İlk günlerde daha derli toplu, daha motive, daha işbirlikçi idik.

Toplasak bir ay bile sürmedi bu ahenk.

Test konusunda başlayan fikir ayrılıkları, pandemi hastanesi ile keskinleşti, açılım sürecinde ise zirveye ulaştı.

Birlik olması gereken KKTC hekimleri, siyasetin rüzgarına kapıldı.

KKTC Devleti’nin COVID-19 ile mücadelesi sürecinde, Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı, Başbakanlık, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği birtakım ortak paydalarda birleşseler de, özellikle açılım ile birlikte, eteklerindeki taşları dökmeye başladı.

Uğraşacak hasta kalmayınca, paydaşlar birbirleri ile uğraşmaya, COVID-19 cephesini bırakıp, birbirlerine karşı cepheler açmaya başladı.

Bilim ve danışma kurulu enflasyonunda, ortak bir bilimsel karar her ne hikmet ise çıkamadı!

Sayın Cumhurbaşkanı’mız, geçtiğimiz gün anlamlı bir paylaşımda bulundu.

Paylaşımının arasındaki: ‘’Siyaseti doğru yönlendirmesini beklediğimiz sağlık uzmanlarımızın yüksek sesle düşüncelerini duyurmalarının gerekli ve zorunlu olduğu günlerden geçiyoruz.’’ ifadesi üzerinde durulması gerekiyor.

Siyasetin doğru yönlendirilmesi gerekiyorsa, demek ki siyaset şu an yanlış yere gidiyor.

Belli ki Sayın Cumhurbaşkanı’mız, kendilerini de bu ifadenin içerisine dahil ediyor.

O zaman tüm siyasilerin, ülkesi ve halkı adına doğru yolu bulabilmeleri için, öncelikle ‘’hep birlikte’’ bir yola çıkmaları gerekiyor. Belki de işe, tek bir bilim ve danışma kurulunu tesis etmekle başlamaları gerekiyor.

Sağlık uzmanlarından, siyaseti doğru yönlendirmesi bekleniyor.

Demek ki, bazı sağlık uzmanları, siyaseti hem yanlış yönlendirebiliyor hem de siyasetin yönlendirmelerine önemli ölçüde göz yumabiliyorlar.

Bazı sağlık uzmanlarının acınası durumuda bu şekilde gözler önüne serilmiş oluyor.

Sağlık uzmanlarının düşüncelerini yüksek sesle duyurması gerekli ve zorunlu olduğu günlerden geçiyoruz.

Buna katılamıyorum.

Sağlık uzmanları seslerini her geçen gün daha da yükseltiyor zaten.

Neden?

Siyaset yapma kaygısı ile!

Her bilim kurulu, bilim komitesi üyesi sağlık çalışanı, kendi beslendiği ideoloji megafonundan haykırmak istiyor doğruları.

Doğrular ortak olsa da, megafonlar farklı olunca her siyasi de bir köşe tutmuş oluyor kendince.

Sağlık uzmanları seslerini yükseltmemeli!

Sağlık uzmanları ORTAK SES ÇIKARMA GAİLESİNİ GÜTMELİ!

Her ülkenin durumu, yoğun bakımdaki hastanın durumu gibidir.

Tek bir görüş, tek bir düşünce yeterli değildir o hastayı kurtarmaya.

Her sağlık uzmanının katkısı ayrı ayrı değerlidir böyle bir ortamda.

Bu ortak sesi çıkarmayı önce sağlığın hekimler ve akademisyen kanatları becerebilmeli!

Sonra siyasiler, bu sese kulak vermeli.

Şayet, sağlığın başı Sağlık Bakanı ise, bu sesi dinlemek zorundadır!

Şayet icraatın başı Başbakan ise, bu sesi dinlemek zorundadır!

Şayet Kıbrıs Türk Halkı’nın başı Sayın Cumhurbaşkanı ise, bu sesi dinlemek zorundadır!

Bu süreçte, sağlık profesyonelleri ortak bir ses çıkaramazsa vebali büyük olur,

Hangi siyasi olursa olsun, böylesine kritik bir süreçte, çok seslilikten nemalanmayı umarsa da gün olur o makamı başına yıkılır!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899