ABD’de yaşayan Kıbrıslı Türk psikiyatr Vamık Volkan, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası’nın davetlisi olarak bugün bir konferans verdi. Volkan, Kıbrıslı Türk toplumunun sosyo-psikanalizini yaparken daha önce bir kitabında ifade ettiği tezleri yeniden dile getirdi.


Prof. Dr. Vamık Volkan, “39 yıldır 2. sınıf insan olarak görülen Kıbrıslı Türklerin ambargolara ve baskıya karşı kızgınlığını her yere çöp atarak gösterdiği”ni belirtti.


Toplumun “2. sınıf insan yerine konulması”nın, hatta “Rum toplumu tarafından insan yerine bile konulmaması”nın yarattığı kızgınlıkla, Kuzey Kıbrıs’ı bir ‘çöplüğe’ çevirdiğini söyleyen Vamık Volkan, toplumun kızgınlığını yollara çöp atarak dışa vurduğunu düşünüyor.


***


Volkan’ın analizinden yola çıkarak, toplumun 2. sınıf vatandaş yerine konmaya karşı gösterdiği tepkiyi zaman içinde yaygınlaştırdığını düşünebilir miyiz? Yollardaki çukurları kapatmaktan aciz belediye başkanlarını, toplumsal kalkınma için çalışmayan siyasetçiyi 2. sınıf vatandaş psikozuyla umursamadığını söyleyebilir miyiz?


Bugüne dek böyleydiyse, toplumun varlığını bugünden sonra 2. sınıfta görmek istemediğini de düşünmeliyiz. Yerel seçimlerde etrafta artık çöp görmek istemediğini her fırsatta beyan eden toplum, çevre düzenlemesi yapılmış, çukursuz yolların yanı sıra, yol kenarlarına yürüyüş ve bisiklet parkurları inşa edilmesini de talep ediyor.


Kıbrıs Türk toplumu insanca yaşamak isteyen, bakımlı bir çevrede nefes almayı arzulayan, son seçim sonuçlarının da işaret ettiği üzere, siyasette de temizlik beklentisi yükselen bir yapısal dönüşüm içerisindedir.


Taleplerini korkusuzca ifade eden, vaatlerini yerine getirmeyenleri siyasetten elemeye başlayan toplumun, 2. sınıf vatandaş yerine konmaktan usandığını ve hiç değilse evrensel yurttaşlık haklarının yaşama geçtiği bir ülkede var olmayı istediğini söyleyebiliriz.


***


Tam bu noktada, gerek Türkiye’nin gerek Rum toplumunun Kıbrıslı Türk toplumunda yaşanan değişimi dikkatle izlemesi ve Kıbrıslı Türkleri eskisi gibi 2. sınıf yurttaş yerine koymanın toplumsal tepkiyi fazlasıyla artıracağını öngörebilmesi gerekiyor.


Kıbrıs Türk toplumundaki değişimin ayak seslerine kulaklarını tıkayanlar ise, ister Türkçe konuşsunlar ister Rumca; moral bozucu bir 1. sınıf yurttaş tepkisiyle karşılaşmaya hazırlıklı olmalılar.