Önce dudak uçuklatan rakamlara bir bakalım;
2016 yılında Türkiye tarım sektöründe kullanılmak üzere 23 Milyon TL ayırmış, biz bu paranın 6.8 Milyon TL’sini kullanmışız…
Sanayi ve ticaret sektörü için 12.2 Milyon TL ayrılırken bunun 5 Milyon TL’sini kullanmışız..
Ulaştırma sektörü için 113 milyon TL gibi çok ciddi bir rakam ayrılmış, 39 Milyon TL’sini kullanmışız…
Sağlık için 18 Milyon TL ayrılırken, 2.9 Milyon TL’sini kullanmışız…
Uzayıp gidiyor bu liste!
Sırf bakanlıklara kullansınlar diye toplamda 432 Milyon TL ayrılırken biz bu paranın sadece 145 Milyon TL’sini kullanmışız…
Diğer kamu ve reel sektörleri bunun içine dahil değil!
…
Öncelikle Vatan Mehmet’e böyle önemli bir habere imza attığı için teşekkür etmek lazım…
Daha önceleri çok yazdık ama en azından bir kez daha hem de rakamlar vererek KKTC’yi yönetenlerin artık proje özürlü olduğu bir kez daha tescillenmiştir.
Türkiye’nin neredeyse maddi katkı koymadığı tek bir sektör bile yok ama…
Biz bunların hep geriye gönderilmesine seyirci kalmışız!
İnanın benim kafamın basacağı bir konu değildir bu…
Adamlar her türlü sövgü ve hakarete rağmen altyapı alışmaları için sana tır dolusu para gönderiyor ama sen bunu kullanamıyorsun!
Çünkü proje özürlüsün…
Eline gelen kısmeti yine kendi elinde geri gönderiyorsun!
…
Bazı hükümetlerdeki görevli bakanların sırf Türkiye’den gelecek diye çok ciddi paraları kullanmadıklarını biliyoruz ama…
Ya diğerleri!
Hani şu Türkiye ile et-tırnak olduklarını söyleyenler…
Gerekçe aslında gayet basit!
Biz de devletin üst kademelerine gelinceye kadardır konuşmak…
Atarlar, tutarlar, seçilip görev başı yaparlar ama!
İcraatı düşünen pek azdır aralarında…
Kafaları hiç mi çalışmaz bunların!
Sen Türkiye’den projelere ayrılan paraları tamamen burada kullansan asıl ol zaman halk seni sevecek, bir kez daha seçecek…
Yollarda kazalar daha az olacak!
Sağlıkta hekim, araç gereç, ilaç eksiğin olmayacak…
Millet de layıkıyla yönetilecek!
…
Aslında bu tam bir araştırma konusudur…
Sana öngörülen maddi kaynakları, proje üretemeyip bu kaynakların geri gitmesine neden olmak!
Konu muhakkak masaya yatırılmalı, enine boyuna araştırılmalı ve bilimsel bir yanıt bulmalıdır…
Hatta okullarda öğrencilere ders diye de okutulmalıdır!
Eski Büyükelçi Akça, çok söyledi, eleştirdi hatta fırça attı ama biz onun kıymetini bilemedik…
KKTC’nin aslında ciddi anlamda hiçbir sorunu yoktur!
Sorun bizi yönettiklerini sananlardadır…
Siyasetin kirli yüzüdür bu!
Bari bundan böyle ‘proje özürlüsünüz’ dediğimiz zaman kızmayın olur mu?
Üretimin sembolüydü…
Rahmetli Özer Boyacı ile meslek hayatım boyunca sadece bir kere buluştum…
4 sene kadar önceydi…
Oğlu Mehmet Boyacı’nın olduğu mekanda uzunca sohbet ettik.
Her iki kelimesinden birisi ‘üretim’ oldu!
“Ancak üretirsek kazanırız” diyordu başka bir şey demiyordu…
Çünkü çocukluktan beridir içinde olduğu iş hayatında hep üretmiş, üreterek ülkenin ekonomisine büyük katkılar yapmıştı.
Onun şirketlerinde şu anda 2 binden fazla insan çalışıyor, evine ekmek götürüyor!
Bu arada üzülerek izlemekteyiz ki özellikle sosyal medyada rahmetli olduğu halde arkasından konuşanlar var…
Asında bu yazıyı biraz onun için kaleme alma ihtiyacı hissettim!
Kıbrıs Türkünün bu kadar vefasız olmasına da kahrediyorum…
Çalmayan, çırpmayan, devleti hortumlamayan bir ailenin büyüğüne bu reva olmamalıydı!

Polis çavuşu ayıp etmiş!
“Bu akşam Sinde panayırında alana motosikletiyle dalan,sürat ve motosikletin ön tekerleklerini havaya kaldırarak tehlikeli sürüş yapan bir serseri tarafından ezilme tehlikesi geçirdim.
Olay alandaki polis çavuşu Erdal DAL'ın gözü önünde cereyan etti.
Köy muhtarı dahil olayın birçok görgü tanığı olmasına rağmen ve ilgili motosiklet sürücüsünün kimliği polis çavuşuna verilmesine rağmen herhangi bir işlem yapılmamıştır.
·Israrlarımı sürdürünce Erdal DAL olayı görmediğini söylemiş ve alana çağırdığı kendisi dahil beş kişilik bir ekiple beni tutuklamaya kalkmış,emekli bir subay olduğumu söyleyince de hakaret etme terbiyesizliğini göstermiştir.
Bunun bir ihbar kabul edilmesini, ifademin alınması dahil gereğini saygılarımla arz ederim…”
(Kazım ANT)
MESAJ KUTUSU
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Başbakanlıkta bu sıralar bir basıncı krizi yaşanıyor diye duyduk. Çok tecrübesiz birisini çok yetkilerle donatınca bir huzursuzluk yaşandığı söyleniyor. Yenilere hiç sözümüz yok ama yıllardır yanınızda olanları da yabana atmayın deriz! Bu arada bazı bakanların gözünün genel başkanlıkta olduğunu biliyor muydunuz!
…
Sayın Özdemir BEROVA, elinizdeki basın sorumlusu arkadaşı da kaybettiniz ya artık ne diyelim size! Bu arada yeni arkadaşı devletten değil de özelden tercih ederseniz daha doğru bir tercih yapmış olursunuz!
…
Sayın Serdar DENKTAŞ, hem Başbakan Yardımcısı hem de Maliye Bakanlığı gibi bir makamın en tepesindesiniz ama nerede olduğunuzu bile kimse bilmiyor. Tamam tatil sizin de hakkınız ama şurada Meclis’in kapanmasına ne kaldı ki!
…
Sayın Ömer KALYONCU, Ercan’ın ihalesiz denetlenmesi konusu sizin Başbakanlığınız dönemine rastlıyor ama belli ki bunda sizin bile haberiniz olmamış! Acaba birileri niçin bu kadar yangından mal kaçırırcasına bir karar aldı dersiniz!
…
Sayın Kemal DÜRÜST, yaz mevsimi de geldi ya uçak biletleri, uçaklardan daha fazla uçmaya başladı. Bu konuda sizin önderliğinizde hükümetin bir takım tedbirler alması bekleniyor zira vatandaş artık Larnaka’yı tercih etmeye başladı…
…
Sayın Tekin ARHUN, kısa bir süre sonra bir üniversiteyi satın alarak işletmelerinize katacağınız yönünde haberler yayılmaya başladı. Bu arada Girne’deki dev inşaatınızın da hızla yükseliyormuş, hayırlara vesile olsun…
…
Sayın Halil TALAYKURT, ne kadar teyide ihtiyaç olan bir bilgi olsa da ufukta bir makam gözükmeye başladığını duyduk. Evde oturmaktan da tam da bıkmışken iyi gelecek değil mi? Hayırlıysa olsun deriz, sizin neyiniz eksik ki!
…
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Meclis kürsüsünde artık bakan arkadaşlarınızı da eleştirdiğinize göre sinirleriniz gereğinden fazla bozulmuş demektir. En kısa zamanda uzun bir tatil iyi gelecektir değil mi!
…
Sayın Mehmet SAYDAM, evinizin tam karşısındaki bir balıkçı restoranı sizi bu kadar kızdırdıysa siz de buna hemen bir misilleme yapıp bir kamyon fışkıyı işletmenin bahçesine pek ala dökebilirsiniz. Herkese anladığı dilden konuşmak şart oldu artık…
…
Sayın Mehmet ÇAKICI, dünkü meclis eylemeniz her ne kadar korsan olarak nitelendirse de sizin yerinize kim olsa isyan bayrağı açardı. Yine de bir parti başkanı olarak biraz daha mülayim olmanızı öneririz…
…
Sayın Arif ALBAYRAK, Cumhuriyet Meclisi salonunda kravatsız bulunmanız hem tüzüklere aykırı hem de ekranlardan çok hoş görünmüyor. Tatile sayılı günler kaldı biraz daha sabrederseniz zaten kravatlar fora olacak…
…
Sayın Mehmet EZİÇ, uzun bir süredir sigara kullanmazken yeni daha az zararlı sigara icat olunca gözünüz kapalı başlamışsınız diye duyduk. Demek ki nikotin genlerinize kadar işlemiş değil mi? Yine de abartmayın olur mu..
…
Sayın Kemal ALTUNÇ, yenilediğiniz ehliyetinizin ilgili dairede kaybolmasına çok da şaşırmamak gerek zira artık bizde adama göre iş değil, işe göre adam aldıkları için hatta çok da normal karşılamanız gerekmektedir, kader utansın artık!
…
Sayın Mehmet Emin ÖZCAN, Merkez Bankası Başkanlığına atandıktan kısa bir süre sonra hem çalışanlarınız hem de basın mensupları sizi kısa zamanda sevdi ve kabul etti! Bu arada Türkiye’deki yeni göreviniz de hayırlı olsun…
…
Sayın Osman IŞISAL, bir çok ilçemizde bile kütüphane yokken bunu Değirmenlik’e kazandıracak olmanız umarız diğer başkanlara da örnek teşkil eden bir icraat olur. Hoş internet çağında kütüphanelerin papucu dama atıldı ya yine nostalji değil mi?
…