Siyasete ve siyasetçiye öfke ve nefretin hüküm sürdüğü, midelerimizin bulandığı böyle bir dönemde çok da hoş oldu…
Sibel Siber’e başbakanlık görevi verileceğinin öğrenildiği saatlerde ilk yorumlara şöyle bir baktım;
Tek bir olumsuz yorumun bile yapılmaması önemliydi…
Çünkü Sibel hanımı diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, siyaseti çok fazla sevmemesi ve bunu da meslek olarak görmemesiydi…
KKTC’nin ilk kadın başbakanı olacak olmasından daha ziyade, dürüst ve düzgün bir kişilikte olması, toplumsal sorunlara gösterdiği duyarlılık bile, ona bu makamın yakışacağının ilk göstergeleridir…

Çok değil belki 40 küsur gün kadar Başbakanlık yapacak ama, bu isim konusunda birleştikleri için üç partiyi kutlamak gerek…
Biz kafamızdan bu üç parti bir yerde arıza çıkarıp siyasi hırslarının kurbanı olacak ve birlikteliği bozacaklar diye hayıflanırken, Sibel Siber gibi bir isimde uzlaşıp partili partisiz hemen herkesi sevindirdiler…
Bir başka memnuniyet konusu da geçici bakanlar kurulu üyelerin, vekillerden değil de teknokratlardan oluşacak olmasıdır…
Gönül isterdi ki, 28 Temmuz tarihinden sonra da hükümet edecek olan partiler aralarında uzlaşsınlar ve siyaseti meslek edinen vekilleri değil, işin uzmanlarını kabineye koysunlar…

Kabinenin uzmanlar olmasına niçin sevindim derseniz…
Asıl sevinme sebebim, şu anda halen korumak için son çare Ankara ziyareti gerçekleştiren başbakanın son çırpınışları olabilir…
Ya da, halen bakanlık koltuğunda oturan ve masalarını toplamakta olan 10 tane bakan efendinin tekrar bu görevlere bir kez daha gelmek için çabalarını bildiğim için…
Örneğin birisi tüm bakanlık üst düzey yetkilileriyle şu anda Karpaz’da kapı kapı geziyor ve hala devletin kaynaklarını babalarının malı gibi dağıtıyorlar…
Bir başka bakan, başkanı olduğu ilçeyi resmen bakanlık binasına çevirmiş, kendisi için oy istiyor…
Diğer birini, her gece bir başka meyhanede kalabalık gruplara yemek verirken görebilirsiniz…

İşte sırf bu nedenledir ki Sibel Siber’in çok kısa olsa da bu ülkeye başbakanlık edecek olması beni derecesiz memnun etmiştir…
Umarız, Sibel hanımla birlikte KKTC’nin de kötü kaderi son bulur ve her şeyden de önemli seçmen denilen elinde sihirli değnek bulunan vatandaş kesimi, daha uyanık ve duyarlı olur…




MESAJ KUTUSU

Sayın Halil ORUN, önceki günkü mesaj epey etkili olmuş olacak ki ansızın ihaleye çıkma kararı almışsınız…Siz her ne kadar bizim için olumsuz konuşsanız da bazen işe yarıyoruz değil mi?

Sayın İbrahim BENTER, Dr. Küçük ve yanına da Rauf Denktaş resmi astığınız için teşekkür ederiz. Umarız bu sizin için büyük bir tecrübe olur ve bir daha Kıbrıs Türkünün hassasiyetleriyle oynamazsınız…

Sayın Zeki ZİYA, golyandro ve bamya üretimine başladığınızı duyduk…Hintlilerle birlikte işbirliği yapıyormuşsunuz. Hayırdır, havacık nire üreticilik nire? Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Tekin ARHUN, kot pantolon satıcılığından banka patronu olmaya geçen süreci iyi bilenlerdeniz…Hayırlı ve uğurlu olsun. Gözü olanın da gözü çıksın…

Sayın İrfan DEMİR, Karpaz’da tamirat isteyen evlere karşılıksız yardım yapmak için kapı kapı gezdiğiniz söyleniyor. Bu arada bolca da Nazım beye oy topluyormuşsunuz. Ara sıra kendinize de oy isteyin ki çabalarınız boş çıkmasın…

Sayın Nazmiye ÇELEBİ,
bazı TC elçiliğinden yetkililerle siz de Nazım beyin vekil olması için görev aldığınız duyumları geliyor. Kendisi kazanırsa sizin de üst düzey yöneticiliğiniz kesin diyorlar. O zaman koşturmaya değer değil mi?

Sayın Ahmet CENNETOĞLU, İlçe başkanı olmak işte bazen işe yarıyor. DP-UG İskele milletvekili adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun…Kazanamazsanız bile partinize taşıyacağınız oylar çok önemli…

Sayın Rıfat SİBER
, biri size bir gün başbakan eşi olacağınızı söylese inanır mıydınız? Bundan böyle genel seçimlere kadar ev işleri ile daha fazla haşır neşir olmak zorunda kalacaksınız, idare edin artık…

Sayın Hasan SOLAKAY, UBP Balıkesir Gençlik kolları başkanı olarak Hasan Taçoy’a tam destek belirtmeniz parti genel merkezinin kulağını gitmiş, yakında uyarı mektubu alırsanız sakın şaşırmayın olur mu?

Sayın Mehmet ERÜLKÜ, DP’nin İskele milletvekili adaylarını belirlemede önemli görevler üstlendiğinizi öğrendik. Bu yüzden aday adaylarını ince eleyip sık dokuyormuşsunuz. Bu sıcaklarda zor iş değil mi?

Sayın Hasan BİRİNCİ
, panayır ve festival enflasyonuna karşı tepkili olduğunuz gözlemleniyor. Siz dua edin ülke kurak ve çok fazla ürün yetişmiyor, her halde su geldikten sonra festivalsiz tek bir gün bile geçmeyecek.

Sayın Fikri BİNALILI,
görev anında trafik kazası geçirdiğinizi öğrendik. Büyük geçmiş olsun. Verilmiş sadakanız varmış ki burnunuz kanamadan kazayı atlattınız. Polis arkadaşlarınızı çok endişelendirdiniz…

Sayın Cemile YALÇINDAĞ, hemen herkes İskoçya anılarını yazıp anlatmaya başladı. Sizin de viski gezisinde anılarınızı okurlarınızla paylaşmanızı bekliyoruz…Ama Tayyip bey duymasın…

Sayın İlker EDİP,
istifa nedenlerinizi biraz üstü kapalı olarak açıkladınız ama asıl büyük sorunu gizlemeyi yeğlediniz. Siz mi açıklamak istersiniz yoksa bu işi bize mi bırakacaksınız? Ya da Ahmet Kaşif’e mi?

Sayın Filiz ANILDI, hemşirelikten sıhhi müfettişlik mevkiine atandığınızı öğrendik. Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Mine GÜRSEL, torununuzu görmek ve güzel bir tatil geçirmek için ABD’ye uçtuğunuz söyleniyor. Hayırlı yolculuklar ve güzel bir tatil geçirmenizi dileriz…

Sayın Dr. Hamit BAKIRCI, DP-UG İskele milletvekili adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Seçmen bu kez de doktorlara yönelirse seçilme şansınızın epey çok olduğu söyleniyor. Ama yine de çalışmakta yarar var.

Sayın Beyhan GÜRGÖZE, DP-UG Mağusa milletvekili adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Mesarya’da epey güçlü olduğunuzu biliyoruz ama merkezleri de boşlamamak lazım değil mi? Yolunuz açık olsun…

Sayın Bilal DERİCİOĞLU
, daha düne kadar Çavuşoğlu ve Usluer’in aleyhinde konuşurken şimdi ansızın manevra yapmış seçimler için onlar için çalışmaya başlamışsınız bile…Acaba ne vaat ettiler de kıramadınız diye vatandaş merak etmiş…



Günün Fıkrası

Düşünce tarzı


Sınıfta öğretmen sormuş:
- Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır?
Çocuk cevaplamış:
- Hiç kalmaz örtmenim.
- Olur mu oğlum, demiş öğretmen,
- 2 tane kalır.
- Olmaz öğretmenim, demiş çocuk,
- Siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar...
Öğretmen şaşırmış ve:
- Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim, demiş. Sonra çocuk, - Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum. Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir?
Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş.
- Emerek yiyen evlidir, demiş. Çocuk:
- Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir. demiş.
- Ama düşünce tarzınızı beğendim.