Türkiye Cumhuriyeti; dünyaya açılan tek penceremiz, Rumlarca katledilirken yardımımıza koşan tek ülke, Anavatanımız, soydaşlarımızın yaşadığı ülke, ekonomik olarak en büyük destekçimiz, birçoğumuzun okuduğu evlilik yaptığı taraftarı olduğumuz futbol takımlarının ülkesi…

O ülke 3 gün önce 99. Kuruluş yıl dönümünü kutladı…

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının yok olup giden bir ulusu tekrar ayağa kaldırışının üzerinden tam 99 yıl geçti….

Ülkemizdeki başta ana muhalefet olmak üzere sol partiler, Sivil Toplum Kuruluşları, her şeye maydanoz sendikalar eğer gözden kaçırmadıysak ne resmi bir kutlama mesajı ne de sosyal medyalarından herhangi bir açıklamada bulunmadılar.

Tabi ki laf kalabalığı copypast açıklamalar değil beklediğimiz!

İlk kez o duyguyu o hissi o samimiyeti göremedik her nedense…

Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde en kanlı savaşların geçtiği o dönemin işgalci devletleri bile Türkiye Cumhuriyeti’ni kutlarken bizim bazı arkadaşların kafasını kuma gömmesine şaşırdık…

Bakın bugün bile Türkiye’nin kuyusunu kazmaya çalışan Yunanistan’ın bile kutlama mesajı var…

Özellikle Ana muhalefet!

Sizi gerçekten çok ayıpladık…

Hadi Türkiye’deki iktidardan haz etmiyorsunuz sizin Mustafa Kemal Atatürk’e de mi saygınız yok, Türk halkına da mı yok!

Türk halkının emperyalist küresel güçlere karşı durmasının bir onur mücadelesi vermesinin ve bunu Cumhuriyet ile taçlandırmasının hiçbir önemi yok mu sizin için.

Cadılar bayramını bile kutlayan bazı siyasilerimiz için Cumhuriyet hiç mi bir şey ifade etmiyor…

Burada amacımız demegoji yapmak değil!

Sadece ne yapmaya çalıştığınızı anlamaya çalışmaktır…

***

Elektrikte çoklu tarife uygulaması bugün başlıyor…

Çoklu tarife deyince insanın aklına faturaları düşürmek geliyor.

Peki öyle mi?

Öncelikle çoklu tarife olayı daha önce denenmişti…

O zaman ayakları yere daha sağlam basan bir organizasyon vardı.

Daha iyi ve anlaşılır bir tanıtım vardı…

Ve birçok insan faturalarını düşürmeyi başarmıştı.

Şimdi karmaşık anlaşılması zor bir tablo var önümüzde ve birde bu çağda Kıb-Tek’e gidip başvuruda bulunacakmış falan..

Konu çok anlaşılmadı olacak ki yada pek hesaplı gelmediği için başvuru sayısının 50 kişi gibi komik bir rakamda kaldığını duymuştuk.

EL-SEN eski Başkanı Tuluy Kalyoncu, çoklu tarifeyi değerlendirmiş ve Soranlara; ‘‘Çoklu tarifeye geçmeyin’ diyeceğim hiç aklıma gelmezdi.” Diyor…

ÇOK FAYDALI BİR UYGULAMA SİZİN ELİNİZDE REZİL OLDU!

Ülkemizde ilk kez, KIB-TEK’in yaygın tanıtım kampanyasından sonra Nisan 2019’da çoklu tarife ile tanışmıştık. Referans alınan eski tarifelere göre oluşturulmuş istatistiki veriler ile yeni tarife metodolojisi arasında doğru bağlantıyı kurup yeni tarifeleri buna göre düzenlemek hiç kolay değildi. Yine de ilk uygulama olmasına rağmen, puant tüketimde cüzi bir düşüş sağlanırken olayı kavrayan ve buna uygun tüketim yapan tüketicilerin faturaları, maliyeti yansıtan tek zamanlı tarife kullanıcılarının ödediği faturanın altında kalabilmişti.

Önceki uygulama örneğine bakıp daha iyisini yapmak mümkün iken şimdi yapılan çoklu tarife düzenlemesi evlere şenlik.

Gerçekleşmiş eski çoklu tarife faturalarındaki zaman-tüketim miktarı bilgileri üzerinden yeni tarifeleri güncelleyerek hesaplama yaptım. Bunun için elimde eskiden kalmış; 138 kWs tüketimi ve 518 kWs tüketimi olan iki adet çoklu tarife faturasını kullandım.

Buna göre yeni çoklu tarife ile 138 kWs'lik tüketime enerji bedeli olarak 471,81 TL ödenirken tek zamanlı tarife ile 222.32 TL ödeniyor. 518 kWs'lik tüketime ise çoklu tarife kullanıcısı enerji bedeli olarak 1.751,94 TL öderken, tek zamanlı tarife kullanıcısı 1.298 TL ödeyecek!

Not: Hesap kitabı biraz ilerletince hatamı farkettim. Ama nerden bilecektim ki, tüm dünyada puant tüketimi düşürmek için kullanılan çoklu tarife sistemini, zengini koruyup kollamak ve tüketimi teşvik etmek için kullanma becerisini gösterecekler?! Aylık tüketimi 1.150 kWs'in üzerinde olan tüketiciler çoklu tarife ile daha az fatura ödeme imkanına kavuşuyorlar. Tüketim arttıkça, avantajları da artıyor.

Tuluy Kalyoncu’nun yorumu böyle karar sizin…

***

Şimdi gelelim kamu kaynaklarını babasının malı gibi kullananlara…

Yani yiyicilere!

Geçtiğimiz günlerde bir araştırma sonucu paylaşılmıştı KKTC’de rüşvet olayları falan…

Hatta veren de alan da memnun demiştik.

Şimdi adı rüşvet olmayan ama kibarca devletin sırtına kene olanlar da var…

Onlardan bahsedelim biraz da…

Mesela onlar devletin yani benim sizin paranızla yurt dışına giderler!

Gerekli gereksiz ziyaretlerde bulunurlar…

Gezerler tozarlar ama hep devletin sırtından!

Eğer gezme tozma yoksa bakanların etrafına tüner en lüks restoranlardan yemek söyler yer içerlerler…

Her gün her gün hem de…

Hiç utanmaz sıkılmaz bunu kendilerine hak görürler…

Bu hakkı onlara bakanları verir!

Çünkü onlarda hesap kitap bilmezler…

Bakanlıkların izaz ikram masrafları, şahsi yeme içme masrafları, akaryakıt, çiçek ve çiçek bakım masrafları ortaya bir dökülse ağzınız açıkta kalır.

Herkes elini vicdanına koysun bir kez daha düşünsün..

Tabi sözümüz devletinin kuruşunu boğazından geçirmeyenlere değil onların sayısı da azınlıkta olsalar da az değil…

MESAJ KUTUSU

Sayın Hayati ÖZOK, Kıb-Tek’e akaryakıt temini ihalesinde birileri tarafından ölümle tehdit edildiğinizden dolayı geri adım atarak ihaleden vazgeçtiğinizi öğrendik. Bu birileri dedikleriniz kimlerdir, konuyu polise bildirdiniz mi? Eğer bildirmediyseniz de bunun ardında bir hinlik ararız, haberiniz olsun istedik!

Sayın Ünal ÜSTEL, hükümete mensup bazı vekil arkadaşların sizi nisap sağlamamakla tehdit ettikleri konusunda mesajlar gelmeye başladı. Bunlar kimlerdir, sizden ve hükümetten neler istiyorlar, bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek gibi bir zaruret doğmuştur değil mi?

Sayın Turgay AVCI, Balcıoğlu’ndan sonra sizin diplomalarınız da tartışma konusu olduğuna göre yapacağınız en doğru şey bir basın toplantısıyla birlikte bunların hepsini kamuoyuna açıklamanız olacaktır. Ne DAÜ’nün ne de YÖDAK’ın daha fazla yıpranması kimsenin yararına olmaz aksine zararına olur!

Sayın Mustafa GÜRSEL, pek kıymetli eşinizin zamansız kaybını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye tanrıdan rahmet, tüm aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Ali Anıl YÜCE, İhtiyat Sandığı’nın bazı yönetim kurulu üyelerinin aile ve ahbaplarına dairenin bazı dükkanlarının neredeyse beleş fiyata satılması yönünde bir takım girişimlerde bulunulduğu konuşuluyor. Daire müdürü olarak bu konularda uyanık olmanız öneriliyor, bizden iletmesi!

Sayın Fikri ATAOĞLU, DP’ye kendi malı olan yeni bir genel merkez için kolları sıvadığınız hatta arsa aradığınızı duyduk. 30 yıllık bir parti olarak zaten çoktan halledilmesi gerekirdi umarız bu size nasip olur, hayırlara vesile olsun…

Sayın Fırat ATASER, yerel seçimlerde sizin bölgede aday bolluğu yaşanırken UBP’de artık sizin de adınız anılmaya başlandı. Çok büyük ihtimalle de bağımsız aday olarak destekleneceksiniz ve hayli yol kat etmiş olacaksınız…

Sayın Mehmet BETMEZOĞLU, anladığımız kadarıyla dün size gönderdiğimiz mesaj bazıları tarafından yanlış anlaşılmış olacak ki bir takım yanlış değerlendirmeler yapılmış. Zaten polisin elinde de olan bazı evraklardan niye bu kadar çekindiler dile merak ettik doğrusu…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, bu sene 29 Ekim özel günü için partinizden bir kutlama mesajı yayınlanmayınca bazı eleştiriler de beraberinde gelmeye başladı. Sorumlu arkadaşları uyarmanız isteniyor…

Sayın Halil KASIM, Geçitkale-Serdarlı belediye başkan adaylığınız kesinleşti gibi bir şey. Muhalifler epey kızıp küsecek ama bölge için kurulan komite genel merkeze sizin adınızı gönderdi diye duyduk, hayırlara vesile olsun artık…