Hayvancı da çiftçi de aylardır bu günü bekledi. Yağmurun yağmasını. Yağan yağmurlardan dolayı yaşanan doğal afet hayvancı ve çiftçinin kalbinin attığı mesaryayı olumsuz etkiledi. Hele de dolu yağması beklenmedik bir olaydı. Aslında yağmur yağdığına şükretmek gerekirdi. Aralık ayının son gününe gelmemize rağmen ilk kez yağmur yağdığını hissediyoruz.

Mesarya’yı olumsuz etkileyen yağmurlar bir gerçeği daha ortaya koydu. Belediyelerin alt yapı çalışmalarının yetersiz olduğunu ve bu doğrultuda yeterli önlem alınamadığını. Eğer dere yatakları önceden temizlenmiş olsaydı geçen akşam yaşanan olumsuzluklar mesaryayı etkilemezdi.
Mesarya’da gerekli drenaj çalışmaları yapılsa ve yağmur sularının akışı kolaylaştırılsaydı bugün Mesarya’da bulunan evler sular altında kalmaz, vatandaş da mağdur olmazdı.

Köylerimizde apartmanlar yok. Herkes yer evinde yaşıyor. Eski kerpiç evler bile halen dim dik ayaktadır. Mimari tasarımların yapılmadığı ve yapılaşmanın gelişmediği yıllarda evler yola yakın yani yol ile ayni hizada inşaa edilirdi. Genellikle hanay dediğimiz iki katlı kerpiç evler vardı.
Nenemin evini hatırlarım da ev yola sıfırdı. Hemen içeri girdiğimizde sağda ve solda odalar vardı. Biri yatak odası diğeri salondu. Mutfak da bu iki odanın arasında kalıyordu. Mutfaktan bahçeye çıkışta yine yükseklik yoktu. Hemen toprağa basardı ayağınız. Bahçede tuvalet ve bir de kazan vardı. Bahçeden çıkılıyordu ikinci kata. O yıllarda da çok yağmurlar yağar ama bugün yaşanan sorunlar yaşanmaz ve evlere su girmezdi. Çünkü yola sıfır olan evlerin önünde seki vardı ve o sekinin altından yağmur sularının rahatça akıp gitmesini kolaylaştıracak oluklar. İşte geçmişte teknolojinin olmadığı dönemlerdeki şartlarda durum buydu. Bugün gelişen Kıbrıs sular altında kalıyor. Peki neden?

Bunun birçok cevabı var elbette. Ama en öncelikli cevap dere yataklarında gerekli çalışmaların yapılmamasıdır. Karayolları Dairesi’nden edindiğimiz bilgiye göre dere yatakları insanlarımızın artık eşyaları ile dolu. Yani insanlarımız da duyarsız. Çeyizlik eski eşyalarını, çiltelerini, halılarını, yataklarını, koltuklarını ve daha sayamadığımız birçok eşyalarını dere yataklarına atıyor insanlarımız. Böylelikle temiz insanları da çevrecileri de kendi kendilerinide yaptıkları bu davranışla cezalandırmış oluyorlar. Tıpkı geçen akşam yaşanan sorunlar gibi. Bölgede bir kişinin sorumsuzluğu tüm halka mal oluyor. Bu yüzden öncelikle belediyelerimizin bu konuya duyarlılık gösterip, gerekli çalışmaları yaparak bölge halkını da bu konuda uyarmasını bekliyoruz. Böylelikle halkımız bilinçlenecek ve daha sorunsuz yağmurlu günler yaşayacaktır.