Yazmadan edemeyeceğim;
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, dün adaylığını açıklarken hayretler içinde izledim…
Çok daha profesyonel bir çalışma beklerdim, çok amatör bir çalışma olmuş!
Öncelikle kravatı gözüme takıldı…
En az üç santim sağa doğru eğikti!
Hadi canlı yayın olsa anlarım ama bu konuşma yapıldıktan sonra etrafındaki iletişim uzmanları hiç mi izlemediler kaseti?
Sonra tavandaki bol ışıklı avize battı gözüme!
Tam da Derviş beyin kafasının hemen üstünde absürt bir duruş sergiliyordu…
Yani kamerayı 5 yaşındaki çocuğa bıraksanız açıyı hemen değiştirir, böyle çirkin bir görüntü ortaya çıkmazdı!
Arkadaki boş koltuklar ona keza!
Belki konuşmada da söylendiği gibi, Saray’ın halka açıldığı mesajı verilmek isteniyordu ama bana göre boş duran koltuklar, halen kapıların halka açılmadığı mesajını daha çok veriyordu…
Bu arada iki tane bayrak nasıl oldu da unutuldu bir yerlere konulmaya halen anlamış değilim!
Niçin canlı yayın değil de bant yayın yapıldı ve basına soru sormaları için fırsat verilmedi o da çok ayrı bir tartışma!
Sonuçta Derviş bey aylardır merakla beklenen açıklamasını yaptı ve ‘bağımsız’ olarak adaylığını ilan etti…
“Bağımsız” aday olarak çıkması bizce UBP’ye çok fazla güvenmediğindendir çünkü arkasında çok sağlam duran bir parti yok!
Bu mesaj aslında DP’ye verilen bir mesaj olsa gerek…
Bu açıklamadan sonra bize ‘hayırlı ve uğurlu olsun’ demek düşer!
Biz tadında bırakmasını ister, gönüllerde hep ‘lider’ olarak kalmasını temenni ederdik ama yılların politikacısının da mutlaka bir bildiği vardır diye düşünürüz…
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu adaylığını açıkladıktan sonra bir diğer aday Kudret Özersay’ı arama ihtiyacı hissettim…
Çünkü yaklaşık iki haftadır Özersay’ın adaylıktan çekileceğini iddia eden mesajlar alıyordum…
Hatta Eroğlu adaylığını açıkladıktan sonra ‘çekilecek’ diyenler vardı!
Sözüm ona Kudret Özersay, hala derviş beyin adamı idi ve seçim stratejilerini de sözde birlikte geliştirmişlerdi!
Konuya balıklama girip ‘adaylıktan çekilecek misiniz’ diye sordum.
Verdiği cevap şöyle oldu;
“Ne münasebet”
Türkçesi, ne mümkün!
İyi de Derviş beyle başlayıp, Kudret Özersay’a niçin geldim?
Seçim ilk bakışta Eroğlu, Siber ve Akıncı arasında geçecek gibi görülüyor, buraya kadar tamam.
Şu anda Kudret Özersay’a şans tanıyanların oranı oldukça düşük…
Hatta geçtiğimiz ay içinde bir partimizin yaptığı ankette Özersay’ın yüzde 4’lerde olduğunu gözlerimle gördüm, ama bu değildir ki Nisan ayında orada kalacak…
Bu rakamın daha fazla üzerinde oy alacağını tahmin ediyorum çünkü bu seçimlerde tepki oylarının Özersay’a akacığını düşünüyorum.
Seçim sonuçlarında Özersay dördüncü çıkabilir ama onun alacağı oyların hele de ikinci tur olursa Cumhurbaşkanını belirleyeceğine inanıyorum!
Peki Özersay kazanamaz mı?
Kazanabilir ama bu herkes için sürpriz olur!
Özersay kazanamasa da belirleyici olacağı için önemli bir isimdir ve diğer adaylar bütün planlarını buna göre yapmalıdır…
 
 
Sayıştay’a 50 kişi alınsın!
 
Öneri bir okuyucudan geldi;
Malum büyük paraların döndüğü devlet dairelerinde bir takım yolsuzluk ve arsızlıklar haliyle oluyor…
Hepsini aynı kefeye koyamayız tabi ki ama kamuoyunda yolsuzluklar konusunda biraz da ön yargılı olarak tepki var…
İşte bu nedenle vatandaş diyor ki;
“Sayıştay’a 50 kişi istihdam edilsin…”
Niçin 50 kişi bilemiyorum ama gerekçe şu;
Sayıştay’ın görevlendireceği denetçilerin her biri günlük mesaisini para işinin döndüğü dairelerde geçersin…
Yani olası hortumlamalara anında müdahale etsin…
Mantık dışı bir teklif değil bu!
Ayrıca hala bazı kamu iş yerlerine ki bunda Sayıştay’ı kastediyoruz vatandaş tarafından güven duyulması da az buz bir şey değil…
Ben öneriyi daha da ileriye götürüyor ve 50 kişiyi 100 kişi yapmalarını öneriyorum.
Çift dikiş olsun, sağlam olsun diye…
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Derviş EROĞLU, Cumhurbaşkanlığı adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Bağımsız aday olmanız bile UBP’ye ne kadar güvenmediğinizi gösteriyor. DP oylarının ne kadarını alırsınız bilemeyiz ama hesabı kitabı çok iyi yapmalısınız. Zira çok zorlu bir seçim olacak, oylar da aslanın ağzında…
Sayın Ömer KALYONCU, Pervin hanımın pankart açıklamasına verdiğiniz destek dikkatlerden kaçmadı. Bazı partilileriniz buna epey bozulsa da şimdilik tepki vermemeyi tercih ediyorlar.
Sayın Yıltan MUSLU, daireden ayağınızı kaydırmak isteyenler kim, sizin yerinize kimi oturtmak istiyorlar? İşte bütün mesele burada yatıyor. Bu arada sizin alnınız açıksa çok fazla kafanıza takmayın deriz. Yakında her şey gün yüzüne çıkacaktır…
Sayın Pervin GÜRLER, yani şunun şurasında artık emekliliğe sayılı aylar kaldı niçin kendinizi hedef tahtası yapacak açıklamalar yaparsınız ki? Bu ülkede doğru söyleyeni dokuz köyden kovduklarını bilmiyor musunuz?
Sayın Kudret ÖZERSAY, adaylık konusunda net açıklamalarınız çok iyi oldu çünkü kamuoyunda bir yanlış yönlendirme söz konusu idi. Bu arada siz seçilmeseniz bile Cumhurbaşkanını belirleyen sizin alacağınız oylar olacak. Bu bile büyük keyif değil mi?
Sayın Muharrem FAİZ, siyasi partilere ve özel kurumlara yaptığınız seçim anketlerini gözünüz gibi koruduğunuz ve dostlarla bile paylaşmadığınız söyleniyor. Şu anda sizin yerinizde olmak isteyen o kadar çok kişi var ki?
Sayın Zeren MUNGAN, 13’ncü maaşlar konusundaki açıklamanız sadece kamudan maaş çekenleri değil piyasadaki esnaf ve işadamının da yüreğine su serpti. Zira çoğu kesimin gözü bu parada ve haliyle çarşıya bir nefes aldıracak.
Sayın Önder SENNAROĞLU, 13.2 milyonluk bir jeneratör ihalesi nasıl olur da ihalesiz olur işte bunu anlamak mümkün değil. KIB-TEK kurmayları ile aranız biraz nahoş ama bu işi takip etmenizi öneririz. Tabi ki partinizden bir uyarı almazsanız!
Sayın Kutlay ERK, ülkenin polis genel müdür vekili konusunda biraz fazla acımasız bir açıklama yapmadınız mı? Sonuçta Pervin hanım da emir kulu ve bu konuda talimat aldığı kurumlar var. Teşhisiniz doğru olabilir ama hedefiniz şaşırttı galiba. Bu arada Kıb-Tek’e usulsüz istihdam yapanlar ne yapsın?
Sayın Serhat AKPINAR, normalde devletin ya da meclisin yapması gereken görevi siz üstlendiniz ve vatandaşın Anayasa değişikliğine niçin hayır dediğinin gerekçelerini hep birlikte öğrendik. Özel sektör ruhu böyle bir şey olmalı değil mi?
Sayın Rıfat SİBER, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için partiden ayrı çok özel bir ekip kurup kulislere başladığınızı öğrendik. Seçimler kıran kırana geçeceğine göre birkaç yüz tane oy bile sağlasanız sonuca etki edebilir. Bu arada Cumhurbaşkanı eşi olmak size yakışır yani…
Sayın Ömür CANATEŞ, belinizden muzdarip olunca ofisinize gelen ziyaretçi sayısında büyük bir yoğunluk yaşamaya başlamışsınız. Büyük geçmiş olsun. Bir önce sağlığınıza kavuşun ki Cemal hocanın meyhane damarı kabardı diyorlar. Vatandaş yeme içmeye gelmiş dünyaya…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Üstün İnsan Şeref Madalyası’nın bu sene size verildiğini duyduk, tebrik ederiz. Partiliniz hem sevindi hem de epey şaşırdı. Bence o madalyayı ceketinizin yakasından hiç çıkarmayın ki muhalifleriniz çatlasın…
Sayın Turan BÜYÜKYILMAZ, aylardır beklenen ve özlenen Hamsi Günü için artık sayılı saatler kaldı. Şimdi artık en azından Pazar günü birkaç saat yağmur yağmasın diye dua etmeye kaldı iş değil mi?
Sayın Yasemin TANPINAR, evinize bir Pekinez yavrusu almak istediğinizi ancak eşinizin buna müsaade etmediğini duyduk. Hayvan sever dernekleri bunu mutlaka dikkate alacaklardır. Bakalım el mi yaman bey mi?
Sayın İsmet ESENYEL, uluslar arası başarılarınızı memnuniyetle izliyoruz. Madem ki turizm adasıyız çalışmaları bu konunun üzerinde yoğunlaştırmakta fayda var. Umarız bu gerçeği hükümet edenler de görüyordur.
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 
Günün Fıkrası
 
Motoru sıcak tutacaksın


80’lik ihtiyar 20 yaşındaki kıza aşık olur ve evlenirler. Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam ederken bir yıl sonra ihtiyar
karısını doğum yapmak üzere hastaneye getirir. Herkes şaşkınlık içindedir. Derken hemşire gelip adamı tebrik eder.
-"Bu mükemmel bir şey! Bu yaşta bunu
nasıl başardınız ?"
-"Eee" der ihtiyar, "Motoru sıcak tutacaksın kızım!"
Ertesi yıl 80’lik ihtiyarın 20’lik karısı tekrar hamile kalır ve yine aynı hastaneye gelirler. Hemşire yine büyük bir şaşkınlık içinde,
-"Tebrik ederim, bu olağanüstü bir şey!" deyince ihtiyar kıs kıs güler, 
-"Sana söyledim. Motoru sıcak tutacaksın!"
Bir sonraki yıl, ihtiyarın karısı yine hamiledir ve karısı
doğumhanede iken gelen hemşire ihtiyara, 
-"Vay be ne erkekmişsin!" der. İhtiyar,
-"Motoru sıcak tutacaksın" diye cevap verince hemşire atılır:
-"Eh artık yağı değiştirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!"