Belediyelerimizin durumu malum.
Birkaç belediyemiz dışında hepsi kan ağlıyor.
Yetersiz katkı payları yanında icraat yapacak mali desteği bulamamaları ve küçük bütçelerle yaptıkları yetersiz işler.
Yıllarca yakından takip ettiğim belediyelerimize eleştiriler yapmak belki onların mali ve iç durumlarını bilen biri olarak ayıp olacak ama bazen iyi yöndeki eleştiriler bir takım başarıları getirir o kesin.
Özellikle Mesarya’daki küçük belediyelerimiz canla başla hizmet vermeye çalışıyor. Nefesleri yettiğince tabi ki. Hemen hemen hepsi yeni göreve gelen genç başkanlar. Çalışmalarını yürütürken ortak bir özellikleri var. Hepsi genç, hırslı ve bu işi severek yapıyor. Hepsi de bu görevini sonuna kadar hak edecek kadar özverili çalışıyor. Her ne kadar başarılı olsalar da imkanları yetersiz. Yaptıkları da yapacakları da ortada.
Belediye başkanlarımız, halka daha iyi hizmet vermek adına hazırladıkları projelerle TC Yardım Heyeti’nden aldıkları katkılarla belediyecilik hizmetini sürdürmeye çalışıyor. Kötü olan şu ki; kendi devletimizin kıt kanaat verdiği katkılarla iş yapamayan belediyelerimiz, TC Yardım Heyeti’nin desteklerine muhtaç.
Sürekli gelen talepleri yerine getirmek için çaba sarf eden belediyelerimiz ancak ve ancak belediye çalışanlarının maaşlarını ödeyebiliyor. Sırasında maaşlara bile para bulamayan belediyelerimiz, her harcayacağı paranın kuruşuna kadar hesap yapar durumda.
Tüm bunlar üzücüdür. Eziyettir!
Yani düşünün bir göreve geliyorsunuz ve yıllarınızı sadece borç ödemekle geçiriyorsunuz. Mali durumu düşünerek çalışan başkanlar, ne kadar hizmet verirlerse o kadar o koltuklarda uzun oturacaklardır. Yani hem mali yapıyı hem de halka hizmeti bir arada yürütmeyi başardıkları sürece yerlerini koruyabilirler.
Dünyanın her yerinde elektronik ortamın önemi git gide artmaktadır. Bugün birçok belediyemiz kurumsal yapı için çaba harcarken, teknolojinin de nimetlerinden faydalanarak halkına hızlı ve seri hizmet için gerekli ekibini kurmuş. Bunun en iyi örneği İskele, Gönyeli, Gazimağusa, Girne ve Lefkoşa Türk Belediyesi’dir. Yani 5 büyük belediyemizin çalışmaları takdir edilecek kadar iyidir. Bu belediyelerin ortak özellikleri ise hırsla çalışan başkanlarıdır. Gelelim elindeki imkansızlıklarla yine de bir şeyler yapmak için çabalayan küçük belediyelerimize. Bu devirde belediyecilik zor iş. Kötü olan da küçük küçük olan belediyelerimizin yukarıda belirttiğimiz gibi her birinin ayrı ayrı büyük sorunları olmasıdır. Birçok belediye başkanının ortak görüşü olmasa da küçük belediyelerin ortak bir belediye oluşturması en mantıklı olaydır. Mesarya’yı ikiye ayırdığımız zaman Kuzey ve Güney Mesarya’nın halka hizmetlerini iki belediye tarafından yürütülmesi yani Lefkoşa, Gönyeli , İskele gibi bir belediye olması demektir. Umarım başkanlarımız da ortak akılda uzlaşarak ortak bir belediyeciliğin avantajlarını hesaplayarak bir noktada buluşurlar.