Yıllardır konuşulan bir dedikoduydu…

Serdar Denktaş’ın bir gece kulübüne ortak olması!

Herkes arkasından konuşup önüne gelince canım cicim diyordu…

Bu nedenle bir canlı yayında kendisine sorduk!

Bu ortaklıkla alakası olup olmadığını…

Önce teşekkür etti bu soru için çünkü canlı yayında kamuoyunun önünde ilk kez böyle bir soru yöneltiliyordu kendisine!

Sonra da cevapladı…

Varsa böyle bir şey buyursunlar ispatlasınlar o anda siyaseti bırakayım diye!

Cevabı gayet netti ama biz öyle bir toplum olduk ki bilinç altına sokulan bazı şeyler yıllar geçse de, doğru olmadığı halde hep ‘doğru’ olarak kalmaya devam ediyor…

Hele de konu siyasetçiler olunca!

Eğer bir gece kulübü patronu ta küçüklüğünden beri arkadaşıysa anında ‘ortak’ damgası vuruluyor…

Veya bir casino patronu!

Ya da başka bir meslek grubu hiç önemli değil…

Serdar Denktaş, hiç kurtulamadı bu suçlamalardan, kurtulamayacak gibi de gözüküyor!

Avukatı değiliz ama onun bilmediği bizim bildiğimiz bazı şeyler de var…

Örneğin bir banka sahibi tarafından bilerek çek yasağına sokulduğu!

Onun karşılığını ödeyemediğini…

Evinin kapısını haciz memurlarının çaldığını!

Bizimle o anda sohbette olan bir arkadaşından yardım istediğini…

Arkadaşının koşarak gidip haciz işlemlerini durdurduğunu!

Bunları buradan yazmak istemezdik ama öyle bir linç kampanyası yürütülüyor ki…

İktidardayken bunları sürekli gündem yapanlar adam muhalefette düşünce de sürdürmesi!

Ayıptan, günahtan anlamayanlar…

Varsa arsızlığı yolsuzluğu ispatlayacaksın!

Ama kamyonla parası olduğunu iddia ediyorsan da aile fertlerinden bazılarının neden zaman zaman çok zor şartlara da düştüğünü hesap edeceksin…

O kadar çok hem de haksız kazanılmış para olsa onların ellerinden neden tutmadığını da sorgulayacaksın!

Ama tüm bunları da yaparken onun da özel bir hayatı, bir ailesi, çocukları torunları olduğunu da hiç unutmayacaksın…

Kıbrıs Türkünün şu anki en büyük eksikliği sevgisizliktir…

İnsanlar gün geçtikçe hem birbirinden uzaklaşıyor hem de sevgisizlik uçurumu büyüdükçe büyüyor!

Ardından hele de sosyal medya icat olalı linç kültürü giriyor devreye…

İnsanlar birbirini linç etmekten büyük zevk alıyor anlaşılan!

Garip bir davranış biçimi bu…

İnsanlıkla yakından alakası olmayan!

Kin, nefret ve intikam duyguları ile yanıp tutuşan insanların sayısı her geçen gün büyüyor!

Dolayısıyla toplum olara kutuplaşıyoruz…

Uzaklaşıyoruz birbirimizden!

Toplumsal hiçbir değer kalmamak üzere çok yakında…

Ve sonuçta bireyselcik ve bunu ranta çevirme kavgası yiyip bitirecek günü geldiğinde!

Bu çağrı önemlidir…

Önce bir eleştiri…

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’ndan dün bir çağrı yapıldı…

Trafikte seferberlik çağrısıydı bu!

Bakanlık çağrısıdır diyordu…

Bakan değil, müsteşar değil, müdür filan hiç değil!

Niye böyle güzel duyurulara imza atmaya korkuyorlar biz de onu anlamıyoruz işte…

Bir kere devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz imzasız açıklamalar!

Büyük ihtimalle bu çağrı bakanın kalemimden çıktı…

O zaman koyacaksın imzanı da!

Gelelim seferberlik çağrısına…

Belli ki son günlerde trafik kazalarında genç ölümler etkili oldu bunda!

Zaman ve zemin bakımından gayet yerinde bir çağrıdır…

Ama buna kim uyar kimler uyar bizim ası gaylemiz de odur!

Ha keşke böyle toplumsal seferberlik isteyen hayati konulara yine toplum olarak sahip çıksak…

Hastaneyi soydu ama bakanlıkta çalışıyor!

Üzerinden tam 2 sene geçti…

G.Mağusa Devlet Hastanesi veznesinde çalışırken makbuzlarda sahtekarlık yapıp yüklü bir parayı cebe indirmişti!

Yaptıkları da kameralarda ortaya çıkmıştı…

Nedense soruşturma bir türlü sonuçlanmadı!

Bir süre hapis yattıktan sonra salıverildi…

Sonra da ilgili bakanlıkta görevlendirildi!

Tam manasıyla keyif çatıyor anlayacağınız…

MERAKLI KÖŞE?

2 Asgari ücret kime kalıyor?

Bu ülkede yaşayan ve devlete yatırımlarını tam olarak yapan insanlarımızın da bir takım hakları var…

Örneğin evlilik yardımı gibi!

Devlet evlenen gençlere, çiftlerden sadece birine olmak üzere 2 asgari ücret yardım yapıyor…

Gayet de iyi yapıyor!

Ancak ne var ki çiftler evlendikten en geç 90 gün içinde Sigortalar Dairesi’ne dilekçe yapmalıymışlar…

91’nci gün para yanıyor!

Birincisi vatandaş bu sürenin 90 gün olduğunu nereden bilecek?

İkincisi de gençlerin ana sütü gibi helal olan bu para kimin cebine kalıyor?

Devlet bu kadar çıkarcı olmamalı!

Devlet Laboratuarı ne oldu?

Eski Sağlık Bakanı Filiz Besim 2019 yılının sonunu hedef koymuştu…

TAK için yapılan binaya Devlet Laboratuarının taşınma işlemlerini!

Hoş o dönem bir çivi bile çakılmamış karkas bina kaderine terk edilmeye devam etmişti ama…

Şimdi gözler artık yeni hükümete çevrildi!

Haliyle Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli’ye…

Tamamen sağlığımızı ilgilendiren bir konudur bu!

Yediğimiz içtiğimiz gıda ürünlerinin analizlerinin yapıldığı bir daire…

Şu anda Veteriner Dairesi’nin iki odasına sıkışıp kalmış durumdalar, hem de sağlıksız bir ortamda!

Boş bina ise fare ve tinerci istilasında…

1.6 tonluk et meselesi!

1 seneyi devirdi artık…

Hollanda’dan kaçak yollardan gelen 1.6 tonluk etin akıbeti bir türlü çözülemedi!

Bundan sonra da çözüleceğini zaten beklemiyoruz…

Oysa bu eti kaçak yollardan adaya kimin getirdiğini herkes biliyor, polis bile!

Ama işte kalın enseli birisi olunca anında noktayı koyuveriyorlar…

Bizde adalet böyle bir şey işte!

YÖDAK’taki gizli el kimin?

Bize gelen haberlere göre bir üniversite patronu bu sıralar YÖDAK’a el atmış…

Kurumda gayet de verimli bir şekilde çalışan bazı isimler yerine kendi adamlarını aynı göreve sokmaya çalışıyormuş!

Hem de UBP’li bir vekili kullanarak…

Gayet karmaşık bir durum anlayacağınız!

UBP’li vekil bu işlere niye aracı oluyor, bunu ne karşılığında yapıyor önce bunu sorarız…

Sonra da bir üniversite patronunun kendine yakın isimleri YÖDAK’ın bünyesine kazandırma çalışmalarının ardında da bir bit yeniği ararız!

Bilsin ki takipteyiz…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, bu sıralar YÖDAK’a dikkat! dışarıdan gizli bir el kurumun kilit noktasındaki isimleri değiştirmek ve kendine yakınları yerleştirmek için düğmeye bastı. Bu güzide kurum eğer bir üniversite patronunun emrine amade olursa artık gerisini de siz düşünün! Bu işe hele de sizin vekillerden birinin ön ayak olması tam bir rezalet örneği!

Sayın Tolga ATAKAN, trafik seferberliği konusundaki çağrınız gayet yerindeydi ama bunun başarılı olması için öncelikle devlet kurumlarının ve özellikle de polis teşkilatının sisteme doğru monte edilmesi gereklidir. Devlet seferber olursa vatandaşın buna katkısı daha fazla olacaktır…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, ülkede tüm kesimlerin hayat pahalılığını maaşı oranında alması büyük haksızlıklara neden olduğu için bu konuda bir çalışma başlatmanız isteniyor. Bu konuda bir değişimi gerçekleştirebilirseniz büyük bir amme hizmeti gerçekleştirmiş olursunuz…

Sayın Dursun OĞUZ, su fiyatlarının tüm bölgelerde aynı olması için bir girişim başlattığınızı memnuniyetle öğrendik. Zira nedense suyun daha uzaklara ulaştığı bölgelerde daha ucuz olması tam bir anomali oluşturuyordu.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yeni evlenen çiftlerin tamamen hakkı olan evlilik yardımlarında dilekçe süresi konulması ve bunun gençler tarafından bilinmemesi onlar için büyük haksızlık olurken devlet de haksız kazanç elde etmiş oluyor. Konuya duyarlılık göstermeniz bekleniyor, bizden iletmesi!

Sayın Fazilet ÖZDENEFE, dokunulmaz komitesi başkanlık seçiminde çekimser kalmanız partilileriniz de dahil olmak üzere kamuoyunda tepki ile karşılandı. Bu arada yaptığınız açıklamada kimseyi tatmin etmedi haberiniz olsun istedik…

Sayın Yiğitcan HEKİMOĞLU, ülkemizi yurt dışında güldüren ender sporcularımızdan birisi olarak sponsör bulma sıkıntısı yaşadığınız hatta bazı teklilerin de neredeyse hakaret niteliğinde olduğunu üzülerek öğrendik. Ülke insanı üzerinden ceplerini dolduranların bu konuda duyarsız kalmaları fazlasıyla üzücü bir durum…

Sayın Suphi COŞKUN, bölgenin devlet kaynaklarından yeteri kadar yararlanamaması nedeniyle harcadığınız fazla enerji ve sıkıntıların kalp damarlarına olumsuz yansımasını üzüntü ile öğrendik. Dünyaya bir daha gelmeyeceksiniz ya hem kendinizi hem aileyi ihmal etmeyin deriz…

Sayın Koral BOZKURT, bu küçük ülkenin çok büyük ve bir ilk olacak projesi için gayet heyecanlı olduğunuz gözlerden kaçmıyor. Hem resmen küçük bir şehir kuracaksınız hem de devletin cebini bir hayli dolduracaksınız ya, bu yolda başarılar ve kolaylıklar dileriz…

Sayın Turgay AVCI, DAÜ rektörlüğü daha kesin bile olmadan telefonlarınızın yanma noktasına geldiği konuşuluyor. Hele bir de atama gerçekleşirse artık siz o zaman görün curcunayı. Hayırlı olacaksa da olsun deriz…