Annem altmış üç yaşında bir Osmanlı kadınıdır benim.Tam bir yörük kızı özünü hiç yitirmeyen köklerinden kopmayan ve aslını unutmayan.Koyunları eksik olmadı hiç önünden,buzdolabında hamuru sofrasında bazlaması,gözlemesi,sıkması,böreği vazgeçmedi hiç...Satın alma peynirleri yediremedik ona ya çökelek olacak yada tulum peyniri,zeytiniyse evde kendi kuracak,turşusu çeşit,çeşit patlıcandan,fasulyeden,domatestenden tutunda gabbara kadar çok çeşitlidir annem çokda hünerli..Terzidir aynı zamanda örgü örerdi zamandı öyle elbiseler dikerdiki değme modacılara taş çıkartırdı zamanında..

Tüm bunları yapmasına dedemin zamanında çok zenginken bir anda iflasıyla tanışmış,ögrenmiş dedem kendini toplayıp ticarette yeniden kazanıp toparlanısıya kadar çektiklerini anlatır çoğu zaman ve birde CHP dönemi ihtilali Türkiye'nin yokluk ve kıtlık zamanlarını anacığım anlatır biz dinlerdik son zamanlarda yaşananlar onu öyle etkilediki şimdi daha bir ayrıntılı anlatmaya başladı yaşananları... Söze hep şöyle başlar anam siz bilmezsiniz o günleri yaşamadınız hiç Allah'da yaşatmasın der ve ekler..Tüp kuyrukları, şeker ve yag kuyruklarında ne çekti bu millet diye..Sonra karneyle alınırdı bunlar şimdiki gibi nerde hey yavrum heyyyy diyede ekler konuşmasına siz görmediniz Allah'da göstermesin sizlere o günleri yavrum diye...

Geçen seçim tutturdu ben Türkiye'ye gideceğim oyumu vereceğim diye zar,zor bilet ayarladım son dakika anam güzel anam hasta halinle bu yaşta ne yapacaksın otur oturduğun yerde dedik abim dedi ben dedim hıııııh gideceğim diye tutturdu ve gitti'de gerekirse oyumu kullanır dönerim karışmayın bana dedi hidtediyle...Ana sözü üstüne söz söylenmez bizde nihayetinde gitti Türkiye'den aradı beni yavrum ben görevimi hakkıyla yerine getirdim Allah bu halka millete bir daha zeval vermesin diyede ekledi..Eyi güzel anam sen mutluysan sorun yok dedik...Elinde tesbihi her namazdan sonra dua eder Türkiye başbakanımıza bazen kızdırırım onu takılırız evlatları olarak bize'de bırak duayı hep onamı edeceksin diye...Kızar bize'de gene başlar bildik hikayeye siz yaşamadınız Allah'da yaşatmasın diye...devam eder bu böyle haberler başladığında eğer Başbakan Erdoğan çıkmışsa televizyonun sesi biraz daha açılır biz haber deriz anam eski dilde ajanslar der çıt çıkmaz evde onu dinler başlar duaya gene gördünüzmü Türkiye'me yakışanı işte evlat bu der gene hikaye başlayacak diye ben bulaşığa,ortalığı toplamaya torunları oyunlara herkes bir köşeye çekilir.

Herkes kaçsa ben kaçamam bir yere Rahmetli Menderesi anlatır,ardından yetmiş dört harbini Merhum Necmettin Erbakanı ve merhum Ecevit'i tarihi yaşayan birinin agzından birebir dinlemek,onun belleğine yerleşmiş ,askeri ihtilalin izlerini fark etmek zor değil..Anam gene aradı buğün bana bilet ayarla şimdiden diye ve tam bir saat konuştu telefonda gene bu milleti o günlere döndürecekler kör olasıcalar durmam burda duramam gideceğim oyumu kullanacağım seçimlerde bir oy bir oydur dedi..Anam hastasın hava soğuk kar kış kıyamet gel etme gitme dediğimdeyse tüylerimi diken diken eden o cevabı verdi gideceğim kızım torunlarım için,sizin için gidecem bizim yaşadıklarımızı siz yaşamayın diye gideceğim..Allah o günleri bir daha göstermesin diye gideceğim...