Bundan 10 yıl kadar önceydi;
Hataylılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı rahmetli Abdullah Atlar bir sohbetimizde dönemin TC elçisine öfkesini dile getirmişti.
Dernek üyelerinin çocuklarına bilgisayar temini için gittiği TC Elçisi kendisine fena halde kızmış, biraz da fırçalamış, hatta daha da ileri giderek ‘bilgisayar kim, siz kim’ dercesine, ‘siz önce gidin sokakları süpürün’ demişti…
Bu konuyu daha önce de yeri geldiği için birkaç kez yazmıştım…
Bugünkü konu Bertan Zaroğlu olduğu için bir kez daha hatırlatmakta fayda gördüm…
Aradan 10 yıl geçse de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir elçisinin bu tarz konuşmasını bir türlü sindiremedim, sindiremeyeceğim de…

Abdullah Atlar, sessiz sedasız çok erken yaşta göçtü aramızdan…
Yurt dışında olduğum için cenazesine katılamadım ama dikkat ettim, özellikle seçim öncelerinde peşini bırakmayan, sağcısından solcusuna bir çok siyasetçi cenazesine katılmadı.
Çünkü işleri bitmişti, artık onun oyu yoktu, hadi onu bir yana bırakın, çok küçük yaşta olan iki çocuğunun akıbetini sorgulamak bile kimsenin aklına gelmemişti.
Birkaç arkadaşı ile hemşerisinden başka…
Bir kez daha Allah rahmet eylesin.

Şu anda benim de sayısını bilmediğim çok sayıda Hataylılar Derneği var…
En etkilisi ise Bertan Zaroğlu’nun başkanı olduğu Hataylılar Derneği.
Bertan bugün Kıbrıs Time’dan Çiğdem Aydın’a çok sert açıklamalar yaptı, bunları sizinle paylaştık.
Sert olduğu kadar da tehlikeli açıklamalardı bunlar!
Bir nevi savaş ilanı gibi…
Bundan sonra olacaklardan sorumlu olmayacağını söyledi Zaroğlu, kimseyi de engellemeyeceğini ima etti…

Bunlar tehlikeli söylemlerdi ama açıklamanın en doğru kısmı vatandaşlık konusunun hukuk sürecine taşınacağını söylemesi oldu…
Doğru olan oydu çünkü!
Yıllardan beridir zaten çok hassas olan bir konunun tehlikeli bir şekilde tırmandırılması kime yarar getirir ki?
Konu yasa ile belirlenmiş, eğer yasalara karşı bir suç işlenmişse buna karar verecek tek mekanizma mahkemelerden başkası değildir…
Onun için sevgili Bertan’a yapma, etme diyoruz!
Zaten patlamaya hazır olan bombanın fitilini ateşleme ne olur…

Bertan’ın haklı yanları da yok değil yani…
4 yıllık kötü bir yönetim sonrası, UBP gitmiş, yerini CTP-DP hükümeti almıştır.
Yeni İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay, biraz da yeni bakan olmanın heyecanı ile şova yönelik açıklama yapmış ve vatandaşlık vermeyeceği açıklaması ile vatandaşlık bekleyenleri tahrik etmiştir.
Bu devlet adamlığıyla bağdaşmayan bir durumdur.
Bunlar günübirlik prim getirmekten öteye gitmeyen aksine çok hassas bir konuda ateşe benzinle yaklaşmaktır.
Tüm tarafları sağduyuya çağırır, bir masa etrafında buluşup uzlaşma yolu bulmak için aklıselime davet ederiz.


GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU



Sayın Ali ALNAR, müsteşarlık isteğiniz parti içinde epey tartışma yaratmış diyorlar. Parti bu konuda neredeyse ikiye bölünmek üzere. Acaba diyoruz CTP’de dedikleri gibi UBP’lileşmek yolunda tam gaz ilerliyor mu?

Sayın Hüseyin BARBET, Çalışma Dairesi’nden maaş talebiniz biraz daha bekleyecek gibi görülüyor. Daire içinde sıkı bir muhalefet başladı bilesiniz. Sizin bolca hayvanınızın olduğunu biliyorduk, yanılıyor muyuz yoksa?

Sayın İrsen KÜÇÜK, seçim harcamaları konusunda önümüzdeki hafta epey terleyeceksiniz gibi geldi bize. Kulağımıza fısıldananlara göre bu konuda tek suçlu siz ilan edilmek üzeresiniz. Siyaset ne kadar nankör bir şeymiş değil mi?

Sayın Sunat ATUN, bin 500 TL alacağı olan tabelacı aradı bayramlık ağzıyla esti yağdı. Verin şu parayı da siz de kurtulun ben de kurtulayım. Biraz daha sırf bu yüzden depresyona gireceğim.

Sayın Türkay TOKEL, partinizin Güzelyurt bölgesindeki atamaların listesini sır gibi sakladığınızı öğrendik. Kimi kalpten kimi de beyin kanamasından gitmek üzere, vebali boynunuza olacak bilesiniz.

Sayın Ahmet KAPTAN, Lefkoşa Kaymakamlığı için adınız son günlerde fazla konuşulur olmaya başladı. Sendikanın başına birini bulursanız ne ala, yok eğer bulamazsanız Kaymakamlık hayal bilesiniz…

Sayın Teberrüken ULUÇAY, son açıklamalara diş bileyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Biraz daha az konuşup çok çalışmakta yarar görüyoruz. Zira insanlar sokağa dökülürse bunun sebebi siz olacaksınız…

Sayın Kaan KANER, Ercan’da sattığınız sigaralarda paket başına 2.5 TL kar ettiğinizi öğrendik. İyi de o zaman şikayet neden? Bu işin altından ne çıkacak biz de çok merak ediyoruz doğrusu…

Sayın Ejder ASLANBABA,yeni parti kurma konusunda bazıları size ateş püskürse de bu konuda çok ciddi bir çalışma olduğunu duyduk. Eğer duyduklarımız doğru ise işte o zaman yandığımız gündür. Pire için yorgan yakmayın lütfen… 

Sayın Serdar DENKTAŞ, batık bankalar konusunda muhalefet ciddi bir çalışma içine girdi. Özellikle eski Kredi Bankası’nın hesaplarını önümüzdeki günlerde hep manşetlerde göreceğiniz iddia ediliyor. İki ucu kirli değnek böyle bir şey olsa gerek değil mi?

Sayın Beyazıt ADALIER, belediye konusunda makul ve uzlaşabilir bir anlaşma ancak sizin istifanızdan sonra olabilir. Bölge halkı bu konudaki açıklamanıza yoğun tepki mesajları gönderiyor. Bölge halkı daha fazla isyan etmeden istifayı da artık gündeme getirin deriz…

Sayın Oktay KAYALP, parti içi zıtlaşmalar nedeniyle yeni dönemde belediye başkanlığına aday olmayabileceğiniz konuşulmaya başlandı. Bu kadar üstünüze geldikten sonra siz de haklı sayılırsınız. Bu arada parti başkanlığına aday olmaya ne dersiniz? Ortalık bayram yerine döner değil mi?

Sayın Halil ORUN, şu kayıp matkap olayına ilgisiz kalışınız ileride başınıza büyük çoraplar örebilir. Olayın sorumlularını ortaya çıkarmanız ve cezalandırmanız öneriliyor. Doğrusu da bu değil mi?

Sayın Ahmet Cenk MUSALAR, sizin kaymakamlık işi bitti bitiyor noktasına gelmiş. Bölgede bir iki isim bu atamaya fena kızacak ama kutlamalara başlayabilirsiniz. Yeni takım elbiseleri sipariş vermeye hazırlanın…

Sayın Reha ARAR, Merit Park Otel’in mutfağında önceki gün küçük çaplı bir yangın olayı yaşanmış. Büyük geçmiş olsun diyoruz. Yangın tüplerini ara sıra kontrol etmekte yarar var değil mi?

Sayın Hasan HASTÜRER, gazete değiştirdikten sonra gelen tebrik mesajlarında rekora koştuğunuz söyleniyor. Uzun bir aradan sonra eski dostlarla birlikte olmak nasıl bir duygu acaba? Hayırlı ve uğurlu olsun, Allah utandırmasın…



Günün Fıkrası


Bütçe


Amerika dışında çalışan bir koca, karısına şöyle bir mektup yollamış.
-Sevgilim Mary bu ay sana maaşımdan para yollayamıyorum onun yerine yüz öpücük gönderiyorum. Unutma, sen benim bir tanemsin. Kocan Bill.
Bir müddet sonra karısı da şu cevabı yolluyor;
-Sevgili Bill, gönderdiğin yüz öpücük için çok teşekkür ederim. Onları şöyle harcadım:
-Sütçü 1 aylık süt için 3 öpücüğe razı oldu. Elektrik tahsildarı ile işi 7 öpücüğe bağladım. Ev sahibi günlük kira taksitlerini her gece alıyor. Bakkal ile başka türlü anlaşmaya mecbur kaldım. Diğer masraflarda 40 öpücük tuttu. Beni merak etme, bakiye 30 öpücüğüm var, bu ayı çıkarabilirim. Gelecek ayda aynı mı olacak, bana acele bildir, ona göre plan yapacağım.
Bir tanecik karın Mary...