Dinler arası diyalog meselesine taktık ya…

Bunu iyice bir sorgulamak, perde gerisinde neler yaşandığını öğrenmek şart oldu!

Şart oldu çünkü din adamlarının en azından yarısının kabullenemediği Din İşleri Başkanı Talip Atalay’ın bu diyaloglarda neler yaptığı, Kıbrıs Türkünü nasıl temsil ettiğini bilen kimse yok…

4 yıldır bu görevde olan Atalay bu sürede tam 761 kez yurt dışına çıktı!

Bu sayısının çok büyük bir bölümü Güney Kıbrıs’a gerçekleşti…

İsveç’in organize ettiği etkinliklere katıldı, ama bu toplantılar sonrasında tek bir açıklama bile yapmadı!

Kendisi Başbakanlığa bağlı olduğu halde Güney’deki temasları konusunda bu makama da bir açıklama yapmadı…

Başbakan’ın da kendisi hakkında şikayetçi olduğu biliniyor çünkü sanki de KKTC’ye bağlı olmayan bir makamın başındaymış gibi davranıyor!

Bazı sohbetlerde de kendisinin ardında Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğunu söylüyor hem de en üst düzeydeki isimleri vererek…

Oysa oradan görevden alınma yazısı bile geldi!

Ama bizim hükümet bu konulara fazla duyarlı olmadığı için parmağını bile kıpırdatmıyor…

Oysa artık bu arkadaşın misyonunun sorgulanması zamanı gelmiştir, söylentiler artık sokakta bile konuşulmakta, din adamları arasında büyük bir huzursuzluk yaşanmaktadır!

Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz sene kendisi hakkında bir yazı yazmış ve yurt dışı ziyaretlerini sorgulamıştık…

Hem de muhaceret belgelerine dayanarak!

O yine bir açıklama yapmamış ama bizi polise şikayet ederek muhaceret bilgilerine nasıl ulaştığımızı sorgulamaya kalkmıştı…

Tedirginliği her halinden belliydi çünkü 4 yıl içinde 761 kez yurt dışı ziyaret yapan bir kişi olarak bunun hesabını vermek çok da kolay değildi!

Buradan Başbakan Hüseyin Özgürgün ve hükümete sesleniyoruz;

Bu makam ve bu makamda oturan bu arkadaşın KKTC’deki misyonunun ne olduğu, kime ve kimlere hizmet ettiği gün ışığına çıkmalıdır!

Rum papaz her fırsatta Kıbrıs Türkü’ne ve Türkiye’ye hakaretler yağdırırken bu adam niçin susmakta gerekli cevabı vermemektedir…

Misyonu Kıbrıs Türküne ve Türkiye’ye hakaretler yağdırılırken susup buna onay mı vermektedir!

Sırf geçen sene yazdıklarımız bir kez daha hatırlansın diye o günkü köşe yazımızı buradan bir kez daha yayınlıyoruz…

“Din İşleri Dairesi Talip Atalay ile göreve geldiği ilk günlerde tanışmıştık…
Özellikle de hibe edilen vito araçları gündeme getirmiş ve bunların kaynağını sormuştuk!
“Bunu açıklayamam demişti…”
O tarihten itibaren bu makam bize hep şaibeli hissi yarattı!
Devlete ait bir kuruma araç hibesi yapılacak ve bunun kaynağı açıklanmayacak, ne demekmiş bu yani!
Din işleri gibi büyük hassasiyet taşıyan bir kurumda gizlilik de neyin nesi!
Atalay’ı başka konularda da eleştirdik…
O da bizden hep şikayetçi oldu!
Bazı kurumlara da şikayet etti ama hiçbir sonuç elde edemedi…
Bir kere şunu idrak edecek…
Bir takım ihbar bize yine din adamlarından gelmektedir!
Şimdi de Atalay’ın yurt dışına giriş çıkışları mercek altına alındı…
4 yılda tam 761 kez yurt dışı giriş çıkışı var, bu rakam muhaceret polisinden alınmış!
Daha da ilginci giriş çıkışlarda 4 ayrı kimlik kullanılmış…
Yine camilerden toplanan paranın akıbeti belli değil!
11 camiden toplanan paralar kayıtlara geçmiyor ve haliyle bu camilerin imamları zan altında kalabiliyor…
Dahası var ama şimdilik bazı din adamları tarafından bize iletilen şikayeti buradan yayınlıyoruz…

“Din işleri başkanı Talip Atalay göreve geldiği 2012 yılından bu yana tam 761kez yurt dışı giriş çıkışı yapmış…
Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu giriş çıkışlarını inceleme altına aldı…
4 ayrı kimlikle çıkması de cabası! 
Ayrıca bölge temsilcisi Filistinli Abdurrau ve Şakir Alemdar Kuveyt elçiliğinin düzenlediği
resepsiyona KKTC’yi temsil gitmişlerdir bu yapılan resmiyete aykırı olduğundan etik değildir!
Dahası var;
Camilerden yardım kutularından toplanan paraların akıbetini sıran yok!
Oysa ibadete gelen insanlar o yardımları sadece camilerde kullanılmak üzere sadaka niyetiyle verilmektedir. Ama bunlar dairelerinde benzin parası, yolluk, çay şeker gideri olarak kullanmaktadırlar.
Örneğin, yıllardır Selimiye Camisi bağış kutusundan para alınmaktadır ve nereye götürdükleri ne amaçla kullandıklarını bildirmemekte ve bunun için biz imamlar cemaatimize karşı çok zor durumda kalmaktayız!
Ayrıca Talip Atalay her yerde Vakıflar İdaresi yönetimini tanımadığını söylemekte, izinsiz yurt dışı ziyaretler yapmakta, önüne gelene kurumu vekaleten bırakmakta olup ortada  bir sürü yetkisiz başkan vekili yaratmaktadır!
Acaba bu adama dur diyecek olan birisi yok mudur?
Rum papaz ile sözde barış ile uğraşacağına öncelikle kendi din görevlileri ile barışsın, ne yazık ki kendisi din adamlarının yüzde 80’ni ile küs ve dargındır!
Levent bey,
Biz din adamı olduğumuz için hiçbir şey yapamıyor, konuşamıyoruz!
Lütfen bize tercüman olun ve sesimizi duyurun…
Saygılarımızla!..”

MESAJ KUTUSU

Sayın Emrullah TURANLI, bir bakanın sizden rüşvet istediğini açıkladınız ama sonra da her hangi bir hukuki işlem başlatmadınız! Böyle ağır bir konuyu yargıya taşımazsanız siz de zan altında kalacaksınız, harekete geçin deriz!

Sayın Ahmet NERGİZ, devletin aracını makam aracı olarak kullanmanız artık sosyal medyada  da eleştiri konusu olmaya başladı. Aktif siyasete hazırlanan birisi olarak bu tür davranışlar hep kara tahtaya yazılır bilesiniz!

Sayın Şahap AŞIKOĞLU, Güzelyurt ve yöresindeki okuma yazma bilmeyen kadınlarımız kursların burada da olmasını isteyen bildirimlerde bulunmaya başladı. Vakıf olarak umarız bu isteği geri çevirmezsiniz!

Sayın Bülent DİZDARLI, sizin gibi mülayim ve hoşgörülü birisi de artık çileden çıkıp isyan bayrağını açmaya başladıysa durumlar göründüğünden de vahim demektir. Sosyal medyayı çok dizginleyemezsiniz ama basın konusunda yapabileceğiniz çok şeyler var!

Sayın Talip ATALAY, dinler arası diyalog perdesi ardında yaşananlar artık fazlasıyla merak konusu olmaya başladı. Bu organizasyonlarda Kıbrıslı Türklere hizmet eden tek bir icraatınız oldu mu, olduysa nedir açıklayınız lütfen!

Sayın Erol ATAKAN, iş dünyasında şu sıralar en fazla sizin adınız konuşulmaya başlandı. Bir takım söylentiler çok yakında başınızın epey ağrıyacağına işaret ediyor. Umarız sizin de söyleyeceğiniz bir şeyler olacaktır değil mi!

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, LTB Başkan adaylığından vazgeçip milletvekilliği adaylığında karar kıldığınızı duyduk. İsabetli bir karar vermişsiniz bakalım hangi bölgeden aday adayı olacaksınız merak konusu olmuş…

Sayın İsmail ARTER, yerel seçimlerde UBP ve DP’nin bir kez daha ortak adayı olacağınız kulislerde konuşulmaya başlandı. Bu sıralar kulağınızı daha fazla açın ki yeni gelişmelerden haberdar olasınız…

Sayın Baki AYGÜN, tek bölgeli seçim konusundaki açıklamanız tüm adada büyük yankı yarattı. Bu arada sizin de artık milletvekili adaylığınız kesinleşti diye duyduk doğru mu? Şimdiden hayırlara vesile olsun…

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, K.Kaymaklı için transfer çalışmalarına başladığınız ve gece operasyonları ile önemli isimleri listenize yazdığınız söyleniyor. Artık camia şampiyonluk bekliyor başka şansınız yok bilesiniz…

Sayın Sıla Usar İNCİRLİ, çok sayıda hekimin istifa aşamasında olduğunu söylediniz de sizin ne yapacağınız konusunda bir renk vermediniz. Devlette kalacak mısınız yoksa artık kendi kliğinizde mi çalışmaya başlayacaksınız!

Sayın Aydın AKKURT, bu sıcaklarda kızınızın düğün davetiyelerini dağıtmak çok da kolay bir mesele olmasa gerek değil mi! Hadi şunun şurasında sadece birkaç gün kaldı. Ardından uzun bir tatili siz de hak ettiniz…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Kervansaray plajı bu yıl ziyaretçilerden tam not aldı teşekkür mesajlarınız geliyor. Bu arada yerel seçimler için partinizde yeni isimler konuşulmaya başlandı sağlam basın deriz…

Sayın Türel ÖKSÜZOĞLU, doktora macerası artık başarıyla sonuçlandığına göre sıra aktif siyasete geldi diyebilir miyiz! Eğer olacaksa da şimdiden çalışmalara başlamakta yarar görüyoruz zira rakipler hiç boş durmuyor…

Sayın Ahmet KAŞİF, çok yakında Mağusa’da Türkiyeli bir ortakla otel inşaatına başlayacağınız konuşuluyor. Ama verilen bina ve arazi tartışma konusu olabilir eleştirilere şimdiden hazırlıklı olmanızı öneririz…