Memleketin başka gailesi yokmuş gibi günler, aylar, hatta yıl itibarı ile gündemi boş yere meşgul eden UBP sendromu artık öyle bir kronik hal almış ki gün geçmiyor ki yapılan absürt hareketler tahammül sınırlarımızı zorlamasın.

Son bir haftadır UBP Milletvekili Hasan Taçoy’un bir tv kanalında “muhalefet mevcut hükümete güvensizlik önergesi versin bizler UBP muhalifleri olarak destek veririz” demesiyle hükümetin 4 yıldır sürdürdüğü işkence bir tarafa itilip cümleten basın, yayın ve tüm siyasi aktörler kullu makka kuyuya atılan bu taşın peşine düşmüş.

UBP içerisinde yaşanan kaosun akut düzeye ulaşması Kurultay döneminde patlama noktasına gelmesi ile ardından İrsenci ve Kaşifçiler parti içerisinde resmen karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş ve mevki ve makam paylaşımının ve buna bağlı olarak nemalanma katsayısının “adil “olarak !!! paylaşılamaması ile yine bir konsensüsün sağlanamamıştır.

Parti içindeki bu sıkıntı ne ideolojik ne icraati ne de parti elden gidiyor mantığına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Bu sıkıntı bir PAYLAŞIM kavgasından başka bir şey değildir.

Hal böyle iken yarın Hükümetin düşmesi için muhalefet de bana göre bu oyunun içerisine çekilerek UBP Muhaliflerinin pazarlık sürecine katkı sağlanması amacı güdülüyor. Daha önce CTP-BG tarafından yanılmıyorsam 2 veya 3 kez güvensizlik önergesi verilmesine rağmen o zamanlar partiden ihraçları söz konusu olmayan UBP muhalifleri buna şiddetle karşı çıkmış ve destek vermemişlerdi.

Şimdi ne oldu da muhalif UBP’liler dört elle bu hükümet düşürme sevdasına düştüler ? Dünle bugün arasındaki fark nedir? Tabi ki beklenenin olması umudu !! Olmayınca da tehdit unsuru olarak güvensizlik önergesi. Hadi canım siz de. Samimiyseniz adam gibi halkın karşısına çıkarsınız ve her biriniz gerekçeleriniz ve alternatif önerilerinizle bu güvensizlik önergesinin altına niye imza koyduğunuzu söylersiniz. Aksi, sizin bu blöfü “al gülüm ver gülüm” beklentisi ile yaptığınızın bir ispatı olacaktır.

UBP içerisinde bir sonraki Genel Seçimlerin hesabını yapan ve mevcut vekillerin yarısının meclise seçilip giremeyeceği gerçeğinin de farkında olan mevcutların da paçalarının tutuşmasına şaşmamak lazım. Özellikle seçilmemeleri durumunda halk tabiri ile APLOS kalacak olanları daha da bir endişe sarmış durumda.

Bakanlık da yapmış kişiler öğretmenliğe, yaptığı asli mesleğini unutanların “bıyıkları kesilmiş kedi” gibi iş hayatına, bazılarının dükkana ve bazılarının da mahalleye geri dönme kabusu yaşaması zorlarına gidecek sanırım. Ha unutmadan bazılarına da mahkeme yollarının görünmesi söz konusu. İşte bu bağlamda bu güvensizlik oylaması mevzusunda Ahmet Kaşif’e de arkadaşları tarafından bir son dakika GOMBİNASI yapılması olasılık dışı değil.

Netice itibarı ile görülmemiş rezilliklere ve halka yönelik ihanetlere imza atmış olan bu hükümetin bugünden tezi yok gitmesi konusunda halkın büyük bir çoğunluğu hemfikirken iktidardan indirilmesi gerekir. Her ne kadar da Genel Seçimlere 11 aylık kısa bir süre kalmışsa da daha Erken bir Genel Seçim kaçınılmaz bir realite olarak karşımızda durmaktadır.

Tüm bunların ışığında muhalefet de (özellikle CTP-BG) atılacak olan her bir adımına dikkat edip bu sürecin sonunda zararlı çıkacağı atraksiyonlara balıklama girmeme yönünde politikalar geliştirip akıl yoluyla hareket etmeli ve topaçlara taş çıkartan UBP ve UBP muhaliflerine de güvenmemelidir.

TDP ve DP’nin bir çok kez UBP ile hükümet veya Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dirsek temasında bulunması şuan gündemde olan güvensizlik önergesi konusunda da UBP muhalifleriyle de olsa aynı yolda yürümeleri yadırganmasa da bu yolda CTP-BG her adımını yüz kez değerlendirerek atmalı.

BİLİNEN GOMBİNA TEORİSİ’ne kurban olmamalı…… Alınacak her bir karar küçük kişisel hesaplar çerçevesinde değil; toplumsal çıkarlar çerçevesinde alınmalı.