Cumhurbaşkanı Ersin Tatar giderse memleket çöker gibi büyük iddialar ortaya koyacak değiliz elbet…

Ancak bir gerçek var ki, Ersin Tatar’ı eleştirirken de överken de temsil ettiği makamı düşünmek aklın ve mantığın gereğidir!

Peki, son günlerde eleştirilerin odak noktasında neden sürekli Ersin Tatar var?

Tatar önceki Cumhurbaşkanları Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı’nın aksine herkesin Cumhurbaşkanı olabildi mi?

Tartışılabilir ve hatta eleştirilebilir…

Aklında hala UBP’nin başkanı olmak ve yüreğinde UBP’yi kontrol edememe, UBP’ye yön verememe dolayısıyla da UBP iktidar iken söz sahibi olamama korkusu da yüreğinde var mı, tartışılabilir ve hatta o da eleştirilebilir.

Sol düşünceyi Türkiye’ye karşı düşmanlık ve Türk kelimesine karşı bitmeyen bir nefret olarak gören küçük bir azınlık dışında Kıbrıs sorununda çözümü farklı modeller üzerinden tartışan Kıbrıslı Türklere yüzünü çevirdiği ve Ankara’daki siyasi iktidara daha çok yüzünü döndüğü için kendi toplumuna yabancılaşma eğilimine girdi mi, tartışılabilir ve hatta eleştirilebilir…

UBP kadrolarının gerek seçilmiş gerekse atanmış olsun, devletin devlet gibi yönetilmemesinde ve UBP’nin bugün popülizmin pençesinde kıvranmasında payı var mı, tartışılabilir ve hatta eleştirilebilir!

Siyaset üstü ve kucaklayıcı olamadı ve bu yönde aksi yönde bilinçli bir tercih yaptı mı, tartışılabilir ve hatta eleştirilebilir…

Ancak son günlerdeki eleştiriler yapıcı olmaktan ne yazık ki çok uzaklara gitmeye başladı!

Elbette Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da bazı açıklamaları ile de eleştirilere zemin yaratmıştır…

Ancak temsil ettiği makamdan dolayı mesele Ersin Tatar değil, içerisinden geçilen hassas ve kırılgan dönemden dolayı mesele memlekettir!

Çünkü Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Türklerin devletini ve haklı mücadelesini temsil eden ilk makamın sahibidir…

Adına ister Cumhurbaşkanlığı ister toplum liderliği densin…

Eleştiri yapmak başka bir şeydir, saldırmak hatta toplumsal linç için hedef göstermek başka bir şeydir.

Hele hele İngiltere’de yapılan ve protesto değil çirkin bir saldırı olan eylemler üzerinden siyaset yapmak ise kelimenin tam manası ile akıl ve vicdan tutulmasıdır!

İngiltere’de yaşanan olayı sadece ve sadece orada yaşayan Rum ve Yunanlıların demokratik bir protestosu olarak görmek ise fotoğrafın tamamını görememek veya ideolojik körlük ile görmek istememektir…

Kıbrıs sorununun çözümüne dair ortaya konan eksen değişimi diğer bir ifade ile “federasyon tezi çürümüştür tek çözüm iki devletli çözümdür” argümanı değildir, Rum ve Yunanlılar ortaya koydukları eylemin nedeni..

Benzer eylemleri Annan Planı tartışılırken, oylanırken, Crans Montana öncesi ve sonrasında özetle federasyon çözüm modeli iki halk arasında müzakere edilirken de olmadı mı?

Hatırlayınız; hatırlayınız ki fotoğrafın bütünü üzerinden tartışılsın…

Yani, dememiz o ki, mesele Tatar değildir, mesele ister Rauf Denktaş, ister Mehmet Ali Talat, ister Derviş Eroğlu, ister Mustafa Akıncı isterse Ersin Tatar değildir, mesele güney komşumuz Rumların Kıbrıslı Türklere karşı yüzyıllardır değişmeyen ırkçı bakışları ve duruşlarıdır.

İngiltere’de yaşanan olayı aklıselim ve bu toprakları seven herkesin protestosu etmesi olmazsa olmaz…

İç politika malzemesi olarak kullanmamak da olmazsa olmaz.

Mesele Ersin Tatar’dan öte memlekettir çünkü!

Devletin makamlarına dış saldırılar karşısında sahip çıkmak ise Kıbrıs Türkünü sürdürülebilir ve kalıcı adil bir yeni ortaklığa götürecek en önemli dinamiklerden biri olduğunu da ortaya koyabilmeli bu topraklara karşı bir sorumluluk ve aidiyet hisseden tüm kesimler…

Çünkü temsil ettiği makamdan dolayı mesele kesinlikle Ersin Tatar değil, içerisinden geçilen hassas ve kırılgan dönemden dolayı memlekettir…

Ankara Kulisleri…

Muharrem İnce'yi yalanlayan anket

Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, katıldığı bir canlı yayında partisinin ve kendisinin oy oranına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yöneylem Araştırma Direktörü Doç. Dr. Derya Kömürcü ise Twitter'dan araştırmalarının sonuçlarını paylaşarak, "Hiçbirinde böyle bir tablo yok" dedi.

Memleket Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşme sonrasında tv100 ekranlarında Ece Üner'in konuğu oldu.

İnce, Kılıçdaroğlu'ndan bir ittifak teklifi gelmediğini belirtirken, "Hayır öyle bir konuşma ve teklif olmadı. İttifaklar iki türlü kurulur. Birincisi menfaat, ikincisi ilke ittifakları. Ben ilkelerimizi söylüyorum. Çıkışta söyledim bir kısmını. Biz asla Atatürk'ü tartıştırmayacağız. Atatürk kırmızı çizgimizdir. Oy alacağız diye tarikatlara göz kırpamam. Laik ve bilimsel eğitim vazgeçilmezimizdir" dedi.

İnce partisinin oy oranına dair de iddialarda bulunurken, "Memleket Partisi'nin oyu yüzde 11, Muharrem İnce'nin oyu yüzde 16-17 bandında. Seçime daha 46 gün var bekleyelim görelim neler olacak. Anketlerdeki oranımıza göre en az CHP'den en fazla AK Parti'den oy alıyorum" ifadelerini kullandı.

İNCE'Yİ YALANLAYAN SONUÇLAR

Yöneylem Araştırma Direktörü Doç. Dr. Derya Kömürcü, sosyal medya hesabı Twitter'dan araştırmalarının sonuçlarını paylaştı. Kömürcü mesajında, "Son üç araştırmamıza baktığımda 14 Mayıs'ta AKP'ye oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 0,2 ila 0,7'si cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda İnce'ye oy veririm diyor" ifadelerine yer verdi.

Kömürcü'nün paylaşımı şöyle:

"Araştırmalarımızın hiçbirinde böyle bir tablo yok. Son üç araştırmamıza baktığımda 14 Mayıs'ta AKP'ye oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 0,2 ila 0,7'si cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda İnce'ye oy veririm diyor. Bu oran CHP seçmeninde yüzde 2'nin, İYİ Parti seçmeninde yüzde 9'un üzerinde…

Siyasette sıcak gelişmeler yaşanırken Odatv, Muharrem İnce'nin YSK'ya sunmaya hazırlandığı mal varlığına ulaştı.

İşte Muharrem İnce'nin eşi Ülkü İnce ile birlikte sahip oldukları kalem kalem mal varlıkları:

-Yalova'da 600 bin lira değerinde arsa

-1 milyon 200 bin lira değerinde iki tarla

-750 bin lira değerinde mesken

-Bir buçuk milyon lira değerinde arsa-villa

BABADAN KALAN HİSSELER

-Çankaya'da 1 milyon 800 bin liralık konut

-Bodrum'da bir buçuk milyon liralık villa

-Bir adet 2016 model BMW, bir adet 2015 model Mercedes otomobil

-3 tabanca, 1 tüfek

-1 milyon lira

-50 bin dolar

-50 bin euro

-225 gram altın

MESAJ KUTUSU

Sayın Dursun OĞUZ, Güney’den Kuzey’e et ve hayvan kaçakçılığı konusunda çok ciddi ihbarlar yapılmaya başladı. Çetenin içinde devletin üst düzey yetkililerinin de olduğu yönünde söylentiler yapılıyor, özellikle de otellere verilen kaçak etler konusunu mercek altın almanız öneriliyor…

Sayın Mustafa NAİMOĞULLARI, millet kasapların önünden geçmeye korkarken kasaplar dün ani bir kararla kilo başı 40 TL daha okkalı bir zam kararı alıp yürürlüğe koydular bile. Bu arada geçtiğimiz günlerde 200 kadar koyunun ülkeye kaçak getirildiği ve bunun basına bile yansımadığı iddiaları var haberiniz olsun istedik!

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, tüberküloz aşısının son günlerde ülke sınırları içinde bulunmadığından haberiniz var mıydı? Hasta ve yakınlarından yoğun mesajlarınız gelmeye başladı, konuya duyarlılık göstermeniz isteniyor…

Sayın Behçet ÖZNACAR, emeklilik günlerinizde kendinizi eğitime adamanız nihayet sonuçlanmış ve artık Profosörlük ünvanına da sahip olmuşsunuz. Bu arada Esentepe sahillerinde sevdiklerinizle kutlama yemeğinde görülmüşsünüz, hayırlara vesile olsun…

Sayın Erhan ARIKLI, şu meşhur Kıb-Tek çetesini aylardır ağzınıza doladınız ama nedense isim vermekten kaçınıyorsunuz. Oldu olacak isimleri de deşifre edin ki yaşın yanında kuru da yanmasın ama değil mi?

Sayın Hasan ÖZTAŞ, Esentepe-Çatalköy Belediyesine danışman olarak atandığınızı geç de olsa duyduk. Tecrübelerinizle belediye çalışmalarına önemli katkılar koyacağınızdan kuşkumuz yoktur, tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Güven BENGİHAN, sendikaların da bir okul yapımında katkı koyması için yapılan açıklamalara tepki koydunuz da eğri oturup doğru konuşursak böyle bir amme hizmeti yapmayı sendikalar olarak düşünmez miydiniz? Hem sendikalara olan güven kaybı da geri gelmiş olur…

Sayın Ersin TATAR, Londra ziyaretiniz çeşitli kesimler tarafından belki de haksız olarak eleştirildi ama öğrencilerin protestoları nedeniyle biraz daha kahraman ilan edilecek noktaya geldiniz. Ayrıca reklamın kötüsü de olmaz diyorlar!

Sayın Hakan GÜNDÜZ, aylardır beklenen zeytin teslimatını dün nihayet sonuçlandırmışsınız ancak yanında zeytinyağı olmayınca çok da makbule geçmedi diye duyduk. Haftaya da onu hallederseniz artık sizden daha iyisi olmayacak değil mi?

Sayın Anıl Cem URLU, bankacılık ve finans dünyasında bundan böyle kendi özel işletmenizle hizmet edeceğiniz ve yeni dev projelere imza atacağınız konuşuluyor. Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun, Allah utandırmasın…