Denktaş, “Kıbrıslı-Türkiyeli “yarasını ortadan kaldırmak için yıllarca birleştiklerini, uğraş verdiklerini belirterek, “Hepimiz,‘Bu vatan ortaktır’ fikrini aşılamaya başladık. Yine maalesef bir başka siyasi çıktı ortaya, seçilmek için, oy devşirmek için başladı o kapanmak üzere olan yarayı yeniden kaşımaya... Aynı şeyi maalesef Akıncı da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru yaptı” dedi. Dün yerelbir gazetede, geçtiğimiz gün de bir Türkiye gazetesinde kendisinin Akıncı aynı yolun yolcusu gibi bir manşet atıldığını anımsatan Denktaş, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanlığına, başbakanlığa ya da bir devlet kurumuna bir yanlış yapıldığında, bu devlete inanan bir siyasetçi olarak, o kurumun yanında hep durdum. Bu demek değildir ki o kurumun başındaki ile fikirsel olarak anlaşırım. Nitekim Sayın Akıncıyla hele Kıbrıs konusunda müthiş ayrılıklarımız vardır. Bu ayrılıkları her zaman tartıştım. Benim bir huyum vardır; tartışırken uzlaşabilmeyi, bir ara yol bulmayı, onu zorlamayı da seven, yapan ve başaran bir insanım. Genelde Sayın Akıncı ile bu anlamda anlaşamadık ama sırf bir başka istenilen seçilsin diye beni, fikrimin hiç uyuşmadığı biri ile aynı kefeye koyarsanız, beni de Rumcu ilan ederseniz, durun bakalım derim... Bu memlekette herhalde beni Rumculukla suçlayabilecek tek bir fert yoktur. ikincisi bu memlekette Rumcu yoktur. Vazgeçsinler bizi bu şekilde karalamaktan! Bir partinin tartışma sayfalarından gelen yazıları okuyorum, kendi iç haberleşmelerinden, olacak şey değil! Bizi bu şekilde ayrıştırma, bizi bu şekilde birbirimize düşürme neye hizmet edecek anlamıyorum.” “ÇÖZERSE SERDAR ÇÖZER” Denktaş konuşmasında ‘Çözerse Serdar çözer’ sloganının sadece Kıbrıs sorunu ile ilgili değil her konuda geçerli olduğuna işaret ederek, vatandaşın kendi bilincinde ‘çözerse Serdar çözer’ fikrinin var olduğunu söyledi. Denktaş, “Bu insanların aklına yerleşmiş ve halkın içinden çıkmış bir slogandır.”dedi. Denktaş, “Bu devlet bizimdir, bu coğrafya üzerinde kurulmuş bu devlet bizim için kuruldu” diyerek birine karşı olmak ya da birine karşı kullanmak için kurulmadığını belirtti. Denktaş şunları kaydetti: “Şimdi bu devlet benim egemenliğimin, siyasi eşitliğimin simgesidir. O nedenle bütün yapılanlara ses çıkarıp sözümü söylüyorum. Çünkü o davayı bugünün koşullarında devam ettirmek demek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki heyecanı yeniden düzenlemektir, tertip demektir ve ileriye götürmektir. Benim davam da şimdi budur. Denktaş'ın bu adadaki Türk varlığını korumaktı. Hedef Taksim'di, 1974’te ortak hedef olduğu için gerçekleştirildi. 1974’ten sonrası ortaya konan hedef Annan Planı’nda bertaraf edildi. Söyleyin bana Türkiye ile hangi müşterek hedefimiz vardır? Bu da günübirlik olmasından kaynaklanıyor, politikasızlıktan kaynaklanıyor.” “BİR BUÇUK YILDA BİR HÜKÜMET DEĞİŞİYOR” Ülkede bir buçuk yılda bir hükümet değiştiğine vurgu yapan Denktaş, 3 yıl sürekli Maliye Bakanlığı yapabildiğini o 3 yıl içerisinde krizlere rağmenilk kez denk bütçe yakalandığını ve , artı bütçeye geçildiğini anımsattı. İlk kez Turizm Bakanlığı’nı devraldığında turizmde planlama, yurtdışı tanıtımlarının artırılması, 5 yıldızlı otellerin açılması gibi birçok yeniliğe imza attığını kaydeden Denktaş, “Bir milyon turiste ulaşacağımızı söylediğimizde alay etmişlerdi, şimdi bir milyonun üzerindeyiz.” dedi. “SEÇİMİN OLMADIĞI BİR ORTAMDA BAŞKANLIK SİSTEMİNİ TARTIŞMAMIZ GEREKİYOR” “Mevcut sistem bir yere götürmediğini artık görüldüğünü, Başkanlık sisteminin hep seçim zamanları tartışılır gibi yapılıp ve bırakıldığını ifade eden Denktaş, şunları kaydetti: “Seçimin olmadığı bir dönemde tüm paydaşları ve uzmanları bu işin içine katarak, çevre ülkelerde varolan sistemleri inceleyerek tartışmamız gerekir. Eğer vatandaş işin içine yerleştirilirse zaten siyaset gereğini yapar. Ben 1992 yılından beri başkanlık sistemini savundum şimdi de aynı şeyi savunuyorum.” “YÜZDE 30 DEĞİL, KURUCU EŞİT ORTAK OLARAK YÜZDE 50 HAKKIMIZ VAR” Konuşmasında Başbakan Ersin Tatar’ın doğal gaz ile ilgili söylemlerini de eleştiren Denktaş, Tatar’ın özellikle Türkiye televizyonlarında yaptığı söylemlerde yerüstü ve yeraltı zenginlikleri konusunda Kıbrıslı Türklerin %30 hakkı olduğunu zannettiğini oysa KıbrısCumhuriyetin eşit ortağı olarak Kıbrıslı Türklerinyeraltı ve yerüstü zenginliklerinde %50 hak sahibi olduğunu vurguladı.