Gezici yayınlamadı ama vatandaşın artık eski yüzler görmek istemediği de yapılan çalışma ile ortaya çıktığını gayet iyi biliyoruz...

Umarız da açıklarlar bu çalışmayı!

Bu ülkede artık siyasetçiye gram güven kalmamıştır…

Zaten son yıllarda yapılan kamuoyu çalışmalarında bu çok kez ortaya çıkmıştı!

İnsanlar haklı olarak bıktı usandı…

Usandık da iş sandığa gelince büyük çelişkiler yaşanıyor!

Genç yaşta siyasete giriyorlar birçoğu emekli oluncaya kadar devam ediyor…

Demek ki burada asıl sorun siyasilerde değil seçmenin ta kendisinde!

Ya anketlerde sorular sorulara doğru cevap vermiyorlar ya da başka bir iş var bunun ardında…

Şu sıralar sosyal medya siyasete yeni girmeye çalışan isimler ile bezenmiş durumda!

Her kafadan bir ses çıkıyor…

Bir takım vaatlerde bulunuyorlar ama aslında kendileri de bunun çok kolay olmadığını biliyorlar!

Zira ortada parti propagandaları ve tabi ki gerçekler var…

Şu anda son yılların en büyük kaos ortamı yaşanıyor!

Bireysel olarak elbette kimsenin tek başına yapacağı bir şey yok…

Ama siyasiler arasında sanki de bu kriz ortamı hiç yaşanmıyor!

Hepsi gömmüş kafalarını kumun adlına, yok ülkemdi yok partimdi diyorlar başka bir şey demiyorlar…

Hele de hiç kusura bakmasınlar oma kaşarlanmış olanlar!

Hiç utanma yok sıkılma yok, çözüm önerisi hak getire…

Gençlerde bir heyecan ki görmeyin keyiflerine…

Arı gibi çalışıyorlar maşallah!

Aileler ve akrabalar da öyle…

Biz de kesinlikle artık genç ve yeni isimlerden yanayız ama!

Ses var görüntü yok misali…

Seçim günü gelip çatınca sonuçlar genelde eski isimler ile bir kez daha karşılaşıyoruz!

Eğer bir suçlu aranacaksa da önce kendimiz aynanın karşısına çıkıp bakmak gibi bir zorunluluğumuz var…

Bir de tabi ki popülizm ve partizanlık konusu var!

Siyasette istediğiniz kadar idealist olun gerçekleri söylediğiniz zaman sistem sizi otomatik olarak dışarıya atıyor…

Siyaset çarkının dişleri arasında yok olup gidiyorlar!

Sistem içinde kalmak için de eskilerin yolundan gitmek mubah oluyor…

Kötü siyaset de kötü kaderimiz olarak yoluna devam ediyor!

Onun içindir kötü siyaset ve kötü yönetimlerin ilk suçlusu bizzat bizler oluyoruz…

Bir de kontenjan saçmalığı var ya iflit oluyoruz…

Parti başkanı ya da genel sekreteri kontenjan adayı mı olurmuş bizde oluyor!

Tamamen göstermelik bir taktik bu…

Parti başkanı tabi ki seçime girdiği bölgeden birinci sırada olmalıdır da!

Kontenjan ne alaka…

Ya da buna kim karar verdi!

Bir de parti dışından kontenjan adayı olanlar var…

Yıllarca parti parti gezmişler duyuyorsunuz ki pir partiden hem de üst sıralardan kontenjan adayı olarak karşınıza çıkıyorlar!

Kendilerini partilerine adayanlar da arkalarından baka kalıyorlar…

Biz hala partimize bağlıyız diye lafazanlıklara sakın kanmayın!

Yok öyle bir şey…

Yukarıdaki Allah ve peygamberi indiriyorlar ama işte seçimler sonrası dağıtılacak görevler var ya!

Onun için hepsi de sus pus…

Kontenjan adaylığının tek bir mantıklı yolu yoktur!

Böyle bir sistemde adalet aramak hayalperestlikten öte bir şey değildir…