Kuran kursları konusunda yaşanan polemik aslında çok yeni bir şey değil…

Yıllardan beridir bunu yaşıyoruz!

Yapılan tartışmaların birçoğunun da siyasi olduğu doğrudur…

Bu konuda doğrular değil sadece ideolojik görüşler ön planda tutulur!

Siyaset üzerinden din tartışmaları yaşanır…

Oysa din konusu tamamen inanç özgürlüğüdür!

Ama işte gelin görün ki işin içine siyaset ve siyasiler girince şu sıralarda şimdi sadece içeride değil dışarıya da sıçradı bu konu…

Geçmişte olduğu gibi!

Hele bir takım çok ama çok ağır suçlamalar Anadolu insanından geliyorsa işte o zaman insanın içi sızlıyor…

Bir kez daha öyle bir hava estirildi ki sanki de birileri Anadolu insanı ile Kıbrıs Türkünün arasına bir kez daha nifak tohumları atarak bambaşka bir zemin hazırlanmak isteniyor!

Artık bu düşmanlık çabaları kimin ya da kimlerin işine yarayacaksa, bunu kestirmek şu anda zor…

Türkiye’deki bazı siyasilerin ve köşe yazarlarının suçlamalarını son üç gündür takip ediyoruz…

Elbette tedirgin oluyoruz ama!

Hadi diyelim ki onların amacı siyasi rant elde edip bir adım önde olma meselesi…

Peki ya Anadolu halkının bu konuda düşüncesi ne?

Tam bir felaket…

Yaptıkları yorumları okuyunca gözlerimize inanamıyoruz!

Ayrıca tüylerimiz diken diken oluyor…

Doğal olar da ürperiyoruz!

Korkmuyoruz desek yalan olur…

Kin ve nefret kusan yorumlar Anadolu insanından yapılıyor!

Suçlanan ise yine yıllar önce Anadolu’dan buraya gelip burada vatan yaratan insanlar…

Bir yerlere sürükleniyoruz, ya da birileri böyle olmamız için düğmeye basmış belli ki!

İşte Anadolu insanlarından ‘yavru’ dedikleri, aslında başka bir Anadolu diyarı olan topraklarda yaşayan Kıbrıs Türküne yapılan bazı o iğrenç, asal kabul edilemeyecek, sindirilemeyecek yorumlar;

“Bu Kıbrıslıları ben bir türlü anlamıyorum. Rumların elinden biz kurtardık. Paraları Türkiye’den gidiyor, Suyu Türkiye gönderiyor. Asgari ücret orada daha fazla veriliyor. Hem lüks yaşatıyoruz hem de bizi ve askerimizi sevmiyorlar. Yüzde 95’i solcu, Allah din ve kitapları yok. Böyle nankör bir millet görmedim…”

“Bu soysuzlar bitmedi, bitmeyecek. Ulan soysuzlar dininiz İslam değilse bile Müslüman bir ülkede ne cesaretle kuran kurslarını kapatıyorsunuz. Siz kimin uşağısınız. Sizde onur ve şeref kalmamış…”

“Kıbrıs’ta ne kadar Rum tohumu varmış, şerefsizler…”

“Anavatanın şehitlerinin kanlarıyla sulanan toprağı vatansız ve soysuzlara ver, onlar da Rumlara peşkeş çeksin. Kıbrıs Türkiye’ye bağlanmalıdır…”

“Bu şerefsizler Çanakkale’de kendi cenaze namazını kolan 57. Alayın kemiklerini sızlatıyorlar. Kuran kurslarının yasaklanması ne demektir kansızlar…”

“Bunlar kesinlikle Rumlaşmış. Bir vatandaş olarak benim gibi Müslümanlardan alınıp Kıbrıs’a verilen paralar haram olsun. ..”

“Bunlar alçak ve şerefsiz. Laikliğiniz batsın sizin. Bizden aldıkları ile Rumlara gavurlara uşaklık yapıyorlar. Sizi orada durduranlara lanet olsun. Gavurun uşakları…”

“Bu kanı bozuk İslam düşmanı Anayasa Mahkemesi Başkanı oraya nasıl başkan oldu. Bu kansızlardan bir türlü kurtulamadık. Sabrımızı zorlamayın…”

Kıbrıs'ı Rum işgaline hazırlamak için alınmış bir karar kararı alanlar vatan hainliğin den idam edilmelidir..”

“Rum artıkları Yunan dölleri her yerde ne yazık ki. Bunları tekrar denize dökmek gerekiyor.”

MESAJ KUTUSU

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, Genel Sekreter olduktan sonra 906 kişinin gizli kapaklı parti üyesi yapıldığını fark ettiğiniz ve konuyu yargıya taşıyacağınız konuşuluyor. Daha durun bakalım kurultay tarihi yaklaştıkça nelerle karşılaşacaksınız, artık hep birlikte göreceğiz…

Sayın Fikri ATAOĞLU, Bafra’daki oteller konaklama için 3 gün değil 7 gün olması için girişim başlatmanızı isteyen mesajlar göndermeye başladılar. Zira o bölge zaten kendiliğinden izole olması nedeniyle çok da haksız olmasalar gerek değil mi?

Sayın Orsel NEŞE, yılların DP’lisi olarak erken genel seçimleri beklerken bir partiden transfer teklifi aldığınız ve kafanızın bu konuda hayli karışık olduğu söyleniyor. Bu arada aracı olanların isimleri de gayet manidar değil mi? Hadi bakalım uykusuz geceler sizi bekliyor artık…

Sayın Ahmet KAŞİF, Yarın özel bir uçakla İstanbul’a uçacağınızı duyduk haliyle meraklandık. Umarız endişe edecek bir durum yoktur. Hayırlısı ile gidin hayırlısı ile gelin bakalım, bir ara buluşup kahve sohbetinde gidiş nedeninizi öğreniriz artık…

Sayın Halil TALAYKURT, genel seçimlerde milletvekili adayı olacağınızı artık açık ve seçik olarak dillendirmeye başlamış, ayın zamanda kulisleri de yoğunlaştırmışsınız. Bölgenizin güçlü bir partilisi olarak şimdiden hayırlara vesile olsun diyoruz…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, konuk bakan Çavuşoğlu’nun Ercan’a inişinden hemen sonra fazlasıyla samimi kucaklaşmanız kamuoyuna verilen önemli bir mesaj olarak algılandı. Bu arada sosyal mesafe kuralları göz ardı edilince eleştirenler de yok değil tabi ki…

Sayın Leman KUTAY, siz en iyisi Bakanlar Kurulu toplantılarından sonra yapılacak olan basın açıklamalarının saatini vermeyin ki özellikle de basın mensupları saatlerce beklemesinler. Zira bizim siyasiler her zaman saat konusunda sınıfta kalmışlardır…

Sayın Sıla Usan İNCİRLİ, parti içinde bir gurup sizin Lefkoşa Belediye Başkan adayı olmanız için bazı kulislere başlamışlar diye duyduk. Kabul eder misiniz bilemeyiz ama hedefinizin çk daha yüksekte olduğu da biliniyor değil mi?

Sayın Güven BENGİHAN, pozitif kervanına sizin de katıldığınızı üzülerek öğrendi. Neyse ki sporcu yapınızla bu vakayı da rahatlıkla atlatacağınızdan kuşkumuz yoktur. En kısa zamanda sokaklar sizi bekleyecektir artık…

Sayın Erhan ARIKLI, ülkede üretilen naylon poşete fon getirip yerli üreticiyi destekleme kararı alındığını duyan tüccarların ciddi bir şekilde bu ürünleri stoklamaya başladığı yönünde haberler geliyor. Demek ki yerli üretici yine bu işten bir şey anlamayacak. Konuyu bir araştırmakta yarar görüyoruz…