Cumhurbaşkanlığı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Barış Gücü’nün adadaki faaliyetlerine ilişkin olarak 16 Aralık 2012- 20 Haziran 2013 tarihlerini kapsayan faaliyet raporunu değerlendirdi.

Cumhurbaşkanlığı, raporun bir denge gözetilmeye çalışılarak kaleme alındığının görüldüğünü, olumlu ve olumsuz unsurlar yanında bir takım hatalı yaklaşım ve unsurlar da içerdiğini vebunların düzeltilmesi için girişimlerin sürmekte olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan alınan bilgide, BM Genel Sekreteri’nin BM Barış Gücü’nün adadaki faaliyetlerine ilişkin olarak yayınladığı faaliyet raporunun bir ön kopyasının kendilerine ulaştığı, söz konusu ön raporun ileriki günlerde resmi olarak yayınlanması ve Güvenlik Konseyi’nin bu konuda bir karar almasının beklendiği kaydedildi.

“RAPOR DENGE GÖZETİLMEYE ÇALIŞILARAK KALEME ALINDI”

İlgili kurumların raporun değerlendirmesini yaptığını kaydeden Cumhurbaşkanlığı, söz konusu raporun ilk bakışta genel hatları itibarıyla teknik içerikli olup, bir denge gözetilmeye çalışılarak kaleme alındığının görüldüğünü belirtti.

“RAPORDA BİRTAKIM HATALI YAKLAŞIMLAR VAR....”

Raporun bu haliyle olumlu ve olumsuz unsurlar yanında bir takım hatalı yaklaşım ve unsurlar da içerdiğinin görüldüğü kaydeden cumhurbaşkanlığı, olumsuz ve hatalı unsurların düzeltilmesi için girişimlerin sürmekte olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı, ağırlıklı olarak Barış Gücü’nün faaliyetleriyle ilgili olan raporun, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonuna ilişkin olarak da bazı paragraflar içerdiğini, bunların içinde, iki Lider arasında 30 Mayıs 2013 tarihinde yapılan yemekli toplantı, Teknik Komite çalışmalarındaki gelişmeler ve KKTC’deki Apostolos Andreas Manastırı’nın restorasyonuna ilişkin çalışmaların da yer aldığını belirtti.

“HİDROKARBON YATAKLARI HER İKİ HALKIN ORTAK MÜLKÜDÜR...”

“Raporda açıkça belirtilmemiş olsa bile, gerek iki Lider arasındaki yemekli toplantı, gerekse Apostolos Andreas Manastırı’nın restorasyonuna ilişkin olumlu gelişmelerin Kıbrıs Türk tarafının bu konuda izlediği inisiyatif alıcı, proaktif politika sonucu gerçekleştirdiği bilinmektedir. Teknik Komite çalışmalarında kaydedilen gelişmeler, yine Kıbrıs Türk tarafının bu konuda izlediği esnek ve yapıcı tutum sonucu gerçekleşmektedir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanlığı, ada etrafında keşfedilen hidrokarbon yataklarının Kıbrıs’taki her iki halkın ortak mülkü olduğu ve bu konuda yer alabilecek işbirliğinin bir uzlaşıya da katkıda bulunacağının, raporda belirtilmesinin olumlu olduğunu kaydetti.

“KIBRIS TÜRK TARAFI İKİ ÖNERİ YAPMIŞTI....”

Kıbrıs Türk tarafının hala geçerliliğini koruyan iki öneri yapmış olduğunu da hatırlatan Cumhurbaşkanlığı, Kıbrıs Türk halkı üzerindeki gayrı insani kısıtlamalara, yani izolasyona değinilmiş olmasının önemli olduğunu ifade etti.

“DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DEVREDE....”

Cumhurbaşkanlığı, ön raporun, BM Barış Gücü’nün arazide sürdürdüğü faaliyetlerine ilişkin bölümlerindeki unsurlarla ilgili gözlem ve tutumun Dışişleri Bakanlığı tarafından BM yetkililerinin dikkatine getirileceğini de belirtti.

“İKİ TARAF VE İKİ LİDER SIFATLARI KULLANILMALI...”

Tüm bu raporlarda ve bunlarla ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında yer alan sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”, “Kıbrıs Hükümeti” gibi atıfları kabule şayan bulmadıklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanlığı, özellikle BM Genel Sekreteri’nin misyonuyla ilgili paragraflarda bu tür atıflara yer vermesinin son derece sakıncalı olduğunu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından tanımlandığı gibi BMGS’nin söz konusu misyonunun iki taraf ve iki lider şeklinde olduğunu kaydetti.

Editör: TE Bilisim