Şener Elcil, KTÖS adına yaptığı yazılı açıklamada, “korku ve susturma” kampanyası çerçevesinde aydınlar, gazeteciler, muhalefet partileri ve medya kurumlarının hedef seçildiğini, 11 bin Eğitim-Sen üyesi öğretmen ve akademisyenin işten atıldığını veya açığa alındığını savundu.
Elcil, “Bir yandan dini baskılarla Türkiye halklarının baskı altına alındığını, diğer yandansa polis baskısıyla suçsuz insanların “Balyoz ve Ergenekon” senaryosunda olduğu gibi tutuklanıp hapse atıldığını ifade etti.
“FETÖ terör örgütlenmesi” ve “PKK temizliği” bahanesiyle “korku imparatorluğu” yaratıldığını iddia eden Elcil, muhalif sesleri susturup, başkanlık sistemine geçişle demokrasi karşıtı bir “dikta rejimi” yaratılmaya çalışıldığını savundu. Elcil, “Bir yandan dini baskılarla Türkiye halkları baskı altına alınırken diğer yandan ise polis baskısı ile suçsuz insanlar aynen Balyoz ve Ergenekon senaryosunda olduğu gibi tutuklanıp hapse atılmaya devam edilmektedir” ifadesini kullandı.
“Cumhuriyet Gazetesi” baskınına da dikkat çeken Elcil, burada çalışan ve yıllardan beri gericiliğe, yobazlığa ve Fetullah Gülen tehlikesine dikkat çeken gazetecilerin dahi “FETÖ” terör örgütüne üye olmakla suçlanıp hapse atıldıklarına dikkat çekti.
Elcil, olağanüstü hal çerçevesinde hareket eden AKP hükümetinin, TC Anayasası ve yasaları askıya aldığını savunarak, Türkiye’nin Nazi Almanya’sına benzediğini iddia etti.
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Laikliğin tanımını yeniden yaptık” sözlerine de değinen Elcil, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aslında “laik Türkiye Cumhuriyeti yerine şeriata bağlı İslam devleti” arzusunu açık açık ortaya koyduğunu savundu.
Editör: TE Bilisim