Cumhurbaşkanı Akıncı daha açıklamadı ama zemini de hazırlamıyor değil…

Yaz aylarında bolca yapılan panayır ve festival ziyaretlerinden sonda şimdi de köy gezilerine başladı!

Haklı olarak nabız yokluyor…

Aynı anda diğer adayların belirlenmesini bekliyor!

Büyük ihtimalle de son açıklayan olacak…

Ağır abilik ön planda olacak anladığımız kadarıyla!

Bu arada kadro da hazır gibi…

Saray ağırlıklı olacak, sosyal medya yoğun olarak kullanılacak, bazı medya organları ve tabi ki mensupları da kendisine ciddi bir destek sağlayacak!

Durumun karışıklığına bakılırsa şu anda en güçlü adaylardan birisidir…

Çünkü onun kazanması için karşısındaki adayların yanlışları yeter de artar bile!

Akıncı ve ekibinin bu seçimlerde ana hedefi Kıbrıs Türk milliyetçiliği olacak…

Hani bir zamanlar Serdar Denktaş da denemişti ya, onun gibi bir şey!

Denktaş pek başarılı olamadı hatta büyük tepki aldı ama şu anki şartlara bakarsak bu giysi Akıncı’ya bir hayli yarayabilir…

Bunda Türkiye yaşanan ilişkilerin boyutu çok önemli!

Kaynak akışının sağlanmaması, imzalanması gereken protokoller, ülkenin kötü yönetimi hepsi birleşince Akıncı’nın Kıbrıs Türk milliyetçiliğiyle seçmenden oy isteyecek olması eğer bir sürpriz yaşanmazsa maya tutar gibi geliyor bize!

Çünkü isyan noktasına gelen kızgın bir vatandaş kitlesi var sokakta…

İnsanlar bezmiş, siyasete güveni kalmamış!

Bakın dün gelen bir okur mesajını sizlerle buradan paylaşalım;

Sayın Özadam,

Artık lütfen kaleme dökün…

Parlamenter sistem çökmüştür. Bu ülkede başkanlık sistemine geçmek şart olmuştur.

Yarın seçim olsa yine bir şey değişmeyecek, ülke koalisyon ile yönetilecek olan halkın paralarına olacaktır…”

Yukarıdaki satırlar sadece bu vatandaşın değil neredeyse büyük bir çoğunluğun duygularıdır…

Onu içindir Akıncı belli ki ülkede yaşanan sıkıntılı dönemi seçimlerde lehine döndürmek için bu boşluğu doldurmak için Kıbrıs Türk milliyetçili dahil herşeyi deneyecek ve yazın bir kenara ki başarılı da olacaktır!

...

Hafta sonu yaptığı açıklamayı lütfen dikkatle okuyunuz;

“Geçitköy Barajı'ndaki su seviyesini bugün yaptığı ziyaretle yerinde gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye'den su taşınmasının önemli bir proje olduğunu ancak hayatımızı sadece Türkiye'den gelecek suya bağlı olarak sürdürmemizin doğru olmayacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, "Her zaman söylediğim gibi kendi kaynaklarımızı ihmal etmemek, topraklarımıza düşen her damla sudan yararlanmak, suyun derelerden denize akıp gitmesini bir ölçüde önlemek ve su tasarrufuna önem vermek kaçınılmaz" dedi...”

...

Mesajı gayet net ve açık...

Parmağının ardına saklanmıyor!

Türkiye’den gelen suya rağmen kendi kaynaklarımıza sahip çıkalım diyerek burada bile seçim rantı elde etmeye çalışıyor...

Hatırlarsanız daha su gelmeden önce bu suya karşı çıkan parti ve sivil toplum örgütleri her ne kadar şimdi bu konuda sessiz kalsalar da Akıncı’nın asıl amacı onları bir kez daha uyandırmak!

Bu her ne kadar Türkiye’ye karşı bir meydan okuma olsa da, bazıları ne kadar köpürse de doğruluk payı da elbette yok değil...

...

Erhürman, Özersay açıkladı, hafta sonu da Tatar açıklayacak...

Hepsini teker teker incelediğinizde sorunlu olduklarını rahatça görebiliriz!

Ama Akıncı öyle değil işte...

Neredeyse tüm seçim anketlerinde birinci sırada çıktı!

Rakipler sıkıntılı, kendi partilerinden bile ne kadar oy kaybedecekleri konuşuluyor...

Ülke şartlar ortada, sokakta çok ciddi kızgın vatandaşlar kitlesi var!

Hele de rakip adayların birbirini düşmesi yine Akıncı’nı ekmeğine kaymak sürecek...

Balı da rakipler sürecek!

MESAJ KUTUSU

Sayın Dimağ ÇAĞINER, Final Üniversitesi olarak Diş Hekimliği Fakültesi’ni Lefkoşa’da açma kararı alınca bir büyük üniversitenin patronu fena öfkelendi ve anında devreye girdi. Bu arada bazı YÖDAK üyeleri de kendisine destek veriyor iyi takip edin deriz!

...

Sayın Kudret ÖZERSAY, dünkü Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ı anma töreninde kimseni elini sıkmamanız dikkatlerden kaçmamış olacak ki bu konuda yoğun bir mesaj bombardımanı oldu. Cumhurbaşkanı adayı olarak daha sevecen ve güler yüzlü olmanız salık veriliyor.

...

Sayın Serdar DENKTAŞ, rahmetli babanızın ölüm yıldönümünde törenlerde de değil de yurt dışında olmanız hem partilileriniz hem de kamuoyu tarafından ciddi eleştiriler aldı. Keşke birkaç saatliğine olsa katılsaydınız fena mı olurdu yani!

...

Sayın Olgun AMCAOĞLU, çok ciddi ama başarılı bir ameliyattan sonra yaklaşık bir ay kadar evinizde dinleneceğiniz ve bakanlığı evden yöneteceğiniz söyleniyor. Büyük geçmiş olsun, en kısa zamanda ayağa kalkarak eskisinden daha sağlıklı olmanızı bekliyoruz.

...

Sayın Mustafa AKINCI, seçim döneminde Ankara karşıtlığında dozu fazla kaçırmazsanız yerinde bir karar almış olacaksınız. Boşluğu iyi yakaladınız ama fazla da abartmamak gerekir değil mi?

...

Sayın Osman KORAHAN, Tapu Dairesi’nde devletin zarara uğramasına sebep olanların soruşturulmamasıyla ilgili iddialarda bulunulan bir şahsın eşinin Sayıştaylık personeli olduğu ileri sürülüyor. Bu işe bir el atarsanız devletin gelir kaybının önüne geçerek büyük iyi bir amme hizmeti yapmış olacaksınız...

...

Sayın Talip ATALAY, Lefkoşa’da hemen yol üstündeki Ortaköy Camii’ne hiç ziyarette bulundunuz mu bilmiyoruz ama en azından birilerini oraya göndererek binanın içler acısı durumu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Allah’ın evi demeye bin şahit ister...

...

Sayın Erman YAYLALI, kaynak arayışları devam ederken bu konuda içki ve sigaraya okkalı zam önerinizin altına imzamızı atarız. Bağımlılar her ne kadar isyan edecek olsa da en azından mantıklı bir yoldu...

...

Sayın Sedat AVCAN, Cuma günkü nikah töreni esnasında iki ayakkabınızın birden tabanının kopması kötü bir sürpriz olsa da yeni yaşamanızda sağlıklı ve mutlu günler dileriz. Nikahta da keramet vardır değil mi?

...

Sayın Enver MAMÜLCÜ, dün sabah Başbakanın mekana ziyareti YDP merkezi de aynı binada olunca epey gürültü çıkardı diye duyduk. Bu arada kısa sürede iş insanlarının sıkıntılarına kendisine aktarabildiniz mi bari!

...

Sayın Oya TALAT, hafta sonu gerçekleştirilen hamsi festivalinde bütün gözler sizi aramış ama görememiş. Hayırdır yoksa bu kez davet mi gelmedi yoksa evde torunlara bakmak gibi bir zorunluluğunuz mu vardı?

...