Acil Durum Hastanesi açıldı ama tartışmalar bitmiyor.

Açılışla eşzamanlı olarak bazıları tarafından düğmeye basıldı.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası, Kıbrıs Türk Diş Hekimleri Odası ortak bir basın açıklaması yaparak ortamı ajite etmeye çalıştı adeta.

Ardından, bu ajitasyona bazı devlet doktorları da katıldı.

Ortak basın açıklamasında, kendi hastane projemizin yapılmadığı vurgulanıyordu.

O zaman neden baskı yapılmadı?

Kaldı ki bu proje mevcut Sağlık Bakanı döneminde değil, bir önceki Sağlık Bakanı döneminde de vardı. Çıkar hesaplarına teslim edilmiş organizasyon yokluğundan hastane yapılamıyorsa, bunun sorumlusu tüm Sağlık Bakanları ve tabii ki bu basın açıklamasını yapanlardır.

Basın açıklamasında, Acil Durum Hastanesi kastedilerek: ‘’Bu ülkenin kendi hekimleri, hemşireleri, teknikerleri yani bu ülkenin sağlık uzmanları kendi hastalarımıza hizmete hazırdırlar. Ancak bunun için Sağlık Bakanlığı’nın gerekli organizasyonu yapması gerekmektedir.’’ denildi.

Ülkemizde kimlerin doktorluk yapıp kimlerin yapamayacağına dair karar verme yetkisi Sağlık Bakanlığı değil bu basın açıklamasını yapan meslek örgütlerindedir. Görünüyor ki, basın açıklamasını yapanlar, kendi sorumluluklarını yerine getirmeyişlerini unutturmak adına yine topu Sağlık Bakanlığı’na atmayı tercih etmişler.

Bir de Acil Durum Hastanesi’nin açılışı sırasında, sosyal medya hesaplarından: ‘’Herkes vardı, hekimler yoktu.’’ , ‘’Bir gülümseme yeter.’’ Diyerek duygu sömürüleri eşliğinde ajitasyon yapmaya çalışan bir grup doktor vardı.

Bu kadar açık yazıyorum çünkü, hastane açılışından önce, tüm sağlık personeli bilgilendirilerek açılışa katılmak isteyenlerin isimlerini vermek kaydı ile katılabilecekleri tüm doktorlara, hemşirelere ve diğer sağlık çalışanlarına iletilmişti.

Hatta, söylenenin aksine, hemşirelerden açılışa katılanlar da vardı.

Ama gelin görün ki, amaç mağdur edebiyatı yapmak olunca, davete icabet etmeyip de baskın şeklinde açılışa gelip de ‘’bile isteye organizasyon dışı kalarak’’, sözüm ona, halkımızın dikkatlerini çekmeye çalıştılar.

Halkımız buna pek itibar etmeyince de, başta KTTB Başkanı Sayın Dr. Gürkut olmak üzere, sosyal medyadan açıklama yapan birkaç doktorun gerçek niyetleri de anlaşılmış oldu.

Ülkemiz sağlık, ekonomi, siyasal ve sosyal anlamda sıkıntılı günler geçiriyor.

Sorunları birlikte tespit edip, birlikte çözümler üretme, siyaseti doğru işlere kanalize etme adına hepimize büyük görevler düşüyor.

Sağlık konusu, aylarca ve yıllarca tüm dünyayı meşgul etmekte olduğu gibi bizleri de meşgul etmeye devam edecek.

Ülkemizde doktorların zorunlu kayıt olduğu ve sağlığın sancaktarlığını yaptıklarını iddia eden kurumlar da, kendi kendilerine sorun olmaktan ve sorun çıkarmaktan vazgeçmelidir.

Sırf muhalefet olma uğruna, sırf güzel olanı gölgelemek adına söylemlerde bulunma ve eylemler yapma hesaplarına girmemelidir.

Doktorları ve diğer sağlık çalışanlarını devletten soğutma, ötekileştirme, daha da ileri gidecek olursak militanlaştırma tuzağına düşmemelidirler.

Tüm doktorları birleştirmek, sağlık sistemine olumlu katkılarda bulunmak adına projeler üretmeli, projesi olanlara ‘’benden değilsin diyerek’’ kapılarını kapatmamalıdırlar.

Bugün ucunu bilemeye çalıştıkları her ne ise, yarın gelip kendilerine zarar verebileceğini de unutmamalıdırlar.

İletişim: 0542-8529899