Günlerdir süren ve ilk başlarda pek de iyi yönetilmeyen TOMA krizini çözen Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ve CTP-BG, iktidarda, erk sahibi bir parti olduğunu kanıtlama yönünde önemli bir adım attı.

Demek ki olabiliyormuş, demek ki yapılabiliyormuş… Kuzey Kıbrıs’ı Kıbrıslı Türklerin yönettiğini göstermek mümkünmüş. Her söylenene biat etmeyen, her temenniyi emir yerine koymayan, hayır diyebilen bir iktidar deneyimine hiç alışık olmayan toplumun kendine olan güvenini tazeleyecek, ödenecek bedelleri ödemeye hazır hale getirecek bir duruş sergileyen Özkan Yorgancıoğlu nezdinde CTP-BG’yi kutlarım.

Sürecin iyi yönetilemediği yönündeki  eleştirilere kulak veren, çelişik tutumundan vazgeçen Yorgancıoğlu, kendi söylemiyle tırmandırdığı krizi kendini aşarak çözdü. Yorgancıoğlu, TOMA krizinde yaşadığı iniş ve çıkışlara rağmen toplumsal devinimlerin yarattığı yeni bir siyasetçi kimliği ile tanıştırıyor bizi. Bazen kadınları bazen pek çok partilisini kızdırabilecek sert çıkışlar yapabiliyor fakat eleştiriler karşısında savunmaya geçmek yerine eleştirileri değerlendiriyor ve sezdirmeden geri adım attığı ile kalmıyor, sorunları çözebiliyor.

Bizim alışık olduğumuz siyasetçi Nuh der, peygamber demez. İnatçılığı ve kimseye kulak asmamasıyla nam salmıştır. Kibirlidir. Egosunun yaktığı hırs ateşinde kendisi ile birlikte tüm toplumu yakabilir. Yıllarımız, böylesi siyasilerin toplumu içine düşürdüğü açmazlarla boğuşmakla geçmiştir. Halbuki artık geri adım atmayı topluma karşı sorumluluğunun bir gereği olarak gören, yeni bir siyasetçi kimliği inşa ediliyor. Esasen toplum, talepleriyle ve mücadele enerjisiyle üretiyor yeni siyasetçiyi. Özkan Yorgancıoğlu gibi daha niceleri de toplumun duyarlılıkları ve mücadele dinamikleri içinde varlıklarını sorgulayarak değişecek ve geçmişten farklı bir tutum izleyebilen yeni siyasetçiler ortaya çıkacak.

Siyasal liderlikleri eğrisiyle doğrusuyla toplumlar üretir. Bizler değiştiğimiz için toplumsal taleplerimiz, beklentilerimiz, toplumsal duruşumuz ve hayallerimiz de değişiyor. Siyasetçi, değişen ve gelişen toplumsal dinamikler içinde yeniden şekilleniyor sadece.

Değişmeye ve güzelleşmeye devam… Mücadelelerin, bedellerini ödeyerek gerçekte kazanılmış olacağını unutmadan ama…