BUGÜNKÜ BAŞLIK SHAKESPEARE’DEN

‘’OLMAK YA DA OLMAMAK ‘’

‘’Biliyor musunuz ,babalar kızlarına ellerini uzatırsa ,kızları onları cehenneme kadar takip eder’’…

Önce sözlüklere bakıyorum baba ,demek ne demek diye , çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek miş ? Kısaca belirtiyor sözlükler .

Hatırladığım kadarıyla babamı düşünüyorum dün geceden bu yana

Önce garip bir acı oluyor kalbimin bir yerlerinde ,sonra biraz dalıyorum karanlıkta bir sokak lambası ,yanımda ise çok değer verdiğim insanlardan biri var ‘’Yalnız ‘’değilim yani özetle .

Önce kalbimin içine düşen o acıtan ince sızıyı saklamaya çalışıyorum ,gülümsemeye çalışmakla sakladığımı sandığım o ince sızı yerini kendiliğinden akıp giden damlacıklara bırakıyor gözlerimden.

‘’Neyin var ? ‘’sorusuna belki de cevap vermediğim, kelimelerin boğazımda düğümlendiği ve bir türlü sesli eyleme dönüşemediği an’dayım işte.

Saate baktım saat 00:30 ,bu kez saat kaç ? diye sordu ,

Saat ‘’Babalar günü ‘’ dedim ardından ,bu özel günlerden nefret ediyorum diyebildim kısaca !

Nefret ediyorum ,çünkü canımı çok yakıyor , nefret ediyorum çünkü bir çoğumuz elimizde ,yüreğimizde olan bu mükemmel hissi ,bu ayrıcalıklı olayın farkında bile değiliz ve hoyratça harcadığımız bir gün haline geliyor BABALAR GÜNÜ ve DİĞER ÖZEL günler.

Bir gün özel hissettirmek yetmez, hatta onu bile yapamıyoruz bence .

Ne yapıyoruz genelde , gidip bir armağan alıyoruz babamıza , sabah uyandığımızda bir kahvaltı (belki ) hediyesini de verdikten sonra elini öpüp sonra yanaklarına birer küçük buğse !!!

Oldu da bitti , al sana babalar günü .

Oysa değerini farkında olmadığımız baba’larımız hayatımızda olmasalardı nasıl bir yaşam sürerdiniz hiç düşündünüz mü ?

*Yalnız bir hayat yaşardınız , herkes etrafınızda olurdu ama siz yalnızlığı en derinden, en acısından hissederdiniz

*Okul yıllarının hangi evresinde olursanız olun ( ilkokul , üniversite, lise ,ortaokul ) hep kapıda babanızın gelip sizi okuldan almasını beklerdiniz, gelmeyeceğini bile bile beklerdiniz hem de, ama beklerdiniz.

* Mezuniyetinizde size gurur dolu gözlerle oturduğu yerden bakan ve o kalabalığın içinde ilk bakışta bulduğunuz babanızı arardı gözleriniz.


*Kırmızı bisikletinizi mahalede sürmeye başladığınızda tüm arkadaşlarınızın sele’yi tutan babalarını görünce ‘’benim de babam var ama şimdi işte ,acil bir işi çıktı ‘’ deyip geçip giderdiniz ,eve gidip pencereden gizlice onları uzun uzun izlemek için


*Ve hayatınızın aşkını bulurdunuz ergen döneminde ,konu babalardan açılınca en kalabalık arkadaş ortamlarında en çok konuşan siz ,birden bire susardınız yüreğinizden kopan o acı çığlık olsa da.


*Evlenip çocuğunuz olunca ,size dedesini sorduğunda ,çocukluğunuzdaki gibi kolay değildir işe gitti gelecek demesi ,o söylediğiniz yalan size aittir ve üzerinize yapışmıştır çünkü.

Ve daha onlarca,binlerce,milyonlarca yazacağım var aslında ya babanız olmasaydı neler yaşardınız ? Sorusunun altında .

Babalarının işten gelmesini bekleyen çocukların olmadığı , geceleri gök gürlediği zaman koşarak kucağına gidip kendini güvende hissedeceği kucağı göremeyince’’baban nöbette gelecek ! ‘’denmediği , ne zaman arkamızı dönsek orda olacağını bildiğimiz babamızın manevi gücünü ve güvenini bildiğimiz bir hayata uyanmak dileğiyle .

İster çocuk ,ister yetişkin olsun insan işten ‘’gelecek ‘’olan babasını hep umutla bekler ,hiç gelmeyeceğini bilse de .