Bu bölümde ilk olarak YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı “Eğitimin sorunları” başlıklı konuşma yaptı. ARIKLI: “İNSANLARI EVİNDE TUTARSANIZ ONLARIN KARINLARINI DOYURMAK ZORUNDASINIZ” YDP Başkanı Erhan Arıklı konuşmasında ilk olarak bugün Meclis önünde gerçekleşen eyleme değindi. Güney’de çalışan vatandaşların zor durumda olduğunu, 17 Haziran’dan sonra işe gidemeyenlerin işlerinden olacağını söyleyen Arıklı “insanları evinde tutarsanız onların karınlarını doyurmak zorundasınız” dedi. Bu kişilerin Güney Kıbrıs’taki işlerini kaybetmemesi için gereken adımların atılmasını isteyen Arıklı, uçuşların açılmasıyla ilgili kararının neye göre alındığını sordu, bu konuda açıklama yapılmasını istedi. Arıklı, Güneye çalışmak için gidecek kişilerin sayısının sınırlı olduğunu, bunları kontrol etmenin zor olmadığını söyledi. “EĞİTİM İHMAL EDİLEMEYECEK BİR KONU” Konuşmasının devamında eğitimin ihmal edilemeyecek bir konu olduğunu söyleyen Arıklı, pandemi nedeniyle okulların kapandığı birçok yerde okulların gereken önlemler alınarak yeniden açıldığını belirtti. Öte yandan KKTC’de okulların açılma tarihiyle ilgili tartışmaların sürdüğünü dile getiren ve Öğretmenler Yasası gereği öğretmenlerin 42 iş günü çalıştırılamayacağının belirtildiğine işaret eden Arıklı, burada bir yasal değişiklik gerekiyorsa, Meclis’in gerekeni yapacağından şüphesi olmadığını dile getirdi. Sınav Geçme Tüzüğünde yapılan değişikliğin sınıfta kalmayı ortadan kaldırdığını söyleyen Arıklı, bunun kalıcı hale gelmemesi gerektiğini kaydetti. Arıklı, okullardaki başarı ortalamasının vahim boyutlarda olduğunu söyledi. Dünyada çocuklarda görülen covid vakası oranlarına işaret eden Arıklı, öte yandan çocukların hastalığı bulaştıran pozisyonda olduğuna dikkat çekti. Okullar açılırken öğrenci sayısının tespit edilerek öğretmen ve derslik ihtiyacının belirlenmesi gerekeceğini söyleyen Arıklı, okulların kapalı olmasının ekonomiye etkisine de işaret etti. Okulların kapalı olduğu dönemde öğrencilerde ciddi bir öğrenme kaybı yaşandığını da dile getiren Arıklı, okulların açılmasının önemli olduğunu anlattı. Öncelikle okul öncesi ve ilkokulların açılmasına ağırlık verilebileceğini ifade eden Arıklı, dezavantajlı eğitim okulları ile bazı derslere öncelik verilebileceğini söyledi. Arıklı, uzaktan eğitimin gereken faydayı sağlamadığını da sözlerine ekledi. Okullar açılırken bir takım tedbirler alınması gerektiğini, çocuk ve ergenlik çağındaki gençlerin sosyal mesafe ve dezenfekte meselesine uyma konusunda zorlanacağının ortada olduğunu kaydetti. Arıklı, bu nedenle Bakanlığın okul yönetimlerinin bu konularda gerekli çalışmaları yapması, okul ve sınıfları buna göre düzenlemesi ve dezenfekte malzemelerini kesintisiz sağlaması gerektiğini belirtti. Kapalı kalma döneminde çocukların psikolojik sıkıntılar da yaşadığını dile getiren Arıklı, okullardaki PDR eksikliklerinin tamamlanması yönünde bir çalışma olup olmadığını sordu. Arıklı, kolej birinci basamak sınavına giren ancak şu anda ülkede olmayan öğrenci sayısını, 8. sınıfta olup yurt dışında olan öğrencilerin sayısını, öğretmen ihtiyacının nasıl belirleneceğini, sınavlar sonunda 12. Sınıfta başarılı olmayan öğrencilerin durumunun ne olacağını, Güney Kıbrıs’ta eğitim alan çocukların durumunun ne olacağı, yükseköğretimdeki öğrenci kayıplarıyla ilgili yatay geçiş hakkından ülkedeki üniversitelerin yararlanması için YÖK’le görüşülüp görüşülmeyeceğini sordu. ÇAVUŞOĞLU: “EĞİTİMDE BİR DEĞİŞİM YAPILACAKSA BİRLİKTE HAREKET EDİLMELİ” Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da cevap vermek üzere kürsüye çıktı. Eğitimin ülkede geldiği noktanın ortada olduğunu, hükümetlerin kısa süreli olmasının yarattığı sonucun bilindiğini, bu yüzden kendisinin ilk günden bu yana ortak akılla düzenlemeler yapılmasına önem verdiğini kaydetti. O yüzden eğitimde bir değişim yapılacaksa birlikte hareket edilmesi gerektiğini anlatan Çavuşoğlu, bu konuda ortaya konan çalışmalara işaret etti. Bu çerçevede ortak akılla yaptıkları çalışmalar sonucu pandemiden dolayı sınıf geçme konusunun öğrencilere sorun yaratmayacak şekilde bir yol izlenmesine karar verildiğini dile getiren Çavuşoğlu, uzaktan eğitim konusunda da gerek internet altyapısı gerek cihaz anlamında fırsat eşitliği yaratılmadığı için, şu anda kullanılan yönteme gidildiğini anlattı. Çavuşoğlu, pandemi döneminde ülkenin, hazırlıksız olduğu endişesiyle kapanarak, ilkel ama etkili bir yöntemle hastalıktan korunduğunu söyledi. Kendilerinin okulları açmak istediğini, açmaya da hazır olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bilim kurullarından alınan bilgiler doğrultusunda süreci 30 Hazirana kadar ertelemek durumunda kaldıklarını, iklimsel durum nedeniyle de okulların açılmasının eylüle kaldığını kaydetti. Okulların 1 Eylül’de açılmasının hedeflendiğini söyleyen Çavuşoğlu, sıkıntı olması halinde devletin öğrencisini ve öğretmenini korumak için her türlü iradeyi ortaya koyacak güçte olduğunu dile getirdi. Kapanma döneminde öğretmenlerin, toplum için, maskeden dezenfektana kadar ürünler ürettiğini, internet ortamında öğrencileriyle buluştuğunu söyleyen Çavuşoğlu, bu kadar özveri gösteren öğretmenlerin heyecanını görebildiğini dile getirdi. “Öğretmenin heyecanı bizim heyecanımız” diyen Çavuşoğlu, fiziki eksiklikleri gidermek için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Pandemiden dolayı geciken ihaleler olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, 15 Hazirandan sonra özel eğitim konusunda açılımlar planlandığını söyledi. Çavuşoğlu, okullar açılacağında dezenfektasyon malzemelerinin eksiksiz sağlanacağını söyledi. Bu süreçte PDR öğretmenlerinin bir danışma hattı yürüttüğünü söyleyen Çavuşoğlu, öğretmen kadrolarının tamamlanması konusunda gereken adımların atıldığını da anlattı. GELECEK YIL ÖRGÜN EĞİTİM YANINDA ONLINE EĞİTİM DE PLANLANIYOR Önümüzdeki yıl örgün eğitim yanında online eğitimi de destek eğitimi olarak vermeyi planladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, tüm ders planlarının merkezileşmesinin sağlanacağını kaydetti. Çavuşoğlu, yükseköğretim konusunda alınan kararların KKTC aleyhine olmaması adına çok kısa sürede yapılan düzenlemelerin Türkiye’nin KKTC’ye verdiği önemi gösterdiğini dile getirdi.