Anladık Cumhurbaşkanlığı seçimi var.

Başbakanın aday olmasını da anladık.

Özersay’ın adaylığını bile anlamaya çalışıyoruz.

Amma ve lakin sizler hükümetsiniz.

Kampanyanızı yönetiniz buna birşey demiyoruz.

Ama günlük mesai sizin kamusal göreviniz.

Bakanlar Kurulu toplantısı hariç neredesiniz?

Her platform seçim propagangası için bir araç oldu.

Kapalı Maraş toplantısında bile öyleydiniz.

Sanki İnönü Meydanı’nda nutuk atılıyordu.

“Ben yaptım, ben yaptım” diye böbürleniliyordu.

Ancak, tamam da ne olacak hükümet hali?

El hak hükümetsiniz.

İcraat yapmakla yükümlüsünüz!

Halkın sorunlarını da çözmek zorundasınız.

*****

Hükümet yokmuş gibi davranılıyor.

E o zaman sormazlar mı neredesiniz?

Makam arabaları kah orda kah burda?

E nerde halk yararı icraat.

Olmaz, olmamalı.

Herşey rafa kalkmış durumda.

Birkaç bakanın gayreti ile olmuyor işte.

Başbakanlık kabinenin maestrosu.

Cambridge Nostaljisine bile okey.

Ama ülke ilgi, dertler de çözüm bekliyor.

Hele Dışişleri ve Başbakan Yardımcısı?

Televizyonları gezmekten bitap düştü.

Kendini sadece Dışişleri Bakanı sanıyor?

E önünde bir de Başbakan Yardımcılığı var.

Yani herşeyden bizzat sorumlu kendileri de.

Hani unutuldu varsayarak hatırlatayım dedim.

*****

Gerçi ne söylesek boş galiba.

Ama işte öyle olmuyor, olamıyor.

Sin diyor akıl, ama sinilemiyor.

Halleri gördükçe irrite oluyor insan.

Hem makam talep edilecek, hem halkla ilgilenilmeyecek.

Tam bir 5 tambura 4 okka hali.

Neyse ki sandık zamanı yakında.

Kapı kapı gezip oy isteyecekler ya!

O kapıları çalsınlar hele bir.

Ama Karpaz’dakileri değil, şöyle bir Yenikent’e uğrasınlar.

Arada Kaymaklı’ya, Ortaköy’e.

Bakalım insanlar nasıl karşılayacak?

Hoş geldin deyip buyur mu edecekler?

Yoksa en naziğinden kapı mı açılmayacak?

Bence ikinci seçenek. Sizce?

*5 tambura 4 okka; Tambur, Rumca kavun demek. 5 kavunu 4 okkaya satacak kadar hesapsız, kitapsız ve umursamazlık anlamını taşıyor.