Ekim’de madem seçime gidiyoruz.

Hade o zaman.

Salgınla birlikte zaten görmeyen de gördü.

Koordinasyonsuz bir yönetim var.

Cumhurbaşkanı da aday, Başbakan da.

Başbakan, Cumhurbaşkanını rakip görüyor.

Ve işbirliği, koordinasyon hak getire.

Ve bu yıllardır hep var.

Madem öyle, madem görüyoruz.

Ersin Tatar, Özersay Başkanlığa sıcak.

Erhürman, Ataoğlu ve Arıklı da.

Cumhurbaşkanı Akıncı da.

O zaman helva yapacak malzeme mevcut.

Geçirelim anayasa değişikliğini.

Ekimde Cumhurbaşkanlığı ile referandum yapalım.

*****

Tabi Başkan isimlerini yazdık.

Hepsi onaylıyor da.

Milletvekilleri ne diyor?

Varlıklarını bu kokuşmuş düzene borçlu çoğu.

İş bulacam, kredi çıkaracam diye oy aldılar.

İhale verecem, terfi verecem diyerek seçildiler.

Bu vekiller ne der?

Bilmem ama umurumda da değil.

Başkanlar madem sıcak bakıyor.

Gücü yeten çıksın kamuoyuna açıklasın.

Başkanlık istemiyorum desin.

Varsa yürekleri, o riyakar vekiller konuşsunlar.

Yani ne diyorum?

Vekiller istemiyor ama seslerini çıkaramayacaklar.

Bu yüzden tam zamanı.

******

Sistemin halkı boğduğu ortada.

Sistemin çare üretmediği de.

Düzenin sürdürülebilir olmadığı da.

Kuvvetler ayrılığı da mefta.

Yürütme ve yasama içiçe girmiş.

Denetim sıfır, kontrol sıfır.

Bu yüzden zamanı geldi.

Sorumluluk kimdeyse bilelim.

Seçeceğimize yetkinin tümünü verelim.

Meclis de asli görevine dönsün.

Yani yasa yapsın.

Denetlesin.

Kontrol etsin.

Hesap sorsun.

Var mısınız babayiğit politikacılar?