Bu ülkede hemen hemen herkes ya sistemden ya hükümetten ya da siyasilerden rahatsız… Rahatsız olmasına rahatsız da unutulan bir şey var. Bugün inanarak oy verdiğimiz siyasetçiler bizlerin sayesinde o koltuklarda oturuyorlar.

Yani onları seçen de biziz o koltuklara oturtan da…

Biz kimler tarafından yönetilmek istedik ise onlara oy verdik. Kimse kendi isteği ile o koltuklara oturmadı. Son kararı biz verdik.

Bu ülkede demokrasi var. Yani kimse kimseye zorla oy verdirmiyor. Herkes kendi özgür düşüncelerine göre, aklının erdiği kişiye oy kullandı. Birçoğu belki para ile oyunu sattı ya da bilmeyerek kendini kullandırdı ama yine de kendi tercihini yaptı. Sandık arkasında herkes istediği adama oy verdi. Şimdi kimse kimseyi suçlamaya kalkmasın.

Kısaca bugün şikâyet ettiklerimiz, dün seçtiklerimizdir.

Onları seçen bizler, bugün seçilmişler tarafından yönetiliyoruz ya da yönetilmeye çalışılıyoruz.

Herkes sistemi eleştiriyor çünkü sistemsizlik hat safhada.

Dün iktidarda olanlar bugün o koltuğu teslim alanları eleştiriyor. Ama eleştiriden öteye gidip, bir şey yapmıyor.

Mademki eleştiriyorlar peki bugün neden bu sistemin değişmesi için çaba göstermiyorlar?

Hükümetten şikâyetçiyiz diyorlar. Peki, nasıl bir hükümet hayal ederek yaşıyorlar? Kimse hayal ettiklerini hayata geçirmek için çaba göstermez ve sadece şikâyet ederse bu sistem de hükümet de bir adım öteye gitmez ve değişmez.

Her gün sanal ortamda yazılanları çizilenleri takip ediyordum da… Peki, biz ne istiyoruz? Değişim mi? Mademki değişim istiyoruz neden istemediklerimizi seçtik? Mademki seçtik peki neden şikâyet ediyoruz? Ya da öneriniz nedir? Sürekli eleştirerek bir notaya varılmaz. Eleştiri yerine önerilerle hedefe ulaşılır. Ama toplum olarak sadece yargılıyoruz. Çok az kişi önerisini ortaya sunuyor, geriye kalan herkes sistemi ve hükümeti acımasızca eleştiriyor.

Hemen hemen kimse bu durumdan hoşnut değil, bu bir gerçek. Fakat hoşnut olmadıklarımızdan sürekli şikâyet etmek yerine arada sırada öneriler sunalım. Belki iki adım geriye değil de bir adım ileriye gidebiliriz.

Bakanları, milletvekillerini ve belediye başkanlarını o koltuklara bizler layık gördük. Henüz koltuğuna yeni oturan birçok siyasetçiyi elimizdeki güç olan klavye ile her gün sanal ortamda acımasızca eleştirmek yerine yapıcı yöntemler denemeliyiz. Yoksa kocakarı misali sadece söylenmekle yetiniriz.