"<span style="color: rgb(20, 24, 35); font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Dönüp arşivime bir baktım. İKİBUÇUK SENE önce Ergazi köyünde yaptığım konuşmada "Türkiye'den gelecek su konusunda vatandaşın bilgisi yok, nasıl kullanılacağı belirsiz, suyun nereden geçeceği dahi bilinmiyor" demişim. <br /> Bu konuları kamuoyu tartışmalı, bilgi paylaşımı olmalı demişim, dinleyen olmamış. <br /> Yaklaşık ON AY önce ise bu kez Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında ortaya koyduğumuz vizyon belgesinde bu konunun Cumhuriyet Meclisi'nde ele alınması gerektiğini söyledikten sonra </span><span class="text_exposed_show" style="display: inline; color: rgb(20, 24, 35); font-family: helvetica, arial, sans-serif; font-size: 14px; line-height: 19.32px;">Cumhurbaşkanının Meclis'in desteğini alarak bu konuları Türkiye ile eli çok daha güçlü şekilde müzakere edebilir, göreve gelirsem bunu yapacağım demişim. (ortaya koyduğumuz o vizyonun ilgili paragrafını buradan paylaşıyorum). <br /> Geçtiğimiz hafta suyun kullanımı konusunda yapılması gerekenleri, nasıl bir model uygulanması gerektiği konusundaki düşüncelerimi de açıkladım...<br /> Hala aynı düşüncedeyim, birşeyler bağlanmış gibi görünse de Cumhurbaşkanı ya da hükümet bu konuda toplumsal bir konsensus sağlayabilmek için Meclis'i toplantıya çağırmalı ve konunun tüm yönleri bir oturumda ciddiyetle ele alınmalı diye düşünüyorum. <br /> Bu konsensus sağlanabilirse su konusunda Türkiye hükümeti ile rasyonel olmayan durumların giderilmesi için çok daha sonuç alıcı bir müzakere o zaman mümkün olabilecek.</span>