Şu UBP’liler alem doğrusu…

Ersin Tatar’ı Cumhurbaşkanı adayı yapmak için birbirleriyle yarışıyorlar sanki!

Oysa Tatar açık seçik söyledi:

“Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım, olmak istemiyorum” diye…

Onun gözü ve gönlü Başbakanlıktaydı, muradına erdi!

Daha yukarısını istemiyor işte…

Ama dinlemiyorlar, dinlemek bile istemiyorlar kendisini!

İlla ki partili olmalıymış, illa ki parti başkanı olmalıymış…

Ne alakaysa artık!

Bu işler gönül yürek işidir, istemiyorsa da istemiyordur…

Belki kendini yeterli görmüyor, belki bu işi yürütemeyeceğini düşünüyor, bu baskı bu zoraki çökme niye ki!

Hem de bu makama göz kırpan çok sayıda aday olduğu halde…

Daha şimdiden 3 aday var;

Zorlu Töre bu yola başını koydu!

Onun tek isteği seçim…

Partili 12 bin üyeye gidilsin diyor!

Haksız mı, bu adaylık işi ne kadar geniş tabana danışılırsa sonuç o kadar başarılı olur…

Töre bu konuda kendine güveniyor çünkü yatıp kalkıp bunun hesabını yapıyor aylardır!

Tahsin Ertuğruloğlu ona keza…

Onun da bu makamda gözü var!

Hatta bazı partili arkadaşları kendisini öp plana ittirmek için ellerinden geleni yapıyor…

Birkaç kelime laf etse destekçisi daha da çoğalacak!

Oğuzhan Hasipoğlu da şu sıralar nabız yokluyor…

Hem iyi bir hukukçu hem de çok genç olmasına rağmen Kıbrıs konusunda kendisini iyi yetiştirdi!

Bölgesinden de destekçisi yok değil…

Alın size işte 3 tane aday!

Belki daha birileri de çıkar, gidersin seçime sorarsın partiliye…

Onlar ne derse o!

Ama bu işin ardında çok daha başka hesap kitap yapanlar var…

Onlar üye yanlısı değil!

Parti Meclisi bu işi halletsin diyorlar…

Bu konuda da perde gerisinde düğmeye basıldı bile!

Üyenin tümüne hakim olmak kolay değil ama Parti Meclisi öyle mi?

Birkaç telefonda iş bitirir talimatla dandik bir seçim yaparsın…

Burada amaç Ersin Tatar’a baskı kurmak!

İstese de istemese de onu aday yapmak istiyorlar…

Ben bu işte yokum dediği halde!

Aslında amaçları Tatar’ı Saray’a göndermek filan değil…

Ondan tamamen kurtulmak!

Aday olsa seçimde onun için koşturmayacaklar bile…

Seçim kaybedecek!

Sonra da seçim kaybeden başkan o koltukta oturamaz diyecekler…

Erken kurultay kararı alacaklar!

Sonra içeriden kara propaganda başlatıp Tatar’ı postalayacaklar…

Kim mi?

Bilmeyen var mı?

“Protokol var siz yoksunuz”

“Daha dün “Protokolün içeriği bize ait bu protokol bizim metnimiz” diyenlerin bugün “protokolde ne var” sorularını keyifle izliyorum. Metinde ne olduğunu gayet net biliyorsunuz. Çünkü aylarca yalvar yakar imza beklediğiniz o metinde ne varsa o var.

Tek farkla hükümette siz yoksunuz. Hükümette protokolü sonuçlandıran ve ülke ekonomisine can verecek finansal akışı yeniden sağlamayı başarmış yeni bir hükümet var. Üstelik ülkeyi aylarca oyalamadan bunu görevi devralır almaz başaran bir hükümet var. Şimdi yeniden sorun. Protokolde ne var? Altına imza atmak için aylarca yalvardığınız şeyler var…”

(Özdemir TOKEL)

“İçimdeki burukluk”

“Rahmetli Türkeş'in doğduğu ev nihayet müze yapıldı ve pazar günü törenle açıldı.
Törene 1992 yılında para toplayıp bu evi satın alıp, tapusunu Türkeş'e hediye eden Zorlu Töre ve Erhan Arıklı'yı çağırmak kimsenin aklına gelmedi.
En azından zamanın MDD Genel Başkanı Töre, törene davet edilip bir plaketle onurlandırılmalı idi. Yahut orada evin hikayesini anlatan bir plakette bu gerçek yazılmalı idi.
İçimdeki buruk mutluluğu paylaşmak istedim..”

(Erhan ARIKLI)

MERAKLI KÖŞE?

Diğer modeller ne?

Hem Başbakan hem de Başbakan yardımcısı…

Artık federasyon imkansız diyorlar!

Onlar bunu söylüyorsa Ankara da farklı düşünmüyordur…

Haklı olabilirler!

Olmuyorsa da olmuyordur…

Ama yeni model derken ne demek istiyorlar işte bu merak konusu oluyor!

Federasyon yoksa yerine alternatif nedir?

Bunu bir adı var mı?

Bu adı koyduysanız eğer BM Güvenlik Konseyi kararlarını da göz önünde bulundurdunuz mu?

Yoksa siz de ‘dünya 5’ten büyüktür’ diye mi düşünüyorsunuz?

Türkeş nerede?

MHP’nin efsane lideri merhum Alparslan Türkeş’in müzesi açıldı hafta sonu…

Yıllarca harabe şeklindeki bina gerçekten mükemmel bir şekle dönüştürüldü ve merhumun adı artık burada yaşayacak!

Ama bir şey çekti işte dikkatimizi…

Dün bu konudaki haberlerde müze dışında siyasiler kurdela kesenler vardı da!

Bir içeriden Türkeş’e ait resimler ve odalardan görüntüler yoktu…

Bu arada sadece Kıbrıs Postası bu detayı hem de ön sayfasından koydu onun için onları ayırmak gerek!

Ya çalışanların sağlığı?

Casino sahipleri örgütlendikleri dernekten sürekli çağrı yapıyor…

Sektörde kurumsallaşmaya gidilsin diye!

Bu nasıl olacak bilemiyoruz ama…

Bir de kendilerini düşündükleri kadar yanlarında çalışan binlerce kişiyi de düşünseler diyoruz!

Sağlıksız ortamda çalışan ve şimdi genç oldukları için pek etkilenmeyen çalışan bunlar…

Yüzlerce, binlerce çalışanın ciğerlerine çektikleri nikotinin etkilerini azaltmak için de bir takım çareler düşünüyorlar mı?

Onlar için sağlık fonu oluşturdular mı?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, sizin için kurulan kumpas büyük ve çok tehlikeli! Şu anda arkanızdan ‘bu işi yürütemez’ diyenler Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sizi zoraki aday gösterip sonra posanızı atma hesabı içindeler! Hesabı kitabı ona göre yapın deriz bizden uyarması…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, parti tabanından gelen baskılar nedeniyle aktif siyasete her an dönebileceğiniz konuşulmaya başlandı. Tamda mutluluğu ve tabi ki huzuru da yakalamışken rahatınızı bozar mısınız bilemeyiz ama yine çok temkinli olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Asım İDRİS, müsteşarlık görevinden istifa etmenizin perde gerisi aralanmaya başladı. Pek açık vermek istemediniz ama bu görevden din derslerinin geri gelmesinden dolayı istifa ettiğiniz ve partinizi yalnız bıraktığınızı duyduk.

Sayın Uğur DAĞLI, DAÜ ve Mağusa çevrelerinde okulda bir sahte imza meselesi konuşulmaya başlandığını biliyor muydunuz? Çok yakında konunun perde gerisini öğrenmek için kahvenizi içmeye geleceğiz şimdiden haberiniz olsun istedik!

Sayın İsmail ARTER, öncülük ettiğiniz ve sorumluluk ve hizmetleri üzerinize aldığını Derinya plajına gidenler deniz kum ve tabi ki belediyenin buradaki temizlik ve hizmetlerini belirten mesajlar gönderiyorlar. Boykot edenler de çok şey kaybediyorlar değil mi?

Sayın Erdinç KÜÇÜKUNCULAR, siz kendinizden eminseniz ve başınız dikse zaten tüm yakınlarınız ve dostlarınız da sizin yanınızda olacaktır, bu yüzden yüreğinizi serin tutun deriz. Umarız en kısa zamanda doğru ortaya çıkar ve siz de bu yükten kurtulmuş olursunuz…

Sayın Ziya EMİR, Kıbrıs Manşet Gazetesinde aybaşından itibaren köklü değişimlere gideceğiniz konuşuluyor. Hayırdır yine kafanızdan neler geçiyor acaba? Bu arada Londra ofisiniz de hayırlı uğurlu olsun, bol kazançlar dileriz…

Sayın Çilem DAĞISTANLI, Merkezi Cezaevindeki 36 kadın mahkuma pasta ve hamur işleri kursu vermeye başlayacağınızı duyduk. Büyük ihtimalle de dünyada bir ilki gerçekleştireceksiniz desenize. Şimdiden hayırlara vesile olsun tebrik ederiz…

Sayın Gürkan KARA, hükümet bu kez size görev vermedi ama sizin de çok yakında doktorayı bitirip yeni projelerle kamuoyunun önüne geleceğinizi öğrendik. Bu arada fırsat bulduğunuz zamanlar gençlere tavla dersi verdiğinizi de öğrendik bir ara buluşalım o zaman!

Sayın Orhan TUĞBAY, Başbakanlık koridorlarında nizam ve intizam artık sizden soruluyormuş. Bu arada yakın dostlarınız da size ‘mübaşir’ lakabını taktılar artık iyi mi ettiler kötü mü ona da siz karar verin olur mu?