Eser Küçük, 33 yaşında. En verimli yaşlarında, genç, dinamik, üretken…idi! Bundan yaklaşık 4,5 ay kadar önce hayatını tehdit eden bir sağlık sorunu yaşadı. Beynindeki anevrizma (damar balonlaşması) nedeniyle, beyin kanaması geçirdi. Tanı sürecinde birtakım sıkıntılar yaşadığı medyaya daha sonra yansıdı. Tanı konulduğunda bilinci kapalı idi. Günlerce, haftalarca yoğun bakımda yattı.

Orta ağırlıkta bir felç (inme) hastası görünümüne bürünmüştü. Yatağında idi, oturamıyor, konuşamıyor, kendi olanakları ile verimli nefes alamadığı için, boğazından açılan bir delikle (trakeostomi) nefes alabiliyordu. Yutma fonksiyonu da etkilendiği için, burnundan midesine inen tüp (nazagastrik sonda) ile beslenmesi sağlanabiliyordu. Günler geçtikçe, eklemleri sertleşmeye, kasları erimeye başlamıştı. Tıbben bir ‘’bakım hastası’’ olmaktan öteye gidemeyeceğe benziyordu. Zaman aleyhine işliyordu!
Ailesi, tedavisinin peşini bırakmaya niyetli değildi. Eser’in başından bir an olsun ayrılmıyor, yanında durup onunla sürekli konuşuyor, moral veriyordu. Ancak, ailesine göre, Eser bir türlü düzelemiyordu. En nihayetinde, kendi olanakları ile, Türkiye’deki rehabilitasyon merkezlerini araştırdılar ve birisini seçtiler. Memorial Şişli Hastanesi Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi, Nörorehabilitasyon ve Robotik Rehabilitasyon Merkezi’nde karar kıldılar. Burada görev yapan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı, Prof Dr. Engin Çakar ile iletişime geçtiler. (Engin, GATA’dan sınıf arkadaşımdır. Azimli, araştırıcı, meraklı, bilgili bir kimliğe sahiptir. Kendisini tanıdığımdan beridir, hastalarına karşı oldukça nazik yaklaşır. Belki de hekimlik adına en öne çıkan özelliği ise ‘’ilgili’’ hekim olmasıdır.)
Yeni doktoru, Prof. Dr. Çakar, Eser’i tepeden tırnağa yeniden değerlendirdi. Onunla ‘’yakından ilgilendi.’’ Önce akciğerlerinin solunum kapasitesini artırmak için kolları sıvadı. Solunum egzersizleri yaptı, yaptırdı. Hemen akabinde, yutma terapisine başladı ve kısa sürede, Eser’in burnundan midesine inen tüpten de kurtulmasını sağladı. Eser artık rehabilitasyon adına daha çok potansiyele sahipti. Robotik teknolojinin de desteği ile, yoğun bir rehabilitasyon sürecine girdi. Her geçen gün eriyen kaslarının kuvvetlendiğine şahit oldu. Kendine güveni arttı, yüzü yeniden güler oldu. Doktoru Prof. Dr. Engin Çakar’ın ise yüzü, belki ondan daha çok gülüyordu sevinçten!
Ve Eser, ayağa kalktı! Kendisi ile ‘’ilgilenen’’ doktoru ile, arkadaşı ile poz verdi! Sevdiklerine iyi olduğuna dair mesajını sosyal medya hesabından kendisi paylaştı! KKTC’den bakım hastası olarak Türkiye Şişli Memorial Hastanesi’ne getirilen Eser, fizyoterapi ve rehabilitasyon konusunda Türkiye’nin en iyilerinden olan, ancak her şeyden önce ‘’ilgili’’ olan bir doktorun ellerinde, felce ‘’esir’’ olmaktan kurtulup, yeniden ‘’esmek’’ için sabırsızlanır oldu! 
……
Peki ya Eser’in tedavi masrafları? Ailesi tarafından karşılanmış ise, sosyal devletimiz bir defa daha sınıfta kaldı! (Gerçi bu sağlık sistemi, mevcut hali ve uygulamaları ile, değil sınıfta kalmayı, okuldan tastikname almayı bile hakediyor!) Yok eğer, devlet, Eser’i kurul kararı ile sevk etmiş ise, büyük bölümü ülkemizde de gerçekleştirilebilecek rehabilitasyon süreci, Eser’e ülkemizde neden yaşatıl(a)madı? Evet değerli okuyucular, işin maddi boyutu bir yana, Eser’i İLGİ kurtardı! KKTC’den Türkiye’ye bakım hastası olarak uçakla götürülen Eser, dokuz haftalık ‘’ilgi’’nin sonunda, ayağa kalktı!
Bilgi her yerde vardır, ararsın bulursun. Ancak ülkemizde bilgili olmak bir yana, bilgisini pratiğe aktarma cimriliği mi dersiniz, kayıtsızlık mı dersiniz, gelenek haline gelmiş ilgisizlik mi dersiniz, ne derseniz deyin, karşımızda ülkemizin sağlık sistemi adına, koskoca bir hayal kırıklığı duruyor. Ülkemizde yutma rehabilitasyonu yapanlar yok mu? Var! Ülkemizde kendisini ‘’solunum doktoru’’ bile ilan edenler yok mu? Var! Ülkemizde rehabilitasyon için gerekli uzman doktor, fizyoterapist, hemşire yok mu? Var! Peki ne yok? Koordinasyon ve ‘’yeterli ilgi’’ yok, ‘’enerji’’ yok! Kimse kızmasın, güvenmesin ama bunlar yok! Dolayısıyla, sadece Eser örneğinde değil, birçok alanda, çaresizlik içerisinde, kendi sağlığını kurtarmaya çalışan hastalar ortalıkta dolaşıyor. Yana döne ‘’ilgi’’ arıyor!
…..
Bir taraftan, ülkemizde, sağlık adına ciddi adımlar attığımızı ilan ederken, bir taraftan da hastalarımız için gerekli en temel tedavi ve bakım hizmetlerinin koordine edilememesinin acı yükünü, yine hastalarımızın yaşam boyu sırtlarında taşımalarına neden oluyoruz. Eser hem şanssız, hem de son anda şanslı idi. Tanı süreci de dahil olmak üzere, yaşadıkları adeta kabus gibi olsa da, sonunda yüzü gülmeye başlamıştı. Şişli Memorial’in güler yüzlü ve ‘’ilgili’’ doktoru, onun ‘’desteksiz’’ hayata tutunabilmesinin en büyük ‘’destekçisi’’ oluvermişti! Bravo Eser! Daha da iyi olacaksın! Teşekkürler Prof. Dr. Engin Çakar.
Dr. H. İlker İpekdal 
İletişim: 0542-8529899