Duyunca çok güldüm siz de güleceksiniz;
Karpaz’ın hür eşekleri öyle dendiği gibi azalmıyormuş meğer!
Aksine popülasyon artışı varmış hem de ciddi boyutlarda…
Sayı da 3 bine kadar ulaşmış!
Eşek nüfusu artınca sıkıntılar da yaşanmaya başlamış…
Eşekler artık Dipkarpaz sınırını çoktan aşmış çevre köylere doğru ilerliyormuş, üreticinin de ürünlerine zarar vererek…
Haliyle bu işten zarar görenler de haklı olarak şikayetlerini yapmışlar…
Bu konuda çok sayıda öneri var ama sonuç yok, konuyla ilgili komite toplanmış ama bir sonuca da varılmamış!
Eşekler doğanın bir parçası olduğu için ilgili Bakan Hakan Dinçyürek baktı ki bu işin üstesinden gelemeyecekler ‘bu işi askere bırakalım’ demiş!
Umarım komutanlar bu yazıyı okumazlar da sayın bakana sitemde de bulunmazlar…
Yani sayın bakan, askerin başka işi gücü kalmadı da şimdi eşek peşinde mi koştursun?
Tamam, asker ülkenin bir çok yerinde çevreye katkı koyar, bulunduğu yerlerin rengi tamamen yeşildir ama ‘eşek’ konusunda sakın öneride bile bulunmayın…
Vallahi ele güne de komik duruma düşeriz.
Bölgenin bir vekili ise olaya biraz da ekonomik olarak bakmış ve demiş ki;
“Vatandaşa görev verelim eşek başına 200 TL verelim tutup getirsinler telli bölgeye kapatalım…”
Buna da çok güldüm inanın…
Böyle bir karar alınca düşünün bir kere, 200 TL de bu kıtlıkta hiç de yabana atılır bir para değil, hele de o bölgedeki dar gelirli insanları düşününce…
Bölgede çok ciddi bir eşek avı başlar vatandaş ellerinde kementlerle eşek avına çıkar…
Burada kovboy filmlerindeki kement atma görüntüleri geçti gözümün önünden…
Bırakın bu paraya bölge halkını ülkenin bir çok yerinden yüzlerce insan buraya akın eder ve hatta bu konuda büyük kavgalar bile yaşanır…
Veteriner Dairesi’nin görüşü de epey tartışılır hele de çevre örgütleri ve hayvan severler tarafından…
Daire diyor ki;
“Eşekleri kısırlaştıralım…”
Vallahi duyunca kanım dondu!
Kısırlaştırmak da ne demek oluyor, turizmin dibine dinamit mi atacaksınız yani!
Bunu duyan çevreciler ve hayvan severler o binayı başınıza yıkarlar benden söylemesi…
Ayrıca eşekleri kısırlaştırırken yiyeceğiniz çifteleri de hesaba katmanız gerekecek, değil mi ama!
Bun en çok ortopedi doktorları benimser çünkü hasta sayılarında patlama yaşanır.
Ve son olarak da Yeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir’in önerisi;
“Eşekleri serbest bırakalım hatta Lefkoşa’ya kadar gelsinler en azından turist çekerler…”
İşte bunu tuttum…
Hatta sadece Lefkoşa’ya değil, Mağusa’ya, Girne’ye ve Güzelyurt’a kadar getirelim eşekleri…
Örneğin bahçesi olan her eve de birer eşek tahsis edelim…
Sadece pastırma ve sucuk olmamaları için kasaplara karşı önlem alalım yeter!
Nasıl polemik ama…
 
 
Bu da elektrik polemiği!
 
Bu konuda biraz geriye gitmek gerekiyor;
AKSA’nın bacasına filtre takılmasından sonra Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek bir çağrıda bulunarak elektrikte indirimin bir ay ertelenmesini burada toplanacak paranın Teknecik Santrali’nin bacasına filtre takmak için kullanılmasını önerdi…
Kamuoyundan genelde olumlu tepkiler aldı.
Ama hükümetin büyük ortağı bu konuya sıcak bakmadı ve perde gerisinde yüzde 20’lik bir indirim kararı alındı.
Şimdi bu kararın açıklanması bekleniyor ve buna ilgili sendika da dahil olarak indirimin bir an önce yapılması yönünde çağrılarda bulunuyor.
Ama konuya Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş sert bir tavır koydu ve Teknecik için filtre takılması için bastırmaya başladı, hem de bakanına bu konuda güçlü bir destek verdi.
İşte bu hesaplaşma yüzünden indirim bir türlü açıklanamıyor!
Biz de evlerde klimaların kumandalarını dolaplara kilitledik ve faturalar daha ağır olmasın diye hükümetin alacağı kararı bekliyoruz.
Bu arada vatandaşın da haklı söylemleri var;
Yüzde 20 indirim yetmez!
Dünya petrol fiyatları ne kadar düştüyse elektrik fiyatları da o kadar düşsün…
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın İrsen KÜÇÜK, uzun bir süreden sonra KKTC’ye gelen AKP’nin danışmanlarından Ender Önkol’la yaptığınız görüşmelerden sonra televizyon programlarına ağırlık verdiğiniz gözlerden kaçmıyor. Adaylık için nabız yokladığınız ve her an sürpriz bir kararla adaylığınızı açıklayabileceğiniz konusunda ciddi iddialar var…
Sayın Aziz GÜRPINAR, Güzelyurt’ta Sigorta, İhtiyat Sandığı ve Çalışma Dairesi’nin aynı binada olduğunu muhakkak biliyorsunuzdur değil mi? Peki aynı binada elektrikler kesilince jeneratörden sadece Sigortalar Dairesi’nin yararlandığını diğer iki dairenin mumu ışığında oturduğunu bilmiyorsunuz değil mi?
Sayın Kemal HIFZIOĞLU, Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda DP Lefkoşa İlçesi binasında hayli tartışmalı sohbetlerin yaşandığı söyleniyor. Özellikle de kırsaldan gelen partililer sizce niçin bu kadar öfke dolular dersiniz?
Sayın Turgay HOŞSÖZ, dün Su İşleri Dairesi’nde son gününüzü geçirip emeklilik için ilk adımı atmışsınız. Bu arada emekliliğiniz için düzenlenen etkinlikte hayli duygulu anlar yaşadığınız söyleniyor. Bunca yıldan sonra artık o kadar da olsun değil mi? Sağlıklı ve mutlu emeklilik yılları dileriz.
Sayın Ali ÇIRALI, Lefkoşa Sanayi Bölgesi’nde tam bin 200 işletme var ve bunları iyi organize ederseniz bölgedeki sorunlara kısa sürede çözüm bulabilirsiniz. Hala bazı yollarda normal araçlarla seyretmek imkansız gibi. Biraz daha aktif hareket lütfen!
Sayın Teberrüken ULUÇAY, KKTC’nin yeni kimlik kartları konusunda niçin bu kadar gecikildiğinin perde gerisi aydınlanmaya başladı. İlk örneklerde KKTC bayrağı vardı sonra kaldırıldı bakalım ortaya nasıl bir kimlik kartı çıkacak biz de çok merak ediyoruz doğrusu!
Sayın Mehmet Ali YÜKSELEN, LAÜ rektörü olarak şimdiye kadar büyük başarılara imza attınız ve çalışkanlığınız herkesi kıskandırıyor ama özellikle bazı çalışanlara karşı tutumunuz de ciddi olarak eleştirilmeye başlandı. Hele de okuldaki akademisyenlere karşı daha ılımlı ve hoşgörülü olmanız bekleniyor…
Sayın İsmail MANİCİOĞLU, Güzelyurt Polis Müdürü olarak doğum günlerinde tüm polis memur ve amirlerini bizzat telefonla arayarak kutladığınızı memnuniyetle öğrendik. Sırf bu nedenle çalışanlarınızın da size karşı büyük sevgi ve muhabbetle baktığını biliyor muydunuz?
Sayın Serdar DENKTAŞ, Finlandiya gezisi için valizleri toplamaya başladığınızı duyduk. İskandinav ülkelerindeki turisti ülkeye çekmeyi başarabilirseniz işte o zaman kış turizminde büyük bir hareketlilik yaşanacak demektir değil mi?
Sayın Kudret ÖZERSAY, çöpten elektrik üretimi konusunu da mercek altına aldığınızı ve bunun özellikle de olumsuz yönleri üzerinde durduğunuzu öğrendik. Biraz daha eşeleyin bakalım, bize gelen ihbarlara göre bazı avantaların da olabileceği iddia ediliyor.
Sayın Mehmet HARMANCI, Göçmenköy ve Taşkınköy’de çukuru olmayan sokak neredeyse yok gibi. Ayrıca çukurların sadece çakıl taşları ile doldurulması taşların araba lastikleriyle fırlamasıyla birlikte tehlikeli durum yaratıyor. Kimse yeni asfalt istemiyor ama en azından yamalar asfalt olsun vatandaş ona da razı!
Sayın Engin ARI, müdür olduktan kısa bir süre sonra Türk Sigorta’nın vergi listesinde ilk 100’e girmesiyle ne kadar gurur duysanız azdır. Sizi ve ekibinizi tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…
Sayın Osman KORAHAN, anlaşılan o ki katran olayındaki yolsuzluk soruşturması neticeleri birilerini fazla tatmin etmemişe benziyor. Yani yolsuzluk yapanları siz kodese tıkacak değilsiniz ya, herkes kendi görevini yapsın değil mi?
Sayın Fesih DAĞ, CTP’den tüm aile üyeleri olarak istifa ettikten sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adayı destekleme konusunda bu hafta sonu karar üreteceğinizi duyduk. Bölgenin önde gelen isimlerinden birisi olarak alacağınız kararlar dört gözle bekleniyor.
Sayın Orhan TOLUN, Turizm Örgütü olsun da gazinolar burada temsil edilmesin olur mu hiç? Hatta bet salonlarını bile yönetime koyarlarsa sakın şaşırmayın. Bu örgüt daha ilk baştan fiyaskoyla sonuçlanacağa benziyor.
Sayın Ödül MUHTAROĞLU, bir bürokrat olarak devlet kurumlarını sahiplenmeniz ve güvenilirlik konusunda yaptığınız açıklamayla doğru olanı yaptınız ama öyle kurumlar var ki ülkede sanki de burada insanların işleri olmasın diye çalışanlar yemin etmiş gibi.  


GÜNÜN FOTOĞRAFI:









------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Günün Fıkrası
 
Gelin kaynana...

Yeni gelin ile kaynana karşı karşıya oturmuşlar.
Kaynana ;
-Gelin, sen daha yenisin, birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak
anlayalım, demiş.
Gelinde ;
- Tabi anne konuşalım, demiş.
Kaynana başlamış anlatmaya:
- Aman kızım benim üç halim vardır, dikkat et. Saçıma gül takmışsam
neşeli olurum. Her yola gelirim. Kulağımın arkasına gül takmışsam,
havamda olmam. Çok ısrarcı olma,eğer ki yakama gül takmışsam sakın
etrafımda dolaşma, çok sinirli olurum.
Gelin, kaynana lafını bitirince başlamış lafa;
- Anne benim halim malim yoktur. Bacak bacak üstüne atarım,
sigaramı yakarım,sen gülü nerene takarsan tak, ben keyfime bakarım...