Kudret Özersay hakkında çok yazdım.

4’lüyle gelene dek desteğim yüksekti.

4’lü süresinde büyüsü bozulmaya başladı.

İlk kaybettiği samimiyeti oldu.

Dilinden hiç düşürmediği samimiyet.

Şimdilerde söyledikleri tartışılmıyor.

Tartışılan tek şey var.

Söyledikleri.

Ama yapmadıkları.

Söylediğinin tersini yapan tek Özersay mı peki?

Değil elbette.

Ama Özersay’ın varoluş nedeni söyledikleri idi.

Ve bugün belki de yokoluş nedenleri de ayni.

Yani söyledikleri.

Ama yapmadıkları.

*****

Özersay, içi boş bir politikacı değil.

Elbette donanımı mevcut.

Ancak bilmek, olmak değil.

Buna en büyük örnek de kendisi zaten.

Kredibilitesi kalmamış.

Samimiyeti sorgulanıyor.

Bu noktada siyaset yapıyorsanız eğer.

Bu iki unsur olmazsa olmazınız.

Bir noktadan sonra dinlememeye başlıyor halk.

Doğru da olsanız.

Bir noktadan sonra şans vermiyor halk.

Bilgi ve donanıma sahip de olsanız.

Özersay’ın meselesi de bu.

Dinlenmiyor ve şans verilmiyor.

******

Bu merhalede Özersay artık ne yapar?

Cumhurbaşkanlığında iddia ortaya koyabilir mi?

Bu anki konjonktürde namümkün.

5 yıl önceki oyunun yarısını alamaz.

3 yıl önceki HP oyuna bile erişemez.

Düşüşü çok süratli.

E peki bunu kendisi farkında değil mi?

Bazan gerçeklerden kopuluyor işte.

Ve kendi gerçekliğini oluşturuyor insan.

Kanaatim Özersay da kendi gerçeğini yaşıyor.

Kendi gerçeğinin, halkın gerçeği olmadığını ise gözden kaçırıyor.

*****

Bu noktada ne olur?

Çok net!

Feci bir sonuç elde eder.

Bu sonuç onu nereye taşır?

Siyaset macerasının faciası olur.

Ve elinde tek yapacağı şey kalır.

Eve dönmek.

Yani?

Yani diyorum ki Özersay bir yolculukta şuan.

Ama Saray yolculuğu değil bu.

Eve dönüş yolculuğu.