Çünkü biz tertemiziz.

Çünkü biz aşılama olayını bitirdik.

Çünkü bizde artık Covid-19 vaka sayısı sıfır.

Çünkü biz artık bu işin çaresini bulduk.

Bu nedenle hakkımız var!

Güney ile aramızdaki kapıları açacaksak “gavur” 72 saatlik PCR ve çift aşı getirecek!

Gelmeyin demenin bir başka yöntemi olan bu karar aklın alabileceğinin çok daha ötesinde bir mantıksızlık içeriyor.

***

Sayın müsteşar, biz aşılamayı tamamladık mı?

Henüz %22 diye açıklanmıştı daha iki gün evvel!

***

Adeta birileri fişi çekmiş.Artık güney ile aramızda kendi yarattığımız bu kapıları bir daha açmamanın her tülü oyununu çevireceğiz diyen birileri var besbelli.

“Öyle kararlar üretin ki sınırın ötesi öcü gibi görünsün”. Demiş birileri. Bizimkilere de “tut” deyince “yut” diye anlayıp birkaç basamak da öteye geçivermişler!

“Öyle bir tutum sergilensin ki, insanımız asla bir kere daha Rumları görmek istemesin. Bayrakla minare ile başaramadığımız işi, hastalıkla başaralım.

Her bir Rum gördüklerinde bizim insanlarımız onu vebalı gibi karşılasın.Döve döve yollatsın kendi tarafına. Zaten kapıda da öyle eziyet çektirtelim ki o da hiç eşikten adımını atmak istemesin. Öyle bir gün gelsin ki kendiliğinden ne bizimkiler o yana ne onlar bu yana geçmeyi akıllarına bile getirmesinler.Biz de rahat edelim artık!

Hatta bu adanın bir güneyi olduğunu unutalım.

Haritalarımızda asla ve zinhar göstermeyelim.”

Böyle düşünen birileri var sanırım…

***

İnsan Haklarından haberiniz var mı sayın müsteşar?

Dünya Sağlık Örgütü bile böylesi bir kararı vermeden önce yüzlerce kez düşünmüş de yine böyle bir karar üretememişken, sizin de KKTC yurttaşı olarak erişebileceğiniz en uzak diyarların kısıtlılığını kavrayamayacak olsam bir de hitap ettiğiniz nüfusu düşünemesem aşı firmalarında ortaklığınız olduğunu düşünecektim.

Ne demek çift aşı?

Ne demek 72 saat PCR!

Yahu kardeşim, siz de doktorsunuz.

Ve sizler de bu hastalığın kimi hangi koşullarda öldürdüğünü biliyorsunuz.

O halde böylesi sosyal medya korkutmaları ve bilinçsiz popülist ve kara mizah kokan kararlar ile nasıl bir işiniz olabilir.

Halkı rahatlatmak mı yoksa halkın huzur içinde yaşamasına katlı sağlamaya mı geldiniz?

Deren hanım, sayın müsteşar bunlarla ilgilenerek bu türden akla mantığa sığmayan açıklamalar ya da kararlar ile uğraşacağınıza, Kıbrıs sorunu ve dayatılan kararlar kokan açıklamalar yapacağınıza, sağlık sisteminin iflah olmaz sakatlıklarından bir ikisini iyileştirin.

İlaç Eczacılığı düzeltin.

Her gün kronik hastalar ilaçlarına erişemediklerini anlatıyor

Sosyal devlet olarak vereceğiniz sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi için katkı sağlayın. Hastanelerden hizmet alan yurttaşların memnuniyetini artırıcı işlemler yapın. Orada çalışan insanların insan olduklarını anımsamalarına izin verin!

Çivisi oynamış sağlık sisteminin serbest çalışan eczanelerden serbest çalışan hekimlere kadar kural dışılıklarına göz yummayarak insan sağlığının ucuz olmadığını anımsamamıza katkı sağlayın.

***

Güneyden gelen de insandır. O da hasta olmak istemez. Göz göre göre tüm Türkleri Korona yapmak için virüs bulaştırıp yüzümüze tükürtecek değiller ya…

Böyle bir dünya yok!

Siz yol gösteren olacaksınız, çizilen yolu hataya karşın göz göre göre ilerleyen değil!

Bu ne bir Tıp Doktoruna ne bir Kıbrıslı Türk kadına ne de aydın bir insana yakışmaz.

Yönlendirilmeyen lütfen, yönlendirin!

Dr. Çiğdem DÜRÜST