Eskiler milleti temsil eden ve her daim milletin yararına ve menfaatine çalışacağına inandığı kişilere seçimler yolu ile oy verip parlamentoya gönderir, adlarına da MEBUS derlerdi. Mebuslar saygındılar halkın nazarında; çünkü halk onlara geleceklerini teslim eder ve demokratik ve adil bir ülkede özgürce yaşama sürecinde önlerini açacaklarına inanırlardı.

Zamanla halkın temel beklentileri aynı kalırken mebusların yapısı değişime uğramış, yeni Türkçede sadece ünvanları Milletvekilli olmuştur. Milletvekillerindeki bu değişim bir bakıma belli bir zaman dilimi içerisinde toplumun değer yargı yapısının dış etkilerin de yardımı ile dumura uğratılması ve bilinçli olarak yozlaştırma sürecinin sistemli bir şekilde empoze edilmesine bağlı olarak ortaya çıkmıştır.

Kıbrıslı Türklerin son yıllarda geçmişte yaşananların aksine daha bilinçli, daha sorgulayan, daha hesap sorucu ve denetleyici bir konuma gelmesi bazı tabuların da yıkılıp değişmesini kaçınılmaz hale getirmiş, denetlenen ve gerek basın gerekse sosyal medya aracılığı ile anında yapılan yanlışlık ve halkın aleyhine olabilecek her bir icraatın hemen gün yüzüne çıkması vekillerle beraber kamudakilerin de korkulu rüyası olmuş durumda. İyi de olmuş kanımca….

Öncelikle aday olmaktan öte aday adayı olanların bu erken seçim sürecinde bazı meziyetlere haiz olmaları gerekir ki aday olup seçime girecekleri zaman halkın güvenini kazanıp kişilerin ve belirli zümrelerin vekilleri değil, toplumun genelinin temsilcisi ve vekili oldukları idrağına varabilsinler.

Çirkin olan ve mide bulandırıcı bir vasfa bürünen ve arsa, istihdam ve menfaat üçlemesi kısır döngüsünden öteye gidemeyen siyasi anlayış sadece geri kalmış ve demokrasi ve adaletten nasibini almamış ülkelerde cereyan ederken Kıbrıs’ın kuzeyinde de bu anlayışın hakim olması gayretinde olanların da muvaffak olması halk tarafından engellenmeli.

Sade bir vatandaş olarak memleketin yönetimine talep olanlara haddimin boyutlarını aşmadan naçizane birkaç lafım var….

Vekillik esasen vekaleten verilen emanet bir görevdir. Emanetse halk arasında kutsal nitelikte olup ihaneti affetmeyen bir içeriğe sahiptir. Zaten halkına ihanet içerisinde olan da benim gözümde itibarsızdır.

Aslında işin mantığı çok basit olmasına rağmen gelin görün ki hep bir yerlerde hata yapıp esasen bir vekilde olması gereken bir çok meziyeti göz ardı edip güdümlü füzeler gibi gidip oy veriyor bir çok insan. Bu meziyetleri toplumun tümüne eşit mesafede olacak, gerçek yurtsever adaylar için şöyle sıralayabiliriz.
- Sorumluluk sahibi
- Dürüst
- Çalışkan
- Vizyon Sahibi
- Herkese eşit mesafede
- Adil
- Yaptığı işin vebalini taşıyan
- Onurlu
- Sözünde duran
- Halkını ve değerlerini peşkeş çekmeyen
- Vicdan sahibi
- Halkı anlayan halkın hassasiyetini bilen
- Adam gibi adam, kadın gibi kadın olmalı anlayacağınız

Ha bu meziyetlere de sahip değilse adaylar, zahmet edip de vekillik için aday olmasınlar, halkla dalga geçip alay etmesinler bir zahmet.

Bu aşamada en büyük görev de halka düşüyor; verdiğimiz oyun hesabını sormadan korkmadan, eleştirerek denetleme misyonumuzu yerine getirmeliyiz; işte o zaman “HALK VEKİLLER İÇİN DEĞİL VEKİLLER HALK İÇİN” o koltuklarda oturduklarının bilincine varabilirler.