Mükemmel bir okur mektubu, önce onu paylaşalım;
“Dünkü yağmur dan dolayı evimize zor gittik ancak hep şikayet ediyoruz biraz yağmur yağarken ortalık felç oluyor daha ilk yağmur ve yeni belediye başkanına fatura kesilmeye çalışıyor.
Halbuki başkanın suçu yok ki! Başkan mı tıkıyor su drenajlarını?
Hükümet politikası yok, alt yapı yanlış ve yetersiz. Yılların yanlışı.
İngiliz dönemine ait bölgeleri su basmıyor ve 74 den sonra inşa edilen bölgeler hep sular altında. Yenikent zaten bataklık bölgesidir oralara lüks villalar inşa ettiler, hepsi adı üstünde lüks ancak bok içindeler afedersiniz.
Şimdi burada belediye başkanlarının ne suçu var?
Halk görgüsüz, yarışa girdiler en lüks ev yapma yarışı.
Size söylüyoruz anlatıyoruz sıkıntıları çünkü söyleyecek adam bulamıyoruz.
Belki sizler olsun yazarak paylaşarak bu konuları belki hükümetçilikte oynayanlar bir şey yaparlar. Devlet çöktü . Hükümetçilik oyunu oynuyorlar. Yazık çalışan ezilir. Kim bakan oldu kim müsteşar atandı kim müdür atandı başka bir şey yok.
Yeyin yeyin doymadılar mı?..”
Böyle güzel, böle doğru bir yorumdan sonra aslında çok bir şey yazmaya da gerek yok…
Vatandaş ülkenin içinde bulunduğu içler acısı durumu birkaç cümle ile öyle güzel özetlemiş ki…
1974 öncesi inşa edilen bölgeler her türlü doğa şartlarına karşı dimdik ayakta duruyorlar ama 74 sonrası inşa edilenler en ufak bir doğa olayında tel tel dökülüyor, sular seller götürüyor evleri…
Hadi artık kabul edelim;
Biz devlet kurduk ama devlet olamadık…
Devleti kurup yaşatmakla övünenler kıytırık bir devlet kurdular ve kıytırık devletin de sadece kıytırık yöneticileri oldular…
Biz sürekli olarak, kıytırık devlet ve kıytırık yönetici diye yazdığımız zaman da kızdılar, köpürdüler!
Toplumun gündeminde ülkenin köklü sorunları olması gerekirken bizde varsa yoksa siyaset!
Vatandaş evini su bastığı zaman belediye başkalarına sövüp sayıyor ama hiçbir zaman sorunun dibine inmiyor!
1974 öncesi inşa edilen yerlerde niçin hiçbir sorun yaşanmazken, sonrasında yapılanlar 15 dakikalık yağmurda bataklığa dönüşüyor!
Şimdiye kadar niçin gelmiş geçmiş hükümetler ülkenin alt yapısını doğru dürüst ellemediler, bunu sorgulayan kimse yok!
Lüks düşkünlüğümüz de doğru…
Komşu arabasını değiştirmeye görsün, ya da kendine yeni bir villa inşa etmesin!
İlla ki daha iyisini satın alıp daha büyük villa dikeceğiz, hem de dere yatağına…
Sonra sellerin içinde kalınca da isyan edeceğiz!
Yok böyle bir şey…
Sevgili okurlar lütfen dikkat ediniz;
Ülkenin şu anki gündemi tamamen siyaset, kim bakanlıktan gitti kim geldi, kim partisinden istifa edip başka partiye katılacak?
Varsa da yoksa da siyaset!
Üç bakan gitti yeni üç bakan geldi…
Kim inanır ki ülke bu değişimle çok daha iyi yerlere gelecek?
Onlar da gidecek başkaları o makamlara oturacak ama ülkenin köklü sorunları aynen devam edecek!
Ben en çok niye kızarım biliyor musunuz?
Siyasi hayatlarında hiçbir başarıya imza atamadıkları halde onların peşinde koşan bireysel menfaat yanlısı vatandaşa…
Onları öyle fütursuzca destekler ki sanırsınız bunlar bakan olunca ülkeyi sil baştan değiştiler, güllük gülistanlık yaptılar…
Toplumsal menfaatler bir yana, bireysel menfaatler ne ala!
Toplum uyanıp ta ayağa kalkmazsa, iyi siyasetçi ve kötü siyasetçi ayırımını yapmadan körü körüne bunların peşine düşerse, bu günleri bile arayacağız önümüzdeki günlerde…
 
 
e-kimlik projesi ne oldu?
 
Geçen gün İçişleri Bakanı Teberrüken Uluçay’ı aradık telefonla…
Bakmadı, geri de dönmedi!
Keyfi bilir!
Bir okurun sorusunu yöneltecektik kendisine…
Vatandaş bize sordu biz de bakana soralım buradan;
Eylül ayında tamamlanacağını açıkladığınız e-kimlik projesi ne oldu?
Niçin yürürlüğe girmedi?
Buyurun açıklayın lütfen!
 
 
TMT-Mücahitler Derneği genel kurulu niçin iptal edildi?
 
Geçen yazmış ve sormuştuk;
TMT-Mücahitler Derneği’nin 15 gün önce yapılması gereken genel kurulu gazetelere verilen ‘hasıl olan zaruret’ nedeniyle iptal edildiği ilan edilmişti…
Dernekten bir açıklama gelmedi ama biz öğrendik;
Şu anki yönetim bir kez daha koltukları koruma uğruna 200’den fazla yasal olmayan üye yapmış!
Ne varsa artık bu derneğin yönetiminde yıllardır kalmakta!
Ya da ne avantası var?
Kaymakamlık araştırmış ve 200’den fazla yasa dışı üye tespit etmiş…
Tam bir yılan hikayesi yani!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ergün SERDAROĞLU, Menteş Gündüz ile birlikte bu hafta UBP’ye katılacağınız ve prensipte anlaştığınızı duyduk. UBP’de rozetler hazır sizi bekliyorlar. Hükümet olan bir partiden ayrılıp muhalefete geçmek doğrusu büyük cesaret işi…
Sayın Menteş GÜNDÜZ, siz UBP’ye geçmeye hazırlanırken DP’de de yeni planlar gündeme geldi. Size bakanlık veremediler ama gitmemeniz için çeşitli formüller aramaya başladılar. Bakalım yapacakları yeni bir teklif karşısında cevabınız ne olacak?
Sayın Hamit BAKIRCI, UBP’den bazı kurmayların sürekli telefon ederek partiye katılımınız konusunda kafanızın bir hayli karışık olduğu gözlemleniyormuş. Bu nedenle beklemede olduğunuz söyleniyor. Bekleyen Derviş bakalım daha ne kadar bekleyecek?
Sayın Derviş EKŞİCİ, Abdullah hocanın DAÜ rektörü olarak kalması için Mağusa’da imza kampanyası başlattığınızı öğrendik. Buna destek verenler de var ama desteklemeyip eleştirenler de…
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Cumartesi günü yağan yağmurlar sizi de vurmuş ve uzun bir süre çamura batan arabanızda mahsur kalmışsınız. Acaba villayı Yenikent’te almakla hata mı yaptınız. Sizi kurtaran komşulara bir mangal borcunuz var…
Sayın Fikri ATAOĞLU, Devlet Tiyatroları müdürü konusunda Serdar beyi fena halde yanılttınız ve o da şimdi geri adım atamıyor. İnsan önce bir araştırır, sorar soruşturur değil mi ama?  Bu konuda önümüzdeki günlerde büyük skandallar yaşanacak haberiniz olsun!
Sayın Abbas SINAY, sizin istifa meselesi ne oldu diye soranların sayısı her geçen gün artmaya başladı. Acaba diyoruz istifanızı buzdolabına mı kaldırdınız? Bu konuda bir ses verin lütfen…
Sayın Vakkas ALTINBAŞ, Girne’de Kumyalı plajı ve sahillerini de şirketiniz bünyesine kattığınızı duyduk. Nasıl becerdiniz, nasıl ikna ettiniz o işte meçhul. Hayırlı olsun diyelim bakalım buraya nasıl bir proje dikeceksiniz?
Sayın Börke KAŞİF, bak güzel kardeşim seni uyarayım, sahte isim altında sosyal medyada yorumlar yapıp insanlara çamur atmak sana hiç yakışmıyor. Bir derdin varsa çıkarsın ortaya delikanlı gibi konuşursun, umarım mesajı almışsındır!
Sayın Mehmet Ali TALAT, sizin için artık ok yaydan çıktı ve geri dönüşü olmayan bir yola girdiniz. Bu hareketiniz Cumhurbaşkanlığı sürecinde adayınızı yıpratabilir onun için bir süre daha sabretmekte yarar var…
Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, alerjik bir durumdan dolayı hastanelik olduğunuzu ve bir gün süreyle tedavi gördüğünüzü öğrendik. Büyük geçmiş olsun, acaba alkol ve puroyu bırakma zamanı mı geldi dersiniz?
Sayın İsmail ARTER, sizin belediyede mali durum epey iyi olmalı ki istihdamlara başlamışsınız. Ancak seçimlerde size veren CTP’lilerin yakınlarını istihdam etmeniz UBP ve DP içinde büyük infial yaratıyor bilesiniz!
Sayın Hasan TAÇOY, özel kalem için birden fazla aday olunca sizi derin bir düşünce almış diyorlar. En iyisi adil olu bir münhal açmak ve en başarılısını makama oturtmak… Sizce başka bir alternatif var mı?
Sayın Hasan SADIKOĞLU, siz zaten UBP rozetini çıkarmadınız partiden de ihraç edilmediniz. Doğal olarak halen UBP’li sayılırsınız. Bu arada UBP yönetimi acemi davranınca katılım da gerçekleşmedi. Biraz daha sabretmeniz en iyisi!
Sayın Ergün OLGUN, müzakerecilik görevine tepkiler olsa da siz kimseye aldırış etmeyiniz. Bu işi iyi kıvıran sayılı kişilerden birisiniz. Yeni görevinizde başarılar dileriz…
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:

 
Günün Fıkrası
 
İlişki

Orta yaşlı çiftin dünyalar güzeli iki kızı vardı ama gönülleri bir erkek çocuk arzuluyordu hala. Son bir deneme yapmaya karar verdiler. Kadın hamile kaldı. Doğum günü sağlıklı bir erkek dünyaya geldiğini duyan baba neşeyle hastaneye koştu ama o güne dek gördüğü en çirkin bebekle karşılaştı.
Karısına:
“İmkanı yok, bu bebeğin babası ben olamam. İki melek gibi kızdan sonra...
Kızmayacağım, itiraf et, arkamdan bir işler çevirdin değil mi?” diye sordu.
Kadın tatlı bir gülümseme ile cevap verdi:
“Bu sefer değil hayatım.”