Demir Lady köşesinde ilk günden bu yana hem iş, hem de siyasetin güçlü kadınlarını ağırladık. Bu kez
konuğumuz iş dünyası ve siyaseti bir arada yaşayan bir başka güçlü isim, Mine Gürses..
Mine Gürses; Kıbrıs ekonomisinin en köklü kurumunun üst düzey yöneticisi, personelin hayranlıkla
izlediği bir lider, hayatını çocuklarına adayan bir anne ve ideal bir Fenerbahçeli..
Merit Lefkoşa Genel Müdürü Mine Gürses ile birlikteyiz bu sayıda. Yeni komşumuz Mine Hanım ile
sohbet ederken biz çok keyif aldık. Umarım sizler de keyifle okursunuz..
Bir yanda çalkantılı süreçten geçen Kıbrıs ekonomisi, diğer yanda yıllar sonar başlayan görüşmeleri..
Dünyanın gözü bu denklemde. KKTC'de ise bu iki konunun da kesiştiği tek nokta; Merit Lefkoşa..
Niye mi? Çünkü tanışmaya, görüşmeye, anlaşmaya, sonra da toplantıya gelen iş adamlarının
konakladığı yer burası. Yani yatırımcının merkez üssü bir nevi.
Bu ekonomik boyutuydu otelin.. Bir de diplomasi yanı var. Yine KKTC'ye gelen üst düzey siyasetçiler
Merit Lefkoşa'da ağırlanıyor.. Toplantıydı, yemekti derken kapısının önünden protokol eksik olmuyor..
İşte Mine Gürses bu kritik noktanın başındaki isim. O yüzden hem tecrübesi, hem de yorumları bizler
için önemli..
Hemen ekonomiyle başlayalım o zaman. Bir yandan yatırımlarınız devam ediyor.. Bir yandan da
ülke ekonomisi için kalıcı çözüm arayışı içerisindesiniz. Merit yöneticileri olarak Meclis Başkanı
Sibel Hanım'ı ziyaret ettiniz. Dikkat çeken öneriler sundunuz. Detaylarını sizden dinleyelim..
Bizim yatırımlarımız iyi gidiyor. Şu an en büyük yatırımımız olan Merit Royal Otel'in ikinci bloğu
bitmek üzere. Kısmetse Haziran ayında açacağız. Orası 200 milyon dolara yaklaşan bir yatırım
oldu. Daha basit bir yatırımken gelişti,gelişti çok ciddi bir yatırım oldu. O otelin iç dekorasyonu,
odaların ihtişamı çok az otelde var. Çok özenilerek yapılıyor. Tabi böyle otellerin Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde yer alması çok artı bir değer. Buraya çok insan geliyor, çok üst düzeyde iş için
veya gezmek için gelen insanlar var. İnsanların göğüslerini gererek ağırlayabilecekleri bir otel oldu.
Yönetim Kurulu Başkanımız Reha Arar’ın da söylediği gibi bu adanın en büyük derdi izolasyonlar.
İzolasyonların da en büyük sorunu ulaşım. Dünyada hiçbir uçak şirketi buraya gelmiyor, gitmiyor,
Türkiye’nin uçakları dışında. Besim Tibuk ve Reha Arar’ın üzerine basa basa söylediği şey, madem ki
Türk Hava Yolları buraya sefer yapıyor, bu sefer sayılarının artmalı.. Başka ülkelerle bağlantı kurularak
Kıbrıs’a yolcu taşıması sağlanmalı, bunun için uğraşıyorlar.
Umarım bu öneriler sonuca ulaşır.. Yatırımcıları sormak istiyoruz size. Çünkü sürekli iş dünyasından
güçlü isimlerle bir aradasınız. Yabancı yatırımcının yaklaşımı nasıl Kıbrıs'a?
Son iki senedir, Kıbrıs’ta ciddi bir yatırımcı trafiği oluştu. Bu iki sene önce temeli atılan sudan
dolayı mıdır, yoksa son günlerde çok konuşulan çözüm süreci midir bilemiyorum. Ama yoğun bir iş
trafiği var. Gelen, kalan, görüşmeler yapan çok.. Ne kadarı sonuca ulaşır, ne kadarı yatırım yapar
bilemiyorum ama burada sık sık yeni iş adamlarını görüyoruz.
Yine güncel bir konuda sizden görüş rica edeceğiz. Çalışma Bakanlığı kamu spotları yayınlıyor, yerel
istihdam vurgusu yapıyor. Siz de Merit Lefkoşa olarak kalabalık bir kadrosunuz, ekibiniz çok geniş.
Kıbrıslı çalışanlar, yani bakanlığın deyimiyle 'yerel istihdam' bu kadronun neresinde?
Keşke Kıbrıslı gençlerle iç içe olsaydı bu otel. Ama çalışanlarımızın %95’i Türkiye’den gelme..
Birkaçı da üçüncü dünya ülkelerinden.. Pakistan, Azerbaycan gibi ülkelerden gelmişler. Çalışmaya
ihtayçları olduğundan house keeping, bulaşıkhane, otel dışı mekan temizliğinde ve oda temizliğinde
değerlendirdiğimiz personelimiz. Maalesef diyerek söylüyorum ki, bu görevleri yapmak için Kıbrıslı
bulmak mümkün değil.
Gerçekten Kıbrıslı ara eleman bulmak çok zor, bunu sadece ben değil Kıbrıslı otel sahipleri de
söylüyor. Yani kesinlikle çalışmıyorlar. Turizm okuyan bir çok Kıbrıslı öğrenci var ama hiç biri alt
kadrodan iş hayatına başlamayı sevmiyor. Hepsi daha ilk adımda masa başı iş istiyor. Otelde de masa
başı iş yapan iki departman var. Biri muhasebe diğeri personel işleri. Başka da yok..
Aslında aynı örnekleri gün içinde o kadar çok görüyoruz, duyuyoruz ki. Siz hak vermemek elde
değil. Bir yanda çalışmaktan uzak duranlar, bir yanda canla başla uğraşan siz.. Sizin ne kadar iş
tutkunu olduğunuzu iyi biliyoruz. Ama okurlarımız için biraz da sizi, sizden dinleyelim..
Burada bir aile ortamı içerisinde çalışıyoruz. Kıbrıslı çalışan az olduğu için, çocukların hepsi gurbette
aslında. Hem anne, hem baba, hem eğitmen hem yönetici olmaya çalışıyorum. Alanlar alıyor,
almayanlar da iki ihtardan sonra üçüncü de bizimle yollarını ayırmak zorunda kalıyor.
O yüzden ben sadece yöneticilik yapmayı sevmiyorum iş hayatında. Aynı zamanda bir eğitmen olarak
da çalışıyorum. Çünkü gençler her şeyi bildiklerini zannediyorlar. Yanlışlarını söylediğiniz zaman da
küsüyorlar, güceniyorlar, asileşiyorlar. Onlar yine bildiklerini okumak istiyorlar. Dolayısıyla ben onlara
her toplantımızda nelerin yanlış, nelerin doğru olduğunu, bunu yaparlarsa sonucunun ne olacağını
anlatıyorum. Yapılan yanlışın da kuruma bir kere zarar verebileceğini ama aynı yanlışı yapmaya
devam ettiğinde hayatı boyunca kendisine zarar verebileceğini öğretmeye çalışıyorum.
Mine Hanım ile sohbetimize, Merit Lefkoşa'nın Halkla İlişkiler Müdürü Songül Hanım da eşlik etti.
Mine Gürses anlatırken, Songül Hanım hayran gözlerle izliyordu her anı. O yüzden sorduk Mine
Hanım'a; personelinizle aranız çok iyi. Konuşmanıza gerek kalmadan bakışarak anlaşıyorsunuz. Bu
uyumu nasıl yakaladınız?
Disiplin.. Adam kayırmama, tüm personele eşit uzaklıkta olma.. Ben hata yapanı affetmiyorum, cezası
neyse alıyor: Merit’in defterinde yazan kurallar ne ise kim olursa olsun cezasını alıyor.
Her sözüyle otorite konuşuyor. Köşenin adı gibi gerçek bir demir lady var karşımızda. O zaman
paylaşın bizimle, nedir bu başarının sırrı?
Ben işkoliğim biraz. Çalışma saatlerim hiç belli değil. Uzun saatler çalışmaktan hiç şikayetçi değilim.
Benim kaderimin bu olduğunu düşünüyorum. Alnıma öyle yazılmış diye düşünüyorum. 44 yıldır bu
böyle. Bankacıydım İstanbul’da.. Sabah girerdik bankaya, akşam kasa tutana kadar çalışırdık. Artık
saat kaç olursa. Denizcilik işi aynı şekilde. Nadir Holding’te yine öyle, patron holdingten çıkana kadar
ben çıkamazdım. Ne bayram, ne seyran. Çok şükür, hep çok çalıştım.
Alışılmışın dışında, çok çalıştığı için şükreden bir isim Mine Gürses.. Gerçekten yeni nesile örnek
olması gereken bir iş kadını.. Ama işten çok bahsettik. O yüzden az da olsa iş dünyasından
uzaklaşalım. Kaç yıl oldu Kıbrıs'a geleli?
Ben Kıbrıs’ta 40'ıncı yılımdayım. 40 yıl önce, hemen savaş sonrası eşimle geldik adaya. Eşim
Kıbrıslı'ydı. O zaman burası Kerbela gibi bir yerdi. Ben de 21 yaşındaydım geldiğimde. Kızıma
hamileydim. Oyalandım ilk zamanlar, sıkılmadım değil. Arkadaşlarımı özledim. Ama eşime olan
sevgim, aile bağlarına olan sevgim, iyi günde kötü günde beraber olma düşüncesi burada kalmama
sebep oldu. Benimle birlikte evlenen bir sürü Türkiyeli gelin vardı. Çoğu boşanıp Türkiye’ye döndü.
Ben kaldım. Zaten evliyseniz, işiniz varsa, bir de çocuğunuz varsa hayatınız bir üçgen içinde geçiyor.
Gezmeye fırsat bulursanız geziyorsunuz, öyle geçti gitti yıllarım.
Zor bir macera sizinki. Peki bu sürece şöyle bir baktığınızda, 'hayatım dönüm noktası' dediğiniz bir
an var mı?
Hayatımın dönüm noktası, eşimi kaybedişim. Tam 23 yıl oldu. Bir anda hayatınız alt üst oluyor.
Yapayalnız kaldığınızı hissediyorsunuz, bütün sorumluluklarla birlikte. Ev borcu, araba borcu,
çocukların masrafları ile baş başa kaldım. Annem ve anneanneme de ben bakıyordum.. Birden bire
dünyanız tepe taklak oluyor. Kuvvetli olmak lazım.
O yüzden diyorum ya iyi ki ömrüm boyunca çalışmışım. Her işimi kendim görür hale gelmişim o
dönem. İş açısından zorlanmadım. Ama geriye dönüp baktığımda nasıl becerdim diye ben bile
kendime hayret ediyorum. Hayat gerçekten zor. Bugün anne baba birlikte çocuk yetiştiremiyorlar,
ben tek başıma yaptım, ama nasıl yaptım bilemiyorum. Şu anda bile bunca çocuğu nasıl idare
ediyorum, otelin işleri ile nasıl baş ediyorum, onu da bilmiyorum.

(EKONOMİ KIBRIS)
Editör: TE Bilisim