Öyle demekle olmuyor bu işler kuzum!

Birleşik Krallık Avrupa Birliği’nden çıkınca, Kıbrıs ile ticari ve siyasi ilişkilere girer mi, girmez mi?

Birleşik Krallık, Kıbrıs sorununda Kıbrıslı Türkleri destekleyen taraf olur mu?

Birleşik Krallık, Kıbrıs’a direkt uçuşlar hususunda (sözüm ona) ambargoları kaldırır mı?

Ve daha birçok buna benzer soru gündemde kalmanın Kıbrıs sorunuyla ilgili bir şeyler yapılabilineceği hissini yaratmak için iyi bir konu başlığı!

Hatta belki de son günlerin en iyi konu başlığı!

Lakin fos!

Yine yeniden bir hayal kırıklığı zemini yaratmakta üzerlerine yok diyeceğim!

Neden mi bunları söylüyorum?

Dışişleri Bakanımız Özersay, İngiltere’ye giderek Brexit sürecine bağlı olarak oraları boş bırakmamak gerektiğini ifade etmişti…

İyi de

  1. 1963’ten sonra İngiltere de bir garantör. Tıpkı Türkiye gibi ve hatta Yunanistan gibi!
  2. Kıbrıs’a direkt uçuşlar ile bir sorun olmadığını İngiltere söylemedi mi? Asıl sorunun Ercan’da güvenlik sorunu olduğunu söylemedi mi? Güvenlik için gereken desteği sunabileceğini söyleyip keşif ekibi göndermedi mi? O halde neden sürecin üstü kapatıldı?
  3. KKTC ve Birleşik Krallık arasında doğrudan ticaret yapılarak ekonomi düze mi çıkarılacakmış? İngiltere’nin AB’de olması ve olmamasının garantörlük vasıfları nedeniyle bir engel teşkil etmemesi, ediyorsa da icabına bakılabilir olması gerekmez miydi? Yani diyorum ki bu bakış da fos!
  4. Birleşik Krallık adım adım bizi yok saydı ve buna biz zemin hazırladık. Seyahat belgelerimizi tanıdığı süreci sonlandırması gibi… Bu güne dek İngiltere’nin yaptıkları, bundan böyle de yapacaklarının garantisidir öyle değil mi?

Boş versenize siz!

***

Bizim çok önemli sorunlarımız var!

Bu önemli sorunlar arasında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dağılma sürecinde adadaki güvenliği korumak üzere garantör olan üçlünün bile birbiri arasında çok güvenli ilişkileri olmadığını unutmadık öyle değil mi?

Neredeyse 60 senedir Kıbrıslı Türklerin ada içinde ve ada dışında, hatta kendi içlerinde ciddi bölünmeler yaşadıkları ve kopa kopa bugünlere geldiklerini de unutmuyoruz herhalde.

***

Sayın Dışişleri Bakanı Özersay’ın tam da bu gerekçeler ile İngiltere’de bulunmasının çok büyük anlam ifade etmeyeceğini düşünüyor/savunuyoruz.

İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin artık duygularının sömürüldüğü, paralarının hiçe sayıldığı ve direkt uçuşlar, dış Türkler gibi projelerle umutlandırılıp ortada bırakılmış hissettiklerini biliyoruz.

Birleşik Krallık’ta yaşayan ve çoğu İngiliz yurttaşı olan Kıbrıslı Türklerin KKTC hükümetlerini ve bu süreci takip eden Dışişleri Bakanı’nı çok el üstünde tutmadıklarını da biliyoruz.

Yurt dışında özellikle de İstanbul’da ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaşayan donanımlı insanlara ulaşma çabasının da fos çıkmasının ardından kendisine naçizane tavsiyemdir ki günlük meseleler ile ilgilenen memleketimizin asıl sorunlarına eğilecek icraatlara ağırlık vermeli. Aksi takdirde kaybettiği kan nedeniyle siyasetteki saygınlığı ve varlığı daha çabuk sona erebilir.

Yanlış adım, başlangıç aşamasında hatalı seçim ve halkı asla ikna edemeyeceği bir mekânda başlamış propagandaya…

Belki toparlar.

Ne dersiniz?

Dr. Çiğdem DÜRÜST