Suni gündemler yaratarak ülke gündemini değiştirmek, memleketin asıl problemlerinin unutulmasında da çözümünde de işe yaramaz!

Mağusa’da Venedik surları üzerine dikilen bayraklar da, Sedat Peker de, NATO zirvesi de, erken seçim tartışmaları da memlekette yaşanmakta olan problemleri unutturamaz!

Bu ülkede yaşayan her kesimden insanın bugün fersah fersah fakirleştiği, çocukların eğitimsiz kaldığı, turizm acentelerinin hala kapalı ve turizmcilerin aç olduğu, sağlık hizmetlerindeki aksaklıkların her geçen gün artarak ticarileştirildiği; bağımsız bir devlet söylemleri altında tutsak ve sömürülen bir ülkeye dönüşmeye devam ettiğimiz, kendi inşaat firmalarımız yerine yabancı şirketlere el atından verilen yol inşaatlarının ihalesiz olarak yürürlüğe konduğu gerçekleri pek çok iş sahibi ile yanlarında çalıştırdıkları insanlardan ebeveynlere ve tüketicilere kadar uzanmış ve onları tüketir durumda!

Bayrak tartışarak din tartışarak, vatan konuşarak bu sorunlar çözülmüyor efendiler!

Mevcut siyasi yapının yaratmış olduğu anlayışlarla bunların çözülmeyeceği de aşikâr...

Sorunlara çözüm odaklı bir yaklaşımın sergilenemediği, basiretsizliğin dört koldan bizleri sarmaladığı bir ortamda seçime yönelik umutlarımızın da bulunmadığı; seçimlere yönelik umutsuzlukları farkedenlerin yeni parti kurma arayışı içinde oldukları da çözüm için elimize herhangi bir fırsat vermiyor!

O halde ne yapacağımızı ne yapılması gerektiğini somut ve gerçekçi olarak düşünen birilerinin çıkıp projelerini hem gerekçeleri hem çözüm yöntemleri hem de süreleri ile ortaya koyabilecekleri projelerini olduğunu söyleyerek harekete geçmek ve toplumu da hareketlendirmek zorundalar. Siyasi partiler ürettikleri çözümleri ulu orta seçilmeden paylaşırlarsa projelerinin çalınacağından korkarak dillendirmedikleri martavallarının ardına da çok saklandılar yıllarca. O halde olduğunu söyleyerek toplumun önünde taahhütte bulunsun, gerçekleştirilmediği takdirde hem siyasetten uzaklaşmayı hem de yargılanmayı halkın geleceği ile oynamak ve gelişim önünde engel teşkil ettiklerini kabul edeceklerini açıklasınlar.

Artık tartışmak ve laf üretmelerini değil icraat ortaya koyarak sonraki safhaların önünün açılacağı hareketler beklediğimizi daha açık nasıl ifade edelim?

***

Ne şanslı görüyorlar kendilerini kim bilir…

Pandemi onlar için mazeretler üretmek uğruna yaşanacakmış gibi bir süreç sağladı. Besbelli pandemidünyada bitecek ve biz hala, bir süre daha bu mazeretleri pandemiye yükleyerek yaşamaya devam edeceğiz.

Hiçbir siyasal partiyi, özellikle de mecliste temsil edilenleri birbirinden ayırmaksızın bu satırlar yazılıyor.

Bu satırların önünde yaşanmışlıklar ve yöntemlerine karşı bildiğimiz düşüncelerimiz mevcuttur.

Dostun acıyı söylediği gibi, yurtseverin de acı olan gerçekleri dillendirmekten çekinmediğini düşünsünler eğer lütfedip şu satırları okuyorlarsa…

***

Uzun lafın kısası:

Boş laflara karınlarımız tok beyler!

Karşımızda peynir gemilerini yükleyip yükleyip boşa laflar sarf ederek ilerletmeye çalışırmış gibi görünmelerinizden de bıktık artık!

İşte hendek ve de işte deve…

Görünen köy de ortada.

İlerleyecek misiniz, yoksa traji komik ve dram senaryolarını sahneleyerek kirliliği beslemeye devam mı edeceksiniz?

Dr. Çiğdem DÜRÜST