CTP-BG’nin hükümete gelmesiyle Dışişleri Bakanı’nın ilk açıklamalarının “heyecanla” Kıbrıs konusunda çözüme çok yakın olunduğu şeklinde olduğunu kaydeden Tatar, CTP-BG’nin amacının zaten Kıbrıs meselesinin çözümü olduğunu söyledi.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nda daha önce Kıbrıs Türk Devleti konumunda iken son toplantıda bunun bile ifade edilmediğini, bundan üzüntü duyduğunu kaydeden Tatar, bu konuda açıklama istedi.

Dışişleri Bakanlığı bütçesinde enflasyonunun da üzerinde artış olduğunu bunun dış temsilciliklerin açılmakta olduğunu gösterdiğini vurgulayan Tatar, Barones Meral Ece’nin “Kıbrıs Türkleri’nin lobicilik faaliyetlerinde sınıfta kalmakta olduğuna” yönelik açıklamasını hatırlattı ve bunu üzücü olarak değerlendirdi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in masadan kaçtığını, Rumların amacının Türkiye’yi sıkıştırarak pozisyonunu değiştirip Kıbrıs’ta taviz vermesi olduğunu kaydeden Tatar, “Bizim azınlık olarak imza atmamız onların uzun vadeli hedefi. Ancak Kıbrıs Türkü bunu yapmaz” dedi.

Anastasiadis’in şimdi görüşmelere dönmek için çare aradığını kaydeden Tatar, bazı çevrelerde Türkiye’nin büyük hata yaptığı yönünde değerlendirmeler olduğunu ancak işin aslına bakıldığında, dünyadaki hukuki süreçlerin küçük bir ülkenin menfaatlerinin değil bölgesel menfaatlerin önemli olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti ve bunu bir makale ile destekledi.

Hükümetin Taşınmaz Mal Komisyonu’na kaynak yaratmak için daha fazla çaba göstermesi gerektiğini kaydeden Tatar, komisyon için 50 milyon kaynak ayrıldığını ifade etti.

Bu sistemin devam ettirilmesi gerektiğini kaydeden Tatar, komisyonunun fonksiyonunu kaybetmemesi, Dışişleri Bakanı’nın bu konuda aktif olması gerektiğini vurguladı.

Rum tarafının büyük oyunlar içinde olduğunu, Rusya, Amerika gibi ülkelerle “flört” etmekte olduklarını anlatan Tatar, Ruslarla ilişkileri değerlendirildiğinde batının Rumlara ne kadar güvendiğini sorguladı.

Batı dünyasının Kıbrıs meselesini çözme öncülüğü olduğunu düşünmediğini, meydanı boş bırakmak istemediklerini kaydeden Tatar, dünyadaki olaylar gözönüne alındığında Kıbrıs meslesinin çözümünün öncelikli olduğuna inanmadığını, bu nedenle ekonominin iyileştirilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.

Güney Kıbrıs’ın kamu borcunun 50 miyar euro kadar olduğunu ifade eden Tatar, gazın ne kadar olduğu ve ekonomik olarak ne kadarının çıkarılacağının hala belli olmadığını ifade etti.

Rumun anlaşma sonrası gaz paylaşımı hesapları yaptığını, amacının da patron olmak olduğunu anlatan Tatar, bakanlığın görevinin, bunları ve dış basını takip edip önlem almak olduğunu söyledi.

Tatar, Kıbrıs Türkü’nün yapması gerekenin masada TC ile birlikte hareket etmek olduğunu söyledi.

Tatar’ın konuşmasının ardından söz alan Komite Başkanı Özgür, bugünkü ekonomik koşullarda ekonomiyi büyütmek açısından dış kaynak ihtiyacı olduğunu ifade ederek, bu konuda bakanlığın bir faaliyeti olup olmadığını sordu.

ATAOĞLU

DP-UG Milletvekili Fikri Ataoğlu da söz alarak, Dışişleri Bakanlığı bütçesinin yetersiz olduğu konusunda Tatar’a katıldığını söyledi.

Bakanın dış temaslarını takdirle izlediklerini ifade eden Ataoğlu, hellimle ilgili mücadelesini de yakından izlediklerini kaydetti.

Temsilciliklerde çalışan sayısının ve lobi faaliyetlerinin yetersiz olduğunu kendisinin de görmekte olduğunu ifade eden Ataoğlu, dış temsilciliklerde personelin artırılması gerektiğini ifade etti.

Dış temsilciliklerde kendi maaşları ile evlerine misafir davet edip çabalayan temsilcilik çalışanları olduğunu belirten Ataoğlu, “onlara da teşekkür ederim” dedi.

Rum tarafının sadece Brüksel’de 100 kişi varken KKTC adına 4 kişi bulunduğuna işaret eden Ataoğlu, dış politika önemli ise daha fazla personel bulundurmak gerektiğini söyledi.

Temsilciliklerde sık personel değişikliği yapılmaması ve süre uzatımına gidilmesi gerektiğini kaydeden Ataoğlu, bakana sunumu nedeniyle teşekkür etti.

CANDAN

CTP-BG Milletvekilli Armağan Candan da, temsilciliklere verilen önemin artırılmasını istedi ve 2015 yılında bakanlığın meslek memuru alımı konusundaki taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı kadrolarının acilen geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Candan, Kıbrıs Türklerinin haklarının dünyada savunulmasının herkesin önceliği olduğunu söyledi.

Uluslararası ortakların, Kıbrıs Türk tarafının ingilizce yayınlarının eksikliğinden şikayetçi olduğunu, bu konuda adım atılmasından memnun olduklarını kaydeden Candan, Daha önceki bazı Dışişleri Bakanları düşünüldüğünde Nami’nin aktif bakanlığının memnuniyet verici olduğunu kaydederek, “Cumhurbaşkanlığının açığını da kapatıyor” dedi.

Candan, “bu dönemde aktif dışişleri bakanının Kıbrıs Türk halkının şansı olduğunu” söyledi.

Meclis heyeti olarak dış temaslarında Dışişleri Bakanlığı’ndan destek almakta olduklarını da belirterek, teşekkür eden Candan, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünün kendilerinin önceliği olduğunu ifade etti.

Candan, karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm dileğinde bulundu ve Kıbrıs sorununun öncelikleri olmaya devam edeceğini vurguladı.

Akdeniz’in istikrarsız bir bölge durumunda olduğunu ve Kıbrıs sorunun çözümünün başarı olabileceğini kaydeden Candan, her ülkenin çeşitli ülkelerle ilişkisi olduğunu belirtti.

AKANSOY

CTP-BG Milletvekili Asım Akansoy da, Kıbrıs konusunda kriz ve eksen değişikliği olduğunu anlattı.

Sürecin Kıbrıs Türkü’nün elini zayıflattığını düşündüğünü kaydeden Akansoy, Rumların tavırları karşısında Türkiye’nin tavrını doğru görmediğini ancak bunun Türkiye karşıtı bir politika olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı.

11 Şubat metninin çok önemli olduğunu ve bu nedenle Cumhurbaşkanını kutlamak gerektiğini kaydeden Akansoy, doğalgaz konusundaki sürecin Kıbrıs Türkü’nü sürüklemekte olduğunu, bunu durdurmak gerektiğini ifade etti.

Eide ve diğer büroratların Kıbrıs’ı ziyaretini değerlendirmek gerektiğini kaydeden Akansoy, Dışişleri Bakanı’nın performanısını olumlu bulduklarını söyledi.
Editör: TE Bilisim