Zaten karışmaması da mümkün değil…

Hükümet önce Türkiye ile kablo ile elektrik konusunda anlaşmaya imza koyuyor!

Bu hayata geçmeden şimdi de yenilenebilir enerji kaynakları gündem yapılıyor…

O zaman soru şudur;

Eğer KKTC’de artık güneş enerjisinden elektrik üretimine ağırlık verilecekse kablo ile elektrik konusunda niçin anlaşma imzalanmıştır!

Sonra son bir yıldır kablo ile elektrik konusu görüşülürken bunun tüketiciye ne kadara yansıyacağı da hala açıklanmamıştır…

Belli ki bu konuda fizibilite çalışması yoktur, açıklamalar biraz da popülizm içermektedir!

Ucuz olacak ama ne kadar ucuz olacak konusu hep havada kalmaktadır…

Kıb-Tek’in şu an uygulamada olan tarifelerine kaynaklık eden 1 kWs elektrik maliyeti 58 kuruş (Üretim, iletim, dağıtım ve diğer maliyet bileşenlerinin toplamıdır).

Bu maliyetin 33 kuruşluk kısmı üretim, geri kalan 25 kuruşluk kısmı ise iletim, dağıtım, kayıp-kaçak ve diğer maliyetlerden oluşuyor.

Şu anda kullandığımız tarifelerin pahalı olmasının baş sorumlusu durumundaki AKSA sözleşmesi gereği AKSA’dan alınan 1 kWs elektrik fiyatı 37 kuruş. AKSA, santral çıkışındaki iletim hatlarımıza bu fiyattan veriyor elektriği. Üzerine diğer maliyet bileşenleri ekleniyor ve bu fiyat, bire bir ayni olan Kıb-Tek santrallerinde şu anda 6 kuruş daha ucuz.

Yenilenebilir Enerji Tüzüğü (YEK Tüzüğü)’nde yapılan son düzenleme ile önceden sadece konutlar için var olan kWs cinsinden mahsuplaşma, diğer tüm tarife kullanıcıları için de geçerli hale getirilmiştir.

Kurulacak güneş santrallerinden şebekeye verilecek elektriğin maliyeti, santrallerin üretim maliyeti ile kıyaslanmalıdır. Güneş santrallerinde üretilip şebekeye verilecek olan elektrik için de diğer santrallerin ürettiği elektrikte olduğu gibi üzerine; iletim, dağıtım, kayıp ve diğer maliyet bileşenleri eklenecektir. Bu gün Ticari tarife kullanıcıları; 53-54 kuruş kWs tarifeden elektrik almaktadır. Bu tarife kullanıcısı bir abonenin şebekeye vereceği 1 kWs elektrik ile şebekeden alacağı 1 kWs elektriği eşdeğerde tutarsanız (mahsuplaşma ile yapılan budur), güneş santralinden almış olduğunuz elektriği 53-54 kuruş/kWs fiyatla almışsınız demektir ve bunun üzerine 25 kuruşluk; iletim, dağıtım, kayıp ve diğer maliyetler eklenecek demektir. Bu durumda güneş santralinden aldığınız elektrik miktarı için ödenecek 25 kuruşluk ek maliyet kadar mevcut tarifelerin zamlanması veya Kıb-Tek’in batması kaçınılmazdır. (şu anda mahsuplaşma yalnızca konutlarda idi bu şekilde kurulan üretim kapasitesi çok küçük bir miktar olduğundan maliyetlerdeki olumsuz etkisi çok sınırlıdır. Ancak, bunun dahi gözden geçirilmesini gerektirecek noktaya gelinebilir).

Güneş enerjisinden elektrik üretiminin süreklilik sorunu (arz sorunu vardır).

Bu çapta üretime izin verilirse, mevcut fuel-oil ile elektrik üreten santrallerde üretimi planlamanız mümkün olmaz. Güneş santrallerinin üretim miktarındaki oynaklık nedeni ile diğer santraller üretimi dengede tutamaz ve şebeke çökmeleri yaşanması kaçınılmazdır. Yani daha çok elektrik kesintisi yaşanacaktır. Bu nedenle kablo yatırımı çözüm olarak ortaya konacaksa bile kablonun fizibilite çalışması bile yapılmamıştır. Bu iddialar faraziden öteye gitmiyor. Ne güneş santralleri ne de kablo asıl elektrik kaynağı olarak değerlendirilemez. Bunlar maliyetleri uygun olması durumunda ancak ek kapasite olarak değerlendirilmelidir.

Konutlarda kurulu güç artışı getirilmektedir. Bu enerji tasarrufu anlayışına terstir. Tam aksine güneş panellerinden üretilecek ihtiyaç fazlası miktara karşılık şebekeden çekilen elektrik miktarında da artış teşvik edilmektedir.

Bu durum; Kıb-Tek’i yeni üretim kaynakları için ilave yatırım yapmaya zorlayacağından bu nedenle de elektrik maliyetlerinin artması beklenebilir.

Güneş santrali işinde olan şirketlere, abone guruplarını kullanarak onlar adına ihale gibi yarışmacı süreçlere girmeden yüksek fiyat ve alım garantili toplu üretim tesisi kurmalarının önünü açıyor (tüzüğe göre, bir abone veya abone grupları birleşerek kendi tüketimlerinin olduğu yer dışında başka bir arazide tesis kurmalarının önü açılmıştır.)

Yasa ve tüzük, elektrik inkişaf yasası madde 43 ile elektrik kurumu yönetimine verilmiş yetkiye müdahale edilmektedir. Elektrik yasasına göre Bakanlar Kurulu, yayımlayacağı bir emirname ile Kıb-Tek dışında bir işletmeye santral kurdurtabilir. Ancak elektrik inkişaf yasası madde 43 e göre bakanlar kurulunun bunu yapabilmesi için Kıb-tek yönetiminin yazılı olarak böyle bir görevi kurumun yerine getiremeyeceğini bakanlar kuruluna bildirmesi halinde bakanlar kurulu böyle bir emirname yayımlayabilir. AKSA’nın ülkeye gelişinde ve kapasite artışındaki süreçlerde de mekanizma böyle çalıştı. Ancak şimdi yasa ve tüzük ile yetki kıb-tek den alınıp bakana ve hatta yek kuruluna verilmiştir. 43’üncü madde iptal edilmiş değildir.

Bize göre şu anda hem kurum yönetimi hem de ilgili bakanlığın da kafası bir hayli karışıktır…

Bu da elektrik konusunda uzun vadeli projelerin üretilmemesinden kaynaklanmaktadır…

Günü kurtaracak çalışmalar ve açıklamalarla da bir yere gitmek mümkün gözükmemektedir!

Onun için, ülke elektriğinin kısa, orta ve uzun vadede planlanması için geniş katılımlı bilimsel toplantılar kaçınılmaz hale gelmiştir…

Bakanlık, kurum, sendika ve diğer ilgili örgütler hiç gecikmeden bir masa etrafında toplanmalı ve çok da stratejik olan bu konuda geniş bir yelpaze oluşturularak tüm kesimlerin katılımcılığı sağlanmalıdır…

Aksi halde her hükümet değişiminde, kurumun da politikaları tırpan yiyeceğinden başarı şansı hiç yoktur!

MESAJ KUTUSU

Sayın Sunat ATUN, alternatif enerji kaynakları konusunda tüm kesimlerin görüşlerini almazsanız ileride mutlaka bir takım sıkıntılar yaşayacaksınız demektir. Bu arada bazı camiler de güneş enerjisinden elektrik üretiyorlar ama onlara ne yazık ki mahsuplaşma şansı tanınmamış, bilginize…

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, deniz aşırından gelen telkinlerle de artık 16 Nisan sonrası kabinede köklü değişiklikler yapmanız bekleniyor. Sizin için elbette sıkıcı bir durum ama başka da bir seçeneğiniz yok gibi gözüküyor değil mi! Değişim hem partinize hem de ülkemize iyi gelecektir!

Sayın Kemal YILMAZ, Dipkarpaz’daki bungolowların bir kısmının yıkım işlemlerinin gerçekleşmemesi nedeniyle durumlar tahmin ettiğinizden de vahim bir hal aldı. Savcılık eğer bu karar gerçekleştirilmezse tutuklama kararı bile çıkarabilecek diyorlar…Yasalar ne diyorsa uygulayın deriz…

Sayın Ali DEMİRAĞ, çok yakında Mesarya Teknik Üniversitesi’nin Meriç’de temelini atmak için yoğun bir çaba içinde olduğunuz görülüyormuş. Bölgede ilk olacak ve tarım ağırlıklı olması sizin için büyük avantaj olacak. Hayırlı olsun deriz…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, Lefkoşa’ya bağlı bazı kırsal örgütlerde kıpırdanmalar olduğunu yönetimlerin istifaya hazırlandıklarını biliyor muydunuz. Konuyu genel merkeze taşıyıp bölgeye ziyaret gerçekleştirmeniz bekleniyor…

Sayın Kemal DÜRÜST, hafta sonu kanser korkusuyla yaşayan Yayla’ya bir çıkarma yaparak baz istasyonlarını ölçtürdüğünüzü duyduk. Narenciye bahçelerinin ilaçlanmasını da masaya yatırmanız bekleniyor…

Sayın Mustafa ERİŞMEN, Girne bölgesinde hukuksuz işlere imza atılırken fazla sessiz kalmıyor musunuz! Bölge kaymakamı olarak çok daha aktif ve denetleyici olmanız bekleniyor, zira bunun bir de ileride başınıza açacaklarını da düşünmelisiniz değil mi!

Sayın Cenk DİLER, Kıbrıs TV macerası bir bakan nedeniyle beklenildiğinden çok kısa sürünce şu sıralar derin bir sessizliğe gömüldüğünüz gözleniyormuş. Bu sıralar sosyal medyada da neredeyse yok gibisiniz hayırdır bu küskünlük niye!

Sayın Serhat AKPINAR, bazı dolandırıcılar kendini GAÜ satın alma müdürü olarak tanıtıp Lefkoşa’da bazı işletmecilerden para koparmaya çalıştılar ama iletmeci uyanık olunca çareyi kaçmakta buldular. Haberiniz olsun istedik…

Sayın Raziye KOCAİSMAİL, kanser hastaları için bütün bir haftayı sirk çadırında geçirdiniz ya görenlerin de büyük taktirini kazandınız. Sanırız bu çalışmalarda biraz yalnız bırakıldınız gibi geldi bize. Hayırdır diğer ekip arkadaşlarınız bahar yorgunluğu mu yaşamaya başladı!

Sayın İsmet ESENYEL, sizin şu bakanlık kafeteryasını artık ir mercek altına alma zamanı geldi gibi sanki değil mi! Olaya içki alemleri girince çok da yakışık almıyor diyorlar. Kimmiş bakalım iyi niyetinizi suistimal edenler bir ortaya çıkarın deriz…

Sayın Ziya EMİR, artık mermeri de kendinizin üreteceğiniz tesisleri kurmak için çalışmalar son sürat gidiyormuş. Dolayısıyla kar oranları da neredeyse ikiye katlanacak değil mi! Haırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Gürkan KARA, dün gün boyunca Girne ve Lefkoşa’da Adnan Oktar’ın kitapları kapı önlerine konuldu. Vatandaşlardan bu konuda yoğun şikayetler geldi. Bir araştırın bakalım bu hoca zatının Kıbrıs Türkü ile derdi ve beklentisi neymiş!

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne’deki eski atıl durumdaki trafo binasının sanat merkezi haline dönüştürülmesi hem sanat çevrelerinde de hem de bölge insanında memnuniyetle karşılandı. Devamının da gelmesi dileklerimizle…

Sayın Mehmet DEMİRCİ, referandum için oy kullanılan 5 gün boyunda bir an önce sandıkların başından ayrılmayarak size verilen görevi başarıyla tamamladınız. Ama ‘hayır’ diyeceklerini bilen seçmenlere de çok kötü bakışlar attığınız gözlemlenmiş…

…