Emir Taşçıoğlu…

Makine Mühendisleri Odası Başkanı…

Biri 11 yaşında erkek, diğeri 17 yaşında kız iki evladı var!

Kızı Güney’de bir okulda yıllardır okul birincisi oluyor.

Pırlanta gibi iki evlat ve tabi ki bir de eşi var!

Gazetelerde ve internet gazetelerinde başı önde bir fotoğraf ve haber başlığı;

“Sekreterini taciz etti…”

Sonra alt başlık;

“Belinden tuttu zorla öpmeye çalıştı…”

Bir resim iki fotoğraf…

Bir ailenin yok olması için bizim ülkede neden olabiliyor!

Taşçıoğlu ile hiç tanışmadık, görüşmedik…

Ama tanıyan dostlar çıktı tepkilerini ortaya koydular!

Bu işin böyle olmadığını ifade etmeye çalıştılar…

Ama ne yazık ki medya ya da kendini medya yerine koyanlar yargısız infazı çoktan yapmışlardı…

Başlıklar böyle olunca bu habere yorum yapanlar hiç boş durur mu!

Küfrün ve hakaretin bizde sonu yok…

Birileri yazdı ya!

Bir de başı önde fotoğraf konuldu…

Vurun abalıya!

Bu adamın bir eşi var iki de evladı…

Linç etmeyi seviyoruz ama gerisini hiç düşünmüyoruz!

Bizde herkes polis, herkes hakim herkes her konuda uzman…

Mahkeme kararını beklemeye ne gerek var ki!

Taşçıoğu’nun suçlu ya da suçsuz olduğunu bilmiyoruz, zaten bunu belirlemek de bizim işimiz değil…

Son ve gerçek kararı mahkeme verecek , adaletin kestiği parmak acımayacak!

İyi de böyle resimli baylıklar atanlar, aşağılık yorumlarda bulunanlar, eğer bu adam suçsuz çıkarsa o zaman ne diyecek…

Ok yaydan çıkmış bir kere!

Adamın adını internette tıklasanız yüzlerce resim ve haber…

Yorumları cabası!

Hadi diyelim suçlu çıktı…

Ya eşi!

İki tane evladının ruh halini hiç mi hesaba katmıyorsunuz…

Bir aileye yok etmek bu kadar mı ucuz bizim memlekette!

Özellikle sosyal medyada ve sözde internet gazeteciliğinde ipin ucu iyice kaçtı…

Bazıları birilerini kafaya takıp ‘nasıl olsa bilişim yasası da geçmedi’ diyerek, bu işi artık kötüye kullanıyor!

Maksat her hangi konuda üstünlük sağlamak…

Birilerini rezil rüsva etmek!

Bütün bunlar oluyor ama yasa hala yok…

Meclisin tatili bitsin de belki geçecek!

Ya da yine tartışmalar yaşanacak ve geçmeyip sosyal medyada rezillikler devam edecek…

Söz hakkı…

“Fahişe yürekli insan çok…”

“Henüz iddia düzeyinde olan mahkemeye taşınmış bir olayı bu şekilde vermek şerefsizliktir. Bir insanın haysiyetiyle bu şekilde oynamak, insanların gözünde onu suçlu ilan etmek bu kadar basit mi?
Gündem Kıbrıs (www.gundemkibris.com) adlı siteyi şiddetle protesto ediyorum. Bu haberi gördüğü yerde, altına abuk subuk yorumlar yapan geri zekalı cahilleri şiddetle protesto ediyorum.
Bu günden itibaren, yukarıdaki siteye asla girip bakmayacağım, o siteyle ilgili hiçbir bağlantıya tıklamayacağım. Lütfen siz de yargısız infaza tepki gösterin. Çünkü bu olay her an herkesin başına gelebilir.
Suçu kanıtlanana kadar herkes masumdur. Bu ülkenin adaletine güveniyor muyum? Kesinlikle hayır. Öyle çürümüş bir düzenimiz var ki, bu ülkede adalete güvenebilmek için aptal olmak gerek..
Ben her şartta sevgili dostumun yanındayım. Ona inanıyor, güveniyorum. Çünkü biliyorum ki, "fahişe yürekli" insan çok…”

(Günay BOZKURT)

“Yorumda bulunmadım…”

“Levent Bey, Yazılarınızı mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum ve sizi bir gazeteci olarak ülkenin hassas konularına dikkat çektiğiniz için taktir ediyorum. 5 Eylül 2017 tarihli "Polis taciz etti ama ..." başlıklı yazınızın mesaj kutusu bölümünde "KKTC teknik olarak battı" diye bir açıklama yaptığımdan bahsediyorsunuz. Burada herhalde bir yanlış anlaşılma sonucu böyle bir durum söz konusu oldu.Çünkü benim böyle bir açıklamam olmadı. Sadece ekonomist Okan Veli Şafaklı'nın bu başlıktaki yazısı dikkatimi çektiği için paylaştım.Konu hakkında herhangi bir yorumda da bulunmadım.
Bilgilerinize saygılarımla.”


(Ömer A.KÖSEOĞLU)

……………………………………………………

Sadece merak işte?

Suriyeliler mi geliyor?

Son günlerin en fazla merak edilen konularından bir tanesi…

Türkiye önümüzdeki aylarda KKTC’ye 5 bin kadar Suriyeli gönderecekmiş!

Yerleşmeleri için de Karpaz’da büyük bir alan onlar için kent haline getirilecekmiş…

Bana soranlara ‘bilgim yok’ diyorum ama onlarda ısrarla şunu söylüyor;

“Ateş olmayan yerden duman çıkmaz…”

16 yıldır devlet uyuyor mu?

Geçenlerde bir ailenin kaldı baraka yandı ve kül oldu…

Evin reisi gazetelerde bas bas bağırıyordu;

“16 yıldır mum ışığında oturuyoruz” diye…

Birincisi KKTC’de bu şartlarda yaşayan bir aileyi bu devlet hiç mi görmedi!

İkincisi 16 yıldır mum ışığında kalan aile bu derdini niye şimdi haykırmaya başladı!

Bir aile nasıl olur da 16 yıl boyunca elektrik olmadan yaşar?

Zengin düşmanlığı niye?

Havuzlu evlerden niye vergi alınmıyor diye isyan modunda kampanya başlatıldı…

Konu bulamayınca ne yazık ki bu tür suçlamalar hep yapılır!

Bizim hayatımızda hiç havuzlu bir evimiz olmadı, büyük ihtimal olmayacak ama bu tür suçlamalara da karşıyız…

Parasını ödeyen ve masraflarını karşılayanın havuz sahibi olmasında ne gibi sakınca var ki

Ballı ikinci iş!

Hekimlerde ikinci iş artık yasal hale getirildi, tabi ki Serbest Çalışan Hekimler Birliği’nin ara emri alaca olmasını da hesaba katmak gerek…

Devlet hekimleri şimdilik çok mutlu!

Eskiden kendi kliniklerinde çalışırken, kira, elektrik su parası öderlerdi…

Şimdi bunu devlet üstlendi!

Ballı katmerli bir zafer gibi görülüyor…

………………………………………………………………………………………………

MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet SENNAROĞLU, Kaplıca’daki karavan krizinde belediyenin kestiği makbuzlar ortaya dökülünce kafalar iyice karıştı. Bu nedenle kamuoyuna ayrıntılı adam gibi bir açıklama yapmanız şart oldu değil mi?

Sayın Güner GÖKTUĞ, devlet hekimlerinin ikinci iş davaları konusunda serbest hekimleri yarı yolda bırakmanız dikkatlerden kaçmadı! Bir çoğu hükümet baskısı olduğunu düşünüyorlar. Çok da etik olmadı değil mi?

Sayın Umut ÖKSÜZOĞLU, sendika yönetiminden bir kişinin bazı yolsuzluk iddialarına karıştığı iddiaları yapılmaya başladı. Konuya bir açıklık getirirseniz eğer yanlış bir anlaşılma varma önüne geçmiş olursunuz…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, ha keşke dediğiniz gibi suyun da gelmesiyle memleket gıda deposu haline gelseydi. Bu elbet bir gün olacak ama bizim değil başkalarının proje üretmesiyle. O zaman da yine kesin beğenmeyeceğiz değil mi?

Sayın Ersin GÖRSAY, bir partilinizin epey yüklü elektrik faturası konusunda bazı istemlerde bulununca yönetimde bazı sıkıntılar yaşandı diye duyduk. Şu partili istekleri bütün sistemi allak bullak ediyor değil mi?

Sayın Hasan SADIKOĞLU, belediyeye ait işletmelerinin özleştirilmesi konusunda her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Şöyle detaylı geniş bir açıklama yapın ki tartışmalar artık bir son bulsun…

Sayın Akile BÜKE, Türkiye’den YÖDAK’a ziyaret için gelen misafirler sizin binayı görünce gözlerine inanamıyormuş. Bu iş artık yılan hikayesine döndü ağırlığınızı koyun deriz. Bu arada bazı basın mensuplarına randevu vermemenizden dolayı şikayetler gelmeye başladı!

Sayın Fikri ATAOĞLU, özellikle çevre etkinliklerine katıldığınız zaman taktığınız kravat çok da şık gözükmüyormuş. Bu tür etkinliklerle daha spor giyinmeniz yönünde mesajlarınız geliyor. Değerlendirin deriz…

Sayın Mehmet HULİSİOĞLU, şu hediye edilen meşhur yeni araba ile bir tur atsak ya da bir resim çekilsek kabul eder misiniz acaba? Daha durun bakalım medya ne gibi yaratıcılıklarla kamuoyunu etkilemeye çalışacak…

Sayın İzlem GÜRÇAĞ, 5 kat izni iddiaları size de mercek altına koydu değil mi? Kamuoyunun yanlış değerlendirmelerinin önüne geçmek için küçük bir açıklamaya ne dersiniz?

Sayın Oğuz KÖSE, sizi bulunduğunuz mevkiden başka yerlere sürmek için bir takım senaryolar hazırlandığını öğrendik. Bu çok da kolay olmasa gerek değil mi? Ortalık ayağa kalkar hiç canınızı sıkmayın deriz…

Sayın Özdil NAMİ, sessiz sedasız bir kenarlarda dururken Saray ve hükümet arasındaki atışmalar ne yazık ki size de isabet etti. Bizim ülkede siyaset hemen her şeyin önünde bulunduğu için olacak artık bu kadar değil mi? Gelmiş geçmiş olsun…

Sayın Hasan Ulaş ALTIOK, dün havuz başında kablo ile gelen elektriğin 25 kuruş olup olmayacağı yönünde ciddi tartışmalar yaparken görülmüşsünüz. Yani bir şeye baş koydunuz mu hiç vaz geçmeyeceksiniz değil mi?

Sayın Kutlu EVREN, bu haftadan itibaren kırsal kesim arsa dağıtımına hız vereceğiniz iddia ediliyor. Bu arada köylerde değil de kentlerde oturan gençler için de projeleriniz olacak mı? Gündeme koymanız isteniyor…

Sayın Mehmet HASGÜLER, tarihe mal olmuş Kıbrıslı Türk kimlikleri köşenize taşıyıp tanıtım yazılarınız büyük rağbet görüyor. Özellikle gençlerin de onları tanıması için bunları kitap haline çevirmeyi de düşünmelisiniz…

Sayın Cevdet KOPAR, oğlunuza önceki gece öyle güzel bir düğün gerçekleştirdiniz ki bir benzeri şimdiye kadar yapılmadı. Bu arada genç çifte mutluluklar dilerken umarız sizi de en kısa zamanda dede yapacak adımları erken atarlar…

Sayın Kutlay ERK, elektrik konusunda kaleme aldıklarınız bazı partililer tarafından tamamen yüzeysel olarak değerlendiriliyor! Acaba diyoruz artık bu işleri gençlere ve uzmanlarına mı bıraksanız diyoruz!