“Kızmak ya da kızmamak!”

“Beğenmek ya da beğenmemek!”

Aslında bunlar çok önemli sorular… Çünkü Yeniden Doğuş Partisi (YDP)’nin siyasi olarak ortaya çıkış hedeflerinin en başında,“bizden hiç kimseyi devlet makamlarında önemli noktalara getirmiyorlar, bize ayrımcılık yapıyorlar” noktası vardı.Hatırlatırım

Bu nedenle doğrusunu isterseniz YDPMilletvekili Bertan Zaroğlu’nun meclisteki konuşmasında dile getirmiş olduğu Ulusal Birlik Partisi içerisindeki karmaşa nedeniyle Ekonomi Bakanlığı’na giden Erhan Arıklı’nın aslında sadece çalışma ofisini değiştirdiği ama bununla ilgili gerçekleştirmek istediği hedeflerin hiçbirine ulaşmasının henüzmümkün bırakılmadığı,çünkü ekibini kurması ve çalışmalarını başlatması ile ilgili yolunun açılmadığı yönündeki eleştirilerini ben garipsemiyorum.Zaten en baştan itibaren hedef olarak bunu ortaya koymuşlardı.Haliyle bu hedeflerini gerçekleştirmek yönünde azimle çalışmaları, destekçilerine verdikleri sözü tutmak için beklemekte olduklarını biliyoruz!

O halde niye şaşırıyoruz?

Şaşırmak bizi bir yere götürmüyor ki…Adamlar, baştan itibaren ne istediklerini söylediler. Şimdi de istediklerini uygulamak için kendilerini ortam yaratılmadığı için dert yanıyorlar. Hem kararlılıklarını ifade edip hem de baskı oluşturuyorlar. Böylece yandaşlarına da meclisimizin içinden “vazgeçmedik ama bizi yine engelliyorlar” mesajın veriyorlar.

Haklılar!İdeolojik olarak haklı olduklarını söylemiyorum. Onlar gibi düşündüğümü veyabunu tasvip ettiğimi de söylemiyorum. Bilakis ciddi anlamda ayrımcılık yaptıklarını tekrar ediyorum. Kökeni Türkiye olan insanlarla, kökeni Kıbrıs olanlar arasında ciddi bir ayrımcılığı ve kavgayı tetiklediklerini de hala söylüyorum. Irkçı hareketlerin pekişmesine katkı sağladıklarını biliyorum.

Sadece bizi rahatsız ediyorsa neden buna imkan verdiğimizi sorguluyorum!

Önemli olan YDP’nin koalisyona alınması sürecini nasıl yönettikleriydi. UBP bunu yapmadı. Muhalefet de buna çanak tuttu bir anlamda…

Elbette kendilerine verilen bakanlıkta kendi yandaşlarının yer almasını ve oradaki kadroların buna göre oluşturulmasını istemekte çok haklılar.

Kızmaya başlamadan önce hangi ortamı yarattığımızı, bu etkenlerin neler ya da kimler olduğunu ve bu ortamın yaratılması için hangi imkanların verildiğini bir düşünün! Ondan sonra kızın!

Bu ortamı yaratmaya yardımcı olanların, gereğini en başta yapmayarak daha sonra eleştirenlerin şuan muhalefette bulunan tüm partiler olduğunu da unutmayın. O halde esas sebebin onlar olduğunu söylersek hata yapmış olmayız. Oysa bu koalisyonun kurulmasına engel olma şansları vardı.Bu koalisyonun oluşmaması için ya da bu türden sözlerle karşılaşmamak için, bu türden beklentileri eleştirmek zorunda kalmadan engelleyebilmek için ellerine imkan geçmişti.

Neden uygulamadılar?Yoksa yaparak ve yaşayarak öğrenmemiz için bize buna maruz kalma deneyimini mi yaşatmak istediler?Bize böyle bir ders bir vermek mi istediler?

Onları tek başlarına istedikleri gibi iktidara getirmeyişimiz yüzünden bizi cezalandırıyorlar mı?

Kendimizi tüm bu sorular temelinde değerlendirmeliyiz. Ayrıca başta sol partiler sonra diğerleri ve koalisyonu pekiştiren DP sorgulamalı.

Sorgulamalı ve ivedi olarak kendilerine gelmeliler.

Sanıyorum düşünceler çok açık.Başka da söz bulamıyorum.

Bertan Zaroğlu kendi durduğu noktadan yapmış olduğu eleştirilerde çok haklıdır.Bunun ne kadar doğru olduğu ya da olmadığı zaten açıktır.Bunun bir ayrımcılık olduğu aşikârdır.Bunu engellemek de yine biz seçmenlerin ve demokrasiyi savunarak demokrasinin gücüyle devletin yönetileceğini savunan ama bunu başarmamıza engel olanlarındır. Bireysel çıkarını ön plana alarak toplumu, yurdu ve devleti düşünmeyenlerindir.

Dr. Çiğdem DÜRÜST