Adamın biri ülkeye geliyor,
50 bin alavere dalavere,
Suç işliyor çatır çatır,
Yakalanıyor,
Mahkemeye çıkartılıyor,
Kurduğu cümle şu:
“Ülkenizi de mahkemelerinizi de tanımıyorum.”

* * * *

Sayın Erdoğan adaya geliyor bir keresinde,
Açılıştır, muhabbettir.
Cuma namazına gidelecek,
Herkes camiden içeri adımını atarken,
Dönemin Başbakanı, Erdoğan’ın koruması tarafından bir türlü tanınamıyor,
Sonradan anlaşılması münasebetiyle,
Kriz yaşanmadan konu açılmadan kapanıyor.

* * * *

“Sen kimsin?” Sorusunun bu kadar çok sorulduğu bir ortamda,
Bakanlar bir birlerini,
Başbakan Cumhurbaşkanını,
Muhalefet iktidarı,
İttifak, itilafı,
Partililer, çıkaracakları adayları tanımıyor.
* * * *

Geçenlerde spor salonlarından bir tanesine baskın yapılıyor.
BASKINNNN VARRRR diye nara atan bir muhterem,
Salonda gerilim yaratıyor.
Bu salonlarda denetlenerek satılan katkı maddeleri var ya,
Onları denetleyecek ama,
Niyetin denetleme olup olmadığı, salona gelenler tarafından ciddi anlamda merak ediliyor.
Salon sahibi Doğuş Kablan görevli şahsın yaptıklarını anlamaya çalışırken,
Eczacı olduğu iddia edilen ve bir daire adına gelen bu muhterem,
Bakanı tanımadığını da ifade ediyor.
Yani yetki bende, kimseyi tanımam…

Kimsenin kimseyi tanımadığı yerde, müzakereler var diyorduk değil mi?
Bir de tanınmamışlaktan şikayet ediyoruz sanırım..
Ama bir birimizi tanımıyoruz,
Onu ne yapacağız?