Cumhurbaşkanı Tatar “Anastasiadis, ‘bu kimliği aldınız, bana biat ediyorsunuz’ demek istiyor” diyerek, ben1974’ten önce doğdum, var ama kullanmadım. Bir yöntemi varsa iade edeceğim” dedi.

***

“Zaten kullanmadım!”

“Bende var çünkü 1974 öncesinden hakkım vardı.”

“Ben Güney’de doğmuştum.”

“Ben aldım ama kullanmıyorum.”

“Herkes alırken biz de aldık ama sonra pişman olduk.”

“Bir işimize yararsa diye almıştık. Lakin kullanma gereği duymadık.”

“Aldık çünkü hakkımız vardır. Haklarımızı elbette kullanacağız. Bunca sene onlar bizim haklarımızı gasp ettiler”…

Bahaneleri art arda o kadar artırabilirim ki aklınız hayaliniz durur!

***

İşin tek doğrusu var:

Çocuklarınız ve kendiniz AB yurttaşı da olsun diye aldınız.

Ücretsiz sağlık ve eğitim haklarından nasıl faydalanırım, uluslararası seyahatlerimi güneyden daha ucuza gerçekleştirebileceğim zaman hakkım olsun isterim gibi gerekçeleri açıkça söyleyin.

Burslar, tedaviler, aşılar ve daha pek çoğu için nasıl pasaport ve kimlik kuyruklarında beklediğiniz az fotoğraflanmadı be arkadaşlar!

Kıvırmamak gerekiyor!

Şimdi gerekirse iki devletli, egemen eşitliğe dayalı federasyon harici bir çözüm istediğini söyleyen arkadaşların güney kapılarından giriş çıkışlarını, giriş çıkışlara ek olarak güneyden dönmedikleri gece sayılarını, bunun Güneyde konaklama ve güneyden yurt dışına özellikle de İngiltere ve Avrupa’ya seyahatlerinin dökümlerini alsak, değme Birleşik Kıbrısçılardan çok daha yoğun bir trafik ile karşılaşacağımızdan en ufak bir kuşkum yok.

Üstelik Sayın Tatar diyor ki “eğer mümkünse”, nasıl teslim edilecekse bakıp yapacağım!”

Düşünün:Anastasiadis federal çözüme karşıt olan ve Kıbrıs’ta bölünmeyi savunan isimleri tespit ederek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne tehdit olarak ilan ederek yargılanmalarını isteseydi… Ya da bunların yurttaşlıklarını yargılanıncaya kadar askıya alsaydı…

Ne olurdu acaba?

Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı olduğunu kendisi ifade eden Cumhurbaşkanımız, Anastasiadis’in karşısına geçip bu devletin feshedilmesi gerektiğini dünyanın gözü önünde söyleyebiliyorsa Kıbrıs’taki anomalinin iflah olmaz görüntüsü ve ilerletilmez düğümü korkunç bir hal almış demektir.

***

Benim Cumhurbaşkanım çıkıyor ve diyor ki, evet Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşıyım ama edebilirsem iade edeceğim! Aylığına taşınıp. Buradan Türkiye’ye gidenler de var bu şekilde…

Keşke KKTC’nin eşit egemen devlet olarak yolculuğuna devam edeceğini söylediğiniz günün bir gün öncesinde icabına basaydınız Cumhurbaşkanım!

O zaman da eşit egemenlik söyleminize olan inancınız da sizi bu hususta destekleyenler de “şimdi ne olacak” şeklinde kalakalmazlardı.

Örneğin sıradan ve federal çözümü destekleyen bir yurttaş der ki:Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğim de mevcut, KKTC kimliğim de. ((Belki) TC kimliğim de vardır. Hatta kim bilir İngiliz vatandaşıyımdır da belki de…)

O zaman ben bu yurttaşlıklarımla barışık yaşar, yaşadığım coğrafya dışındakiler için fikir ileri sürmezdim. Mevcut koşullarda tümünün haklarından yasal boyutta faydalanırdım.

Ama birinden birini yıkmak, dağıtmak için harekete geçmezdim.

***

Yok artık! Bakar mısınız?

Neler konuşuyor, 4 kimliğe sahip bir yurttaşın neleri yapması gerektiğini veya neler yapabileceğini tanımlamaya çalışıyoruz

Dünyada bu halde olan bir biz varızdır. O nedenle dert etmeyin. Nasıl işimize geliyorsa aynen devam edeceğiz meraklanmayın.

Hatta bugün egemen eşitlik diyenlerin, yarın Türkiye’de, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde siyasal pozisyonlar için aday olduklarını duyarsanız şaşırmayın. Ki zaten Türkiye’de ikamet edip adaylık için buralarda aday olanlar da oldu

***

Kafanızı mı karıştırıyorum:

Üzgünüm ada karışıkken hiçbir şey aydınlatıcı olamaz değil mi?

Dr. Çiğdem DÜRÜST