Keşke dokunulmazlığı kaldırılsa Sayın Hüseyin Özgürgün’ün.

Soruşturularak ve gerekirse yargılanarak, sonucu tüm kamuoyu ile paylaşılsa…

Bir siyasi, devletin önemli bir makamını işgal ettiği bir dönemde, 1.8 milyon TL’lik belgesiz ve faturasız harcama nedeniyle, ithamlara ve mali soruşturmaya maruz kalıyorsa, tabii ki sonuna kadar üzerine gidilmeli, tespit edilirse kuruşuna kadar da hesabı sorulmalıdır!

Hatta, Sayın Özgürgün kendinden çok eminse, kendisi de bu süreci bizzat kolaylaştırmalıdır!

Peki ya sonra?

Ülke siyaseti aklanıp paklanacak mı?

Yoksa, demokrasimizin, adalet sistemimizin tıkır tıkır işlediği mi ispatlanacak?

Hiç ilgisi yok!

Sanki çok şey değişecek!

Değişmeyecek, hiçbir şey değişmeyecek!

Amaç ülkeyi, devleti korumak, halkın hakkını savunmak falan değil!

Birilerinin koltuğunu sağlamlaştırma, birilerinin Cumhurbaşkanı olma sevdası uğruna, özünde doğru ama genelinde eksik ve abartılmış bir ‘’dokunulmazlığın kaldırılması’’ süreci ile veya dokunulmazlık üzerinden yapılması muhtemel pazarlıklarla karşı karşıyayız çünkü.

Ülkemizin en ünlü gazetesi olan ‘’Fısıltı Gazetesi’’, aslında aylardır bu süreci işliyor, irdeliyor.

Ortada bir belgesiz ve faturasız harcama varsa, bunun nereden bulunduğunun da konuşulması gerekecek sürecin devamında. Ucu başka yerlere illa ki ‘’dokunacak’’!

Böyle bir şey olabilecek gibi mi?

Hayır, asla ve kat’a!

Dolayısıyla o dokunulmazlığın kaldırılması zor. Kaldırılsa bile, hukuki sürecin sağlıklı ilerleyip de neticelenmesi çok zor. Hukuki süreç neticelense de, perde arkasındakilere ulaşmak zor ki ne zor!

İşte konunun özü tam da budur!

….

Bu ülkede;

Bir fırtlık uyuşturucu ile yakalanan birçok kişiye dokunabilirsiniz,

Ama, arkasındaki uyuşturucu baronlarına asla!

Yeri yurdu belli, kaydı kuydu tamam ama, vergisini hasbel kader aksatmış bir esnafa zevkle dokunabilirsiniz,

Ama, vergi borcunun üzerine kredi cilası çeken para baronlarına asla!

Uyduruk bir suçlamadan dolayı gözaltına alınan birisine, günlerce serbest bırakmayarak, dilediğiniz gibi ‘’dokunabilirsiniz’’,

Ama, suçu neredeyse sabit ama ensesi kalın bir baronun teminatla ortalıkta dolaşmasına ya da kaçıp gitmesine asla!

Kredi için yırtınan esnafın her türlü kaydına dokunabilirsiniz,

Ama, bir Kalkınma Bankası’nın batık kredilerine asla!

Arabasının tekeri çift çizgiye ‘’teğet’’ değdi diye, sürücüsüne keyifle dokunabilirsiniz,

Ama, trafik canavarı baronlara asla!

Sıradan bir gasp olayına keyifle dokunabilirsiniz,

Ama, Kıb-Tek gaspçılarına asla!

Gariban esnafın ihalesindeki üç kuruşluk kârına dokunabilirsiniz,

Ama, sağlık, eğitim ve diğer kamu kuruluşlarındaki ‘’komisyonculara’’ ve ‘’simsarlara’’ asla!

Konu dokunulmazlık ise,

Milletvekili olmaya hiç gerek yok!

Tabanı Texas, tavanı Las-Vegas olmuş bu ülkede,

Asıl dokunulması gerekenlere dokunamadıktan sonra,

Değil Özgürgün’e, meclistekilerin hepsine dokunsanız ne dokunmasanız ne?

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899