Unuttuk zannediyorlarsa yanılıyorlar…
Her fırsatta bu olayı sıcak tutmaya çalışacağız!
Hele de yeri geldiğinde…
Şimdi yine tam zamanı!
2015 yılında Şehit Ertuğrul İlkokulu’nun koridorlarına yapıştırılan tanıtım broşürleri…
“Dağın kadın hali!”
Hangi kadının…
PKK’lı kadınların!
Hani şu çoğu kez canlı bomba olarak kullanılan ve suçsuz insanları katleden PKK kadınları…
Kitabın yazarı Arzu Demir KKTC’ye gelip kitabının tanıtımını yapacaktı ve öğretmenler de bu broşürlerle davet edilmişti!
“Özgürlük mücadelesinde kadının rolü” yazıyordu ilkokulun duvarlarına asılan broşürde…
Kimin özgürlüğüymüş bu!
Dağdaki PKK kadınlarının…
Onların sözde özgürlük mücadelelerini anlatan kitap!
Tam bir PKK propagandası yani…
Daha broşürler duvarlarda asılıyken konuyu gündeme getirdik!
Apar topar toplattılar…
Ama devlet kılını bile kıpırdatmadı bu olayda!
Aksine başını deve kuşu gibi kumun altına soktu ve öylece bekledi…
Ne bir soruşturma, ne bir kovuşturma!
Ne de kimsenin ifadesi alındı…
Çünkü devletin ciddiyeti buydu!
KTÖS dağdaki PKK’lı kadının anlatıldığı kitabın tanıtım broşürlerini okul duvarlarına asmış ama devletin tek bir makamından ses çıkmamıştı…
PKK KKTC’de de bir terör örgütü ama sadece o kadar!
Çatır çatır gözümüzün önünde hem de bir öğretmen sendikası tarafından propagandası yapılıyor ama hani devlet…
Olması gerektiği zaman hiç olmaz ki zaten!
Şimdi yine aynı sendika…
HDP eş başkanlarının tutuklanmasını protesto etmek için elçilik önünde eylem yapmak için kaymakamlıktan izin istiyor!
Hem de burada okuyan bir takım öğrencilerle yapacak diye de belirtiyor yazısında…
Hangi öğrenciler olduğu belli!
Onları sürüyor sokağa…
Onları kullanmak istiyor elçilik önünde!
Bağırıp çağırıp elçiliği taş yağmuruna tutsunlar diye…
Amaç burada kargaşa çıkarmak!
Eğitimin sorunlarını bir yana bırakmışlar Türkiye’de PKK’ya arka çıkan, Türkiye Cumhuriyetini, Türk askerini, polisini ve Meclisini tanımayan, aşağılayan kurumlara savaş açan bir partinin başkanları tutuklandı diye güya buradan onlara destek verecek…
Burada asıl amaç destek filan değil!
Tamamen kaosa oynamak, ülke insanının arasını açmak, hatta çatışma ortamları yaratmak…
Sevgili okuyucular;
Bu iş artık çığırından çıkmıştır!
Görevleri eğitim olan sendikalar çizgilerinden çoktan kaymış, ‘Türkiye’nin düşmanı benim dostumdur’ moduna girmişlerdir…
Ve bu devletin makamları uyanıp da gerekli tedbirleri almazsa, bunların başarı şansı her zaman olabilecektir!
 
 
 
“Yüz binlerce Kıbrıslı Türk!”
 
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da haklı…
Gittiği İngiltere’de kaç tane Kıbrıslı Türk yaşadığını bilmediği için ‘yüz binlerce’ deyip geçiştiriyor!
Bütün siyaset adamları gibi…
Maalesef ki bırakın İngiltere’yi Türkiye’de bile kaç tane Kıbrıslı Türk yaşadığı bilinmiyor!
Devletin ciddiyetsizliğine güzel bir örnek…
Böyle gelmiş böyle gidecek mantığına devam!
 
 
Fol yok yumurta yok ama…
 
Mont Pelerin’deki görüşmeler…
Müzakerelerin akıbeti için büyük önem taşıyor!
İnşallah iki lider artık kangren hale gelen bu sorunu çözer ve gelirler…
Ama bizim ahali ortada tek bir somut bilgi olmadan hariçten gazel okuyor!
Evetçiler ve hayırcılar ikiye bölündü bile…
En güzelini Kudret Özersay söyledi!
Ortada sağlıklı bilgiler yokken, plan hazır değilken evet ya da hayır demenin anlamı ne…
Çok tartışmalı geçecek bir süreç bizi bekliyor!
Daha ortada fol yok yumurta yokken birbirlerini düşman ilan ederken bakalım eğer olursa referandum sürecinde neler yapacaklar…
 
 
Kitap okuyan da var ama bir kişi!
 
Lefkoşa’da bir okulun araç park yerinden geçiyorum…
Vatandaş araçların içinde çocuklarını bekliyorlar!
Ortak özellik araçların içinde otururken cep telefonları vasıtasıyla sosyal medyada gezinti…
Hararetle kim ne demiş diye merakla telefonların ekranlarına odaklanmışlar!
Abartısız 20 kişi gördüm böyle…
Sadece bir aracın içindeki 60 yaşlarında bir hanımefendinin elinde cep telefonu değil kitap vardı…
Belli ki torununu bekliyordu!
İmrendim kendisine…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Şener ELCİL, Türkiye’de Cumhuriyet Gazetesi yazarları tutuklanırken sesiniz soluğunuz çıkmazken HDP’li vekillerin tutuklanmasına acaba niçin bu kadar tepki gösterme gereği duydunuz! Bunun mantıklı bir cevabı vardır elbette değil mi!
Sayın Dursun OĞUZ, UBP’nin Acapulco’daki çalıştayında bir takım seçim anket sonuçları açıklandı ama bunların kamuoyuna duyurulmaması da kafada soru işaretleri yarattı. Hadi açıklayın şunları ki herkesin merakı gitsin artık!
Sayın Temel BULUT, burada sizden ev alan insanları dolandırdığınızdan dolayı KKTC’de hakkınızda tutuklama kararı çıktığını biliyor muydunuz! Elbette biliyorsunuz ve zaten srf onun için aylardır uğradığınız yok değil mi!
Sayın Boğaç SANDALLI, KKTC Merkez Bankası başkanlığı için adınızın geçtiğini biliyor muydunuz! Umarız gerçek olur zira Kıbrıs kökenli oluşunuz bazılarının da tepkisini ortadan kaldıracaktır. Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, UBP kurultayında pek renk vermediniz ama yeni yılda yeni kabine ve Haziran ayında erken genel seçim yorumları yapılmaya başlandı. Siz yine de birkaç başarılı icraata imza atın ve öyle düşünün deriz…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, Hasan Öztaş ile girdiğiniz rekabette kaybetmiş ve gözünüzü hastanede açmışsınız, büyük geçmiş olsun! Bu arada Hasan Bakan çiçek gönderdi mi yoksa buna zahmet etmedi mi! Şaka bir yana sağlıktan ötesi yok aman dikkat!
Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, sizin erken genel seçim olduğu yönündeki açıklamanız sanki de gerçek olacak gibi gözüküyor. Ülke çapında ziyaretlere başlama vakti de geldi desenize! Gazanız mübarek olsun…
Sayın Kemal YILMAZ, İskele’de Yılanlı Dere diye bilinen bölge molozlarla tamamen kapatıldı ve göz göre göre bir çevre katliamı yaşandı. Bun operasyonun hangi şirket için ne maksatlarla yapıldığını biliyor musunuz!
Sayın Kemal Deniz DANA, bakanlıktan evrak sızdırılması olayını bir türlü çözemediğiniz ve bu işten iyice bunaldığınız gözleniyormuş. Fazla zorlamaya ne gerek var ki, unutun gitsin deriz. Başka işiniz mi yok yani!
Sayın Necdet OSAM, rektörü olduğunuz okuldaki akademisyenlerin isyan etme noktasına geldiğini biliyor muydunuz! Agresif olmaya devam ederseniz etrafınızda kimseyi bulamayabilirsiniz! Biraz daha rahat olun deriz!
Sayın Bülent DİZDARLI, hastanenin arka bahçesindeki derede artık ördeklerin yüzdüğü görülüyormuş. Bu arada Pazar günleri av bulamayan avcı arkadaşlara dikkat gözlerini bu ördeklere dikmesinler olur mu!
Sayın Teoman TURAN, Bosna ziyareti biraz fazla uzun sürmedi mi! Bazıları orada bir gazeteden teklif aldığınızı bile söylemeye başladı! Transfer ücreti de yüklü olursa niye olmasın değil mi!
Sayın Serdar DENKTAŞ, mahkeme makam araçları için ara emrini kabul etmeyince bazı bakan arkadaşlar yeni araçları birer birer ortaya çıkarmaya başlamış diye duyduk! Bir ara epey baskı altında kalmışlardı değil mi!
Sayın Katip DEMİR, yerel yönetimde büyük başarılara imza atan İzmit’ten adaya büyük  yatırımlarla geleceğiniz konuşuluyor. Bölge halkı vereceğiniz müjdeleri dört gözle beklemeye başladı, hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Mete HATAY, bir çoğumuza gazetecilik dersi veren muhterem rahmetli babanızın ölümünü ne yazık ki hiçbir basın örgütü hatırlamadı. Ne yazık ki bu sektörde artık diriye saygı yok ki ölüye olsun…
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, siyasi anlamda bu sıralar kafanızın bir hayli karışık olduğu söyleniyor. Hele de erken bir genel seçim olursa durumlar hiç de iç açısı olmasa gerek değil mi! Yine de Allah’tan ümit kesilmez, bazı yeni oluşumlarda adınız liste başında…
Sayın Ziya EMİR, diyet programınız hızla devam ediyor ama köşe yazılarında da diyet uygulayınca pek de hoş olmuyor değil mi! Piyasanın içinde olan birisi olarak ekonomi ile dolu vurgulamalarınızı bekliyoruz…