Dün bu ülkede pandemi ve işsizlikten onlarca esnafın elektriği kesildi. Küçük esnaf, yapılandırdığı taksitlere böldüğü elektrik borcunu bile ödeyemedi.

Aylarca kapalı kalan, iş yapamayan bu insanlar iki devlet rüyasından ekmek tekneleri karanlığa gömülünce bir kez daha uyandı.

Devlet olmak için önce kendi vatandaşlarınızı ikna etmeniz gerekiyor efendiler.

Ve o devleti yönetecek kapasite ve otoriteye bilgi ve beceriye sahip olmak gerekiyor.

Dünya alem pandemide zora giren vatandaşına, esnafına neler yapıyor bir bakın.

Şimdi bize elden bu kadar geliyor, Türkiye para göndermedi gibi ezberlerinizle gelmeyin sakın.

Siz değil miydiniz Anavatanımızla ilişkileri iyi olanlar…

Pembe tabloları siz çizmediniz mi bize…

Siz demediniz mi KKTC geleceğe yürüyor diye?

Bu mu KKTC’nin geleceği?

Dün esnaflarla sohbet ettik. Pandemi öncesi günde 200 ekmek satan küçük bir market şimdi günde 6 ekmek satıyorum diyor.

Elektriğini kesmişler. Hiç acımadan hem de…

Sadece onun da değil, komşularının da…

Butik, kebapçı ve daha nicesi…

Dün KIB-TEK ödeme noktası önündeki esnaf başı önünde utançla ve birbirlerinin yüzene bakamaz halde elektriğini açtırmak için çırpınıyormuş.

Bir market sahibi diyor ki; Biz sizden para istemiyoruz gölge etmeyin yeter.

Önümüzden çekilin, milyonluk işyerlerinin elektriği kesilmezken bizim gibi evinin dükkanının kirasını bile ödeyemeyenlerden ne istiyorsunuz?

İhaleleriniz, jeneratörleriniz, kabloyla elektriğiniz kavgalarınız ve yolsuzluklarınız size kalsın. Artık yeter düşün bu insanların yakasından.

Bu zor dönemde bari onları rahat bırakın.

Küçük esnaf zincir marketlerin gölgesinde eziliyor.

Zincir marketlerde küçük esnafı bitirecek her şey satılıyor.

Gıda ürünleri, pasta börek, giyim kuşam, kırtasiyelik, oyuncak elektronik eşya mobilya aklınıza ne gelirse…

Esnaf yalvarıyor!

“Zincir marketlere bir saat sınırlaması getirilsin. Bizde ekmek satalım, yoğurt süt satalım, makarna satalım. Bize yaşama şansı vermiyorsunuz. Bizim de yüzümüz gülsün. Öğrenci yok, turist yok, nüfus yok. Binlerce lira borcun altına girdik. Borçla borcu nereye kadar kapatacağız. Zincir marketler Milyonlarca Liraya el değiştiriyor düşünün bir... Büyük sermaye gurupları marketleri bir bir satın alıyor. Tekelleşmeye doğru da gidiliyor. Onlarla rekabet etmemiz imkansız. Elinizi vicdanınıza koyun artık “

Olağanüstü bir durumdan geçiyoruz evet.

Bunun bilincindeyiz ama artık icraat görmek istiyoruz. Somut adımlar istiyoruz. Bıktık usandık.

Artık kimsenin umurunda değil Kıbrıs meselesi, Cenevresi, federasyonu iki devleti. İnsanlar karnını doyurma derdine düştü.

Çocuğuna süt alma, evinin kirasını ödeme derdine düştü.

Bunları halledelim sonra bakarız devlet işlerine…

İki devlet ve tanınma hayalleri çok güzel.

Keşke bunu başarabilsek…

Keşke haklı davamızı dünyaya kabul ettirebilsek.

Ama bunu yaparken de bir aynaya bakalım ne görüyoruz?

Sevgili okurlar…

Meslek hayatımız boyunca çok şikayet ve sitem aldım ama bu kez geçmişten çok farklı bir süreç yaşıyoruz!

Belli bir kesim her zaman olduğu gibi yaşanan olumsuzluklardan etkilenmezken, büyük bir kesim artık özellikle de yaşanan ekonomik sıkıntıları yüklenemeyecek noktaya gelmiştir…

Birçoğunun dayanacak gücü yoktur, bunda da başı esnaf çekmektedir!

Bizdeki yöneticiler sanki bu ülkede yaşamıyormuş gibi ezilen insanları görmezden, duymazdan gelmekte ve ülke genelinde yaşanan sıkıntılar da sümen altı edilmektedir…

Ama günü gelince bunun bir patlaması da olacaktır!

Çaresizlik bir insanın başına gelebilecek en kötü şeydir, hele de insanlar seslerini duyuramıyorsa, çaren üreten yoksa, bunun sonuçlarını kimse kaldıramaz…

Patlama geliyorum diyor, bizden uyarması!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, bu ülke için toprağa düşmüş bir şehidin adının 50 yıl sonra değiştirilmek istenmesi sizin Kıbrıs politikalarınızla da çelişen bir karar olacaktır. Sonradan pişman olmamak için bir kez daha düşünmeniz gerekiyor! Bu konuda dolduruşa gelmemeniz öneriliyor!

Sayın Turgay AVCI, bu ülkedeki üniversite rektörleri özel makam araçları ve şoförleri ile cirit atarken, sizin makam aracınızın başka bir kurum tarafından alınması devlet ciddiyeti ile bağdaşmıyor. Umarız bu ayıbın kaldırılması için sizi o makama atayanlar bunun da gereğini yerine getirirler…

Sayın Mustafa KALFAOĞLU, dik duruşunuz nedeniyle istifa ile bakanlığı tehdit eden bazı hekimler nedense istifadan vazgeçmişler. Devletin kaymağını hiç başkalarına yedirirler miydi sanki! Bu arkadaşların isimlerini açıklarsanız biz de yayınlarız…

Sayın Bertan ZAROĞLU, başka bir partiye geçmek yerine kendi partinizi kurmak için yoğun bir çalışma içinde olduğunuz yönünde mesajlarınız geliyor. Bu konuda bir kamuoyu yoklaması yaptırırsanız daha sağlıklı bir sonuç alabilirsiniz…

Sayın Börke KAŞİF, Platinium mağdurları haklarını alıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini belirten mesajlar gönderiyor. Bu arada artık sizi polis de aramaya başladığına göre fazla diretmemeniz sizin için yararlı olacaktır…

Sayın Mustafa ÇALUDA, Meclis Özel Kalem Müdürlüğünüz hayırlı ve uğurlu olsun. Bu atama hem parti içinde hem de dışında epey tartışılacak ama, vereceğiniz hizmetlerle bu tartışmaları sonlandırmak da artık sizin elinizde.

Sayın İlker İPEKDAL, bugünlerde moda haline gelen 20 yaş fotoğraflarının paylaşılması konusunda bilimsel bir açıklamanız olacak mı? Perde gerisinde acaba birileri yine ne karıştırıyor? Araştırmaya değer bir konu değil mi?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Ankara ziyaretinden umarız bir kez daha eliniz boş gelmez hatta şu yılan hikayesine dönen 5 bin baş hayvanı da birlikte getirirsiniz. Yoksa vatandaş bu konuda başka şeyler düşünmeye devam edecek haberiniz olsun!

Sayın Çelebi ILIK, iş kazaları ve ölümleri yıllardan beridir bu ülkenin en büyük sorunları arasında yer alıyor. Konuşla ilgili özel bir projenin hayata geçirilmesi için inisiyatif üstlenmeniz ve özellikle de emniyet almamakta direnen patronların peşine düşmeniz isteniyor…

Sayın Erhan ARIKLI, siftah bile yapmadan günü geçiren esnaf kesiminin elektrik şalterlerinin indirilmesi ve karanlığa gömülmeleri onların sadece sonlarını daha da yaklaştıracak bir icraattır. Ödeme kolaylığı şimdi olmazsa ne zaman olacak ki!