Kamu çalışanları zamlı maaşlarını aldı.

Hayırlı olsun güle güle harcasınlar.

Ancak kamu maaşı ödemelerinde de yine göç yasası ile işe girenlere büyük bir haksızlık yapıldı.

Az alana çok, çok alana az artış yapıp sosyal adaleti sağlamak yerine 2011 sonrası kamuya girenlere vergi kesintileriyle daha az artış yapıldı.

Devlet “eşit işe eşit ücret” ilkesini yıllar önce katlettiği yetmezmiş gibi şimdi de yangına körükle gidiyor.

Kamu da 2011 öncesi işe girenle sonrası giren arasında maaş farkı hükümetlerin vurdumduymaz politikaları ile daha da açılıyor.

Örneğin ilkokul mezunu 2011 öncesi işe giren bir kamu çalışanı 2011 sonrası göç yasasıyla işe giren yüksek lisanslı bir müdürden fazla maaş alıyor.

Burada göç yasası ile çalışanların arkasında gerektiği gibi durmayanlarda her konuda aslan kesilen sendikalar olarak karşımıza çıkıyor.

Sohbet ettiğimiz bir göç yasası mağduru hükümetlerin bu konuda kafayı kuma gömmesine ayrı dert yanarken sendikalara da ayrı dert yanıyor.

Sendikalar maalesef uzun yıllardır göç yasası mağdurları için bir şey yapmadı ya da yapamadı.

Sendikacıların büyük çoğunluğu 2011 öncesi işe girişli…

Hükümetler için de göç yasası mağdurları sayıca az olduğu için oy deposu olarak görülmüyor her halde.

Sendikalara gelince eşit işe eşit ücret mağduru bir çalışan şöyle diyor.

“Madem arkamızda bize destek çıkan bir sendika yok, hep itelenen ötelenen oluyoruz, sendikaya ne gerek var. Göç yasasıyla işe girenler olarak topluca sendikal üyeliğimizden vazgeçeceğiz, kendi mücadelemizi kendimiz yapacağız”

Anlaşılan 2011 sonrası işe girenler sendikalara karşı kendi içlerinde örgütlenmeye ve isyan bayrağı açmaya hazırlanıyor.

Hükümetlere gelince de kamuda çalışma düzenini bozan bu ayrımcılığa son vermeleri en azından bir iyileştirme yoluna gitmeleri gerektiğini hatırlatmak gerekiyor.

Ülke şartları belli ancak çok alana çok az alana az vermek de nedir.

Aynı hatta daha önemli bir işi yapacaksın ama senden 2 ay önce işe girdi diye daha az maaş alacaksın, emeklilik hakların daha kötü şartlarda olacak.

Dünyanın neresinde var bu?

***

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, kendilerine Ercan Havalimanı’nda en geç bir ay içerisinde sıkıntı kalmayacağı yönünde söz ve bilgi verildiğini duyurdu.

Arıklı, “En küçük sıkıntılar büyütülerek lanse ediliyor” diyerek de isyan etti.

En küçük sıkıntılar derken neyi kastediyor acaba?

Olan bitene baktığımızda daha ne olabilirdi acaba diye düşünmeden edemiyoruz kendimizi.

Orta yolu bulma vakti gelmedi mi?

Bir taraf yani yolcular isyanda bir taraf yani yöneticiler ‘ne var bunda olacak o kadar havasında’

Havacılık sektörü için özellikle turizm sezonunda bir ay çok uzun bir süre.

Bunu birilerinin Arıklı’ya hatırlatması gerekiyor.