıkıntı yaratmış ve üretici zarar etmişti. Zeytinyağı üreticileri yaşanan bu sıkıntıları geçtiğimiz yıllarda ortaya koymuş ve ihracatı için çeşitli çareler üreterek, girişimler başlatmıştı. Baktığımız zaman zeytinyağı üretimindeki fazlalık sıkıntısı bugün unutulmuş durumdadır. Bakanlar kurulundan geçen kararla; 140 ton zeytinyağı ithalinde sıkıntının yaşanıp, yaşanmayacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.

Geçitkale ve Yeniceköy bölgesinde zeytinyağı fabrikası bulunan Mustafa Bardak ile görüştük. Savunduğum tezin tersini iddia ederek zeytin ve zeytinyağı üretiminin geçmiş yıllara göre ciddi bir düşüş yaşadığını belirtti.
Bakanlar kurulu tarafından alınan karara olumlu bakanlardan biri değilim. Ama nedense zeytinyağı fabrika sahibi benim düşündüğümün tam tersini düşünüyor.

Yapılacak olan ithalatın üreticiyi zor durumda bırakacağına inanıyorum. Elinde tonlarca zeytinyağı kalan üreticiler bu yağları nasıl tüketecekler?
Ama fabrika sahibi olan ve üretimi yakından takip ettiğine inandığımız Mustafa beyin de iddiası bu kararın doğru alındığı yönünde oldu.
İlginçtir!

Bugün üretici sıkıntısını dile getirerek yerli üretimin içinde bulunduğu çıkmazı ortaya koymuştur. Fakat bu çıkmaz devletin aldığı kararla daha da çıkmaza sürükleniyor.

Son dört yılda ciddi artış gösteren zeytinyağı üretimi stoklarda halen zeytinyağının mevcut olduğunun ispatıdır. Yaşanan kuraklıkla bu yıl belki istenilen verim alınamamıştır ama yeterince stoklanmış zeytinyağı olmasını da dikkate alırsak, bakanlar kurulundan çıkan karar için erken davranıldığını düşünüyorum.

Ülke çapında en fazla verim veren bölgelerden biri de Güzelyurt ve Karpaz bölgeleridir. Uzun süre yaşanan su sorunundan dolayı bu bölgelerdeki ağaçların verimi etkilenmiş ve üreticiyi zorda bırakmıştır. Sırf bu sebeple Güzelyurt bölgesinin simgesi olan portakal ağaçları sökülerek, yerine binlerce zeytin fidanı ekildi. Birçok üretici ayni anda ekilen bu zeytin ağaçlarından bir anda verim alacak ve bu sefer de ülkede verim fazlalığı yaşanacaktır.
Peki, hükümet verim azlığından aldığı bu kararı gelecek yıl verim fazlalığı yaşanması ile nasıl dengeleyecektir?